Tek Partili D önemde Türkiye’de Siyasal Hayat (1923 -1946)

1923- 1946 yılları arası Türk siyasi hayatı açısından oldukça yoğun geçen bir dönem olmuştur. Bunun en önemli sebebi bu yılların yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin inşa dönemi olmasıdır. 1923 yılı Nisan ayında genel seçimler yapılmış, seçimi Anadolu ve Rumeli Müdafaa -i Hukuk Cemiyeti listelerinden seçime giren kişiler kazanmıştır. Hemen arkasından Ankara başkent ilan edilmiş peşine de cumhuriyetin ilan edilmiştir. Halk Fırkası ismiyle ilk siyasi partinin kurulması, halifeliğin kaldırılması bu süreçte siyasi alanda gerçekleştirilen diğer yapısal yeniliklerdir. Siyasi alanda atılan bu adımlarla devletin temelleri atılmış ve inşa süreci başlamıştır. Bu arada siyaset günlük mecrasında akmaya devam etmiş ve Halk Fırkasına karşı Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ismiyle bir muhalefet partisi kurulmuştur.

Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ülke çapında teşkilatlanmasını tamamlayamadan 1925 yılının başlarında patlak veren Şeyh Sait İsyanı ile ilişkilendirilerek kapatılmıştır. Yine bir yıl sonra İzmir‘i ziyaret edeceği günlerde Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa’ya yönelik bir suikast planının deşifre olması üzerine suikastı gerçekleştirecek kişiler yargılanıp cezalandırılmışlardır. Fakat bu olay aynı zamanda siyasette tekrar etkili olmak isteyen eski İttihat ve Terakki Fırkası ve Terakkiperver Fırkanın ileri gelenlerinin tamamen siyasetten tasfiye edilmeleri gibi bir sonuç doğurmuştur.

Gelişen bu olaylardan sonra beş yıl siyasette yeni bir partiye izin verilmemiş ancak içeride ve dışarıda gelişen şartlar Serbest Cumhuriyet Fırkasının kurulmasına onay verilmesini gerektirmiştir. Fakat hem Cumhuriyet Halk Fırkasının kendisine rakip olacak bir muhalif fırka örgütlenmesine hazır olmaması hem de 1923’ten itibaren yapılan yeniliklere karşı olan çevrelerin bu fırkaya yanaşmaları fırkanın kurucusu ve genel başkanı olan Ali Fethi Bey tarafından fesh edilmesine neden olmuştur.

Bu dönemde inkılap hareketleri yoğun bir şekilde devam etmiştir. Devlet ve toplum hayatının neredeyse bütün alanlarında çok köklü inkılap hareketleri gerçekleştirilmiş bu durum Türkiye’nin çağdaş dünya standartlarını yakalamasında oldukça etkili olmuştur. Cumhuriyet Halk Fırkasının üçüncü ve özellikle de dördüncü olağan kurultayında belirlenen siyaset ve alınan kararlar parti devlet bütünleşmesinin önünü açmış bunun gerçekleşmesini sağlamıştır. Halkevleri eğitim ve kültür alanlarında halkı eğitmek için açılmakla birlikte, parti politikalarının halka ulaştırılması konusunda etkili bir rol oynamışlardır.

Atatürk’ün sağlığının bozulması ve durumunun kötüleşmesiyle yeni cumhurbaşkanının kim olacağı sorusu gündeme gelmiş, İsmet İnönü biraz da beklenilenin aksine herhangi bir mücadeleye girmeden Türkiye’nin ikinci cumhurbaşkanı seçilmiştir.

İsmet İnönü’nün cumhurbaşkanlığının birinci yılı dolmadan İkici Dünya Savaşı patlak vermiş, Türkiye hem Atatürksüz Dönem'in zorluklarını hem de savaşın yıkıcı etkilerini birlikte göğüslemeye çalışmıştır.

Bu yeni dönemde tıpkı Atatürk Dönemi'nde olduğu gibi cumhurbaşkanı iç ve dış siyasetinin belirlenmesinde neredeyse tek belirleyici kişi olmuştur. İnönü’nün cumhurbaşkanlığının ilk yıllarında parti devlet bütünleşmesine neden olan uygulamalardan da vazgeçilmeye başlanmıştır.

Bu dönemde açılan Köy Enstitüleri ise köy okullarına yine köylerden öğretmen ve köy meslekleri eğitmenleri yetiştirmek için kurulmuş fakat ilk günlerden itibaren bazı konularda eleştirilerin hedefi olmuşlardır. Köy Enstitüleri Demokrat Parti iktidarı döneminde Öğretmen Okullarına çevrilmiştir.

Cumhurbaşkanı İnönü İkinci Dünya Savaşı yıllarında oldukça başarılı bir politika takip ederek Türkiye’yi savaş dışı tutmayı başarmıştır. Savaş yıllarında hükûmetler zaman zaman halkı oldukça zorlayan Varlık Vergisi Kanunu, Millî Korunma Kanunu, Toprak Mahsulleri Kanunu gibi kanunlar çıkarmasına rağmen Türkiye’nin savaşa katılmaması büyük bir başarı olmuştur.