1980 -2000 Arasında Türkiye’de Siyasal Hayat
Türkiye Cumhuriyeti’nin altıncı cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’ün görev süresi 1980 yılında dolmuştur. Türkiye Büyük Millet Meclisi, yeni cumhurbaşkanını seçmek için işe koyulmuş defalarca gerçekleşen seçim turlarına rağmen, başarılı olamamıştır. 11 Eylül 1980 tarihinde Meclis, bir sonraki gün toplanmak üzere dağılmıştır. Ancak bir sonraki gün toplanamamıştır, çünkü 12 Eylül Darbesi gerçekleşmiştir.
Türk Silahlı Kuvvetleri, İç Hizmet Kanunu’na dayanarak yönetime el koymuştur. Genel Kurmay Başkanı Kenan Evren başkanlığında oluşturulan Millî Güvenlik Konseyi, yayımladığı bildiri ile darbenin amacını ve nedenini kamuoyuna duyurmuştur. Bildiriyle; siyasal partilerin kısır çekişmelerin içinde olduğu, devletin işlemez hâle geldiği, vatandaşın can ve mal güvenliğinin tehlikeye düştüğü, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığının ve bağımsızlığının saldırı altında olduğu, ülkenin iç savaşın eşiğine sürüklendiği ifade edilmiş, hükûmet ve parlamentonun feshedildiği, dokunulmazlıkların kaldırıldığı, sıkıyönetim ilan edildiği ve sokağa çıkma yasağı başlatıldığı duyurulmuştur.
12 Eylül darbesi, siyasal partilerin faaliyetlerini durdurmuştur. Yaklaşık bir ay sonra ise Millî Güvenlik Konseyi, siyasal partileri temelli kapatmıştır.
Millî Güvenlik Konseyi’nin yönetimde bulunduğu süre zarfında temel hak ve hürriyetler kısıtlanmış, yargılamalar ve idamlar gerçekleştirilmiş, sayısı beş bine yaklaşan kamu çalışanı görevlerinden uzaklaştırılmışlardır.
Yeni anayasa, Kurucu Meclis tarafından hazırlanmıştır. Kurucu Meclis, Millî Güvenlik Konseyi ve Danışma Meclisi’nde oluşturulmuştur.
Kurucu Meclis tarafından hazırlanan anayasa 7 Kasım 1982 tarihinde halk oyuna sunulmuş ve % 91,3 oranıyla kabul edilmiştir.
Yeni anayasa, yürütme erkini güçlendirici maddeler ihtiva etmiştir. Yanı sıra yasama organı iki meclisli olmaktan çıkarılmış, cumhurbaşkanının sistem üzerindeki etkinliği arttırılmış, Millî Güvenlik Kurulu’ndaki sivillerin sayısal üstünlüğüne son verilmiş, sıkıyönetim ilanı şartları kolaylaştırılmış, sıkıyönetim komutanları Genel Kurmay Başkanına karşı sorumlu hâle getirilmiş, askerî idarenin temel hukuk işlemleri yargı denetimi dışında bırakılmış, hak ve özgürlüklere kısıtlamalar getirilmiş ve Yüksek Öğretim Kurulu kurulmuştur.
6 Kasım 1983 tarihinde yapılan milletvekili genel seçimleri, Millî Güvenlik Konseyi’nin beklentisinden farklı sonuçlar doğurmuştur. Asker tarafından açıkça desteklenen Milliyetçi Demokrasi Partisi bekleneni verememiş, Anavatan Partisi çoğunluğu elde ederek tek başına iktidar şansı elde etmiştir.
Eski siyasetçilerin, yeniden siyasi faaliyet yapıp yapamayacaklarına ilişkin referandum yapılmıştır. Turgut Özal, siyaset yasağının devamı yönünde yoğun bir propaganda dönemi yürütmüştür. Ancak halkın tercihi, yasakların kaldırılması yönünde olmuştur. 6 Eylül 1987 tarihinde yapılan referandumda halkın % 50,1’i, yasakların kaldırılmasını istemiştir.
Turgut Özal, Türkiye Cumhuriyeti’nin sekizinci Cumhurbaşkanı seçilmiştir.
Turgut Özal’dan boşalan Cumhurbaşkanlığı koltuğuna Süleyman Demirel oturmuştur.
4 Nisan 1997 tarihinde Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Alparslan Türkeş, geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etmiştir. Partinin başına, Devlet Bahçeli gelmiştir.
1998’de Anayasa Mahkemesi, Refah Partisi’ni, laikliğe aykırı eylemlerin odağı olduğu gerekçesiyle kapatmıştır.
1990’ların sonuna doğru Türkiye’de laiklik tartışmaları artmaya başlamıştır.
Millî Güvenlik Kurulu, 28 Şubat 1997 tarihinde olağan toplantısını gerçekleştirmiştir. Ancak hükûmete sunduğu önlemler listesi, olağanüstü bir durum doğurmuştur. Önlemler listesinde; laikliğin korunması, tarikatlara bağlı vakıf ve eğitim kurumlarının Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlanması, 8 yıllık kesintisiz eğitim uygulanması, irticai faaliyet nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ilişiği kesilen personelin diğer kamu kurum ve kuruluşlarında istihdamının engellenmesi, irticai faaliyetlerin engellenmesi, kıyafetle ilgili mevzuatın kamu kurum ve kuruluşlarında titizlikle uygulanması, silah ruhsatı işlemlerinin yeniden düzenlenmesi, kurban derilerinin kanunla yetki verilmiş kuruluşlarca toplanması ve Atatürk’e karşı yapılan saygısızlıklara fırsat verilmemesi gereği ifade edilmiştir.
28 Şubat Süreci, hükümetin düşmesine neden olmuştur.
12 Eylül darbesi sonrası yapılan ilk seçim 6 Kasım 1983 tarihlidir. Anavatan Partisi tek başına iktidar olabilecek parlamento çoğunluğuna ulaşmıştır. 29 Kasım 1987 tarihli milletvekili genel seçimini de Anavatan Partisi birinci sırada tamamlamış, tek başına iktidar şansı elde etmiştir. 20 Ekim 1991, 24 Aralık 1995 ve 18 Nisan 1999 seçimlerinde ise hiçbir parti tek başına iktidar olabilecek çoğunluk sağlayamamış, anılan tarihlerde ülke koalisyon hükûmetleriyle yönetilmeye çalışılmıştır. 1991’de başlayan koalisyon hükûmetleri dönemi, 2002 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi’nin tek başına iktidar olmasıyla son bulmuştur.