Zirai Kazanç, Ücret v e Serbest Meslek Kazançları

Zirai kazancın kısa bir tanımı, Gelir Vergisi Kanunu'nun 52. maddesinde yer almaktadır. Bu maddeye göre; “Zirai faaliyetten doğan kazanç, zirai kazançtır.” Kanun, zirai kazançları düzenlerken ticari kazanca ilişkin hükümlerden farklı bir yol takip etmiş ve zirai faaliyetin kapsamı konusunda oldukça ayrıntılı düzenlemelere yer vermiştir. Kanuna göre; zirai faaliyet; arazide, deniz, göl ve nehirlerde, ekim, dikim, bakım, üretme, yetiştirme ve ıslah yollarıyla ya da doğrudan doğruya tabiattan yararlanarak bitki, orman, hayvan, balık ve bunların mahsullerinin üretimini, avlanmasını, avcıları ve yetiştiricileri tarafından muhafazasını, taşınmasını, satılmasını veya bu mahsullerden başka bir şekilde faydalanılmasını ifade eder.

Gelir Vergisi Kanunu'nun 53. maddesinde zirai kazançların vergilendirilmesi konusunda iki yöntemin düzenlendiği görülmektedir. Anılan maddeye göre zirai kazanç elde edenler ya “hasılatları üzerinden tevkifat yapılmak suretiyle” yani “vergi kesintisi” yöntemiyle ya da gerçek usule göre vergilendirilecektir. Kanun metni incelendiğinde temel yöntem olarak vergi kesintisi usulünün benimsendiğini, ancak bazı şartları taşıyan çiftçilerin ise gerçek usule göre vergilendirilmesinin öngörüldüğünü söylemek mümkündür.

Ücret kazancının tanımı Gelir Vergisi Kanunu'nun 61. maddesinde yapılmıştır. Bu maddeye göre: “Ücret, işverene tabi ve belirli bir iş yerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.” Gelir Vergisi Kanunu'nun ilgili hükümleri bir bütün olarak incelendiğinde ücret kazançlarının vergilendirilmesinde “gerçek usul” ün yanı sıra “diğer ücretliler” olarak anılan küçük bir grubu ilgilendiren bir tür götürü usulün de öngörüldüğü dikkati çekmektedir. Türkiye’de ücret kazancı elde edenlerin çok büyük bir kısmının gerçek usul çerçevesinde vergilendirildiği söylenebilir.

Ücret kazancının vergi kesintisi yöntemiyle vergilendirilmesi üç aşamalı olarak gerçekleşmektedir. Birinci aşamada öncelikle Gelir Vergisi Kanunu’nun 63. maddesine göre vergilendirmeye esas alınacak safi ücret, gayri safi (brüt) ücretten kanunda gösterilen indirimlerin yapılması suretiyle tespit edilecektir. İkinci aşamada bulunan safi ücrete kanunda öngörülen vergi oranları uygulanarak vergi hesaplanacaktır. Bu noktada uygulanacak vergi oranının belirlenmesi için Gelir Vergisi Kanunu’nun 103. maddesinde gösterilen vergi tarifesinin esas alınması gerekmektedir. Üçüncü aşamada ise aynı kanunun 32. maddesi uyarınca tespit edilen asgari geçim indirimine isabet eden vergi hesaplanan vergiden düşülerek mükellefin ödeyeceği (kesinti yoluyla alınacak) vergi tutarına ulaşılacaktır.

Serbest meslek kazancının tanımına ilişkin düzenlemeler Gelir Vergisi Kanunu'nun 65. maddesinde yer almaktadır. Bu maddeye göre; "her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır. Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmî veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır." Gelir Vergisi Kanunu'nun 67. maddesine göre, serbest meslek kazançlarının vergilendirilmesi konusunda gerçek usulün benimsendiği söylenebilir. Buna göre, serbest meslek faaliyeti yapan kimselerin kazancının defter ve belgelerden çıkan sonuca göre belirlenmesi gerekmektedir.