İyi Bir Anlatım Özellikleri Ve Anlatım Bozuklukları
Anlatım Bozuklukları
Anlatım bozukluğu bulunan cümleler, anlatılmak istenen düşüncelerin tam olarak anlaşılamamasına ve bunun doğal bir sonucu olarak da iletişim çatışmalarına yol açabilmektedir. Anlatımı kuvvetlendirmek için Türkçenin özelliklerini iyi bilmek ve Türkçeyi doğru kullanmak gereklidir.
İyi bir anlatımın taşıması gereken özellikleri şu şekilde sıralayabiliriz:
Şüphesiz iyi bir anlatımın en önemli özelliği, düşüncelerin kuşkuya yer vermeyecek şekilde “açık” olmasıdır. Anlatımda açıklık; sözcüklerin, deyimlerin uygun yerde ve anlamda, noktalama işaretlerinin eksiksiz ve yerli yerinde kullanılmasıyla sağlanır. Ayrıca değişik anlamlara gelen cümleler, belirgin olmayan bağlantılar, mantıksal yapıdaki kopukluklar, anlatımın açıklığını engeller.
İyi bir anlatımın açıklıktan sonra taşıması gereken bir diğer özellik, gereksiz ayrıntılardan arındırılmasıdır. Bu özellik “duruluk” olarak da adlandırılmaktadır. İyi bir anlatımın temel niteliği, kendi içerisinde bir üsluba sahip olmasıdır. Kısa ve özlü anlatımlar, her zaman için en çok tercih edilen anlatım şekli olarak dikkat çekmektedir.
Etkili anlatımın bir özelliği de “akıcılık” tır. Akıcılık anlatımda dilin veya zihnin takılacağı herhangi bir engelin bulunmamasıdır. Yazılı anlatımın etkili olması için imla (yazım) kurallarına uygunluk ve noktalama işaretlerinin doğru kullanılması da önemli bir husustur.
Anlatım bozukluklarının sebepleri incelendiğinde iki ana başlık ortaya çıkmaktadır:
1) Anlama dayalı bozukluklar
2)Yapıya Dayalı Bozukluklar
Anlama Dayalı Anlatım Bozuklukları
Genellikle iyi anlatımın akıcılık, açıklık ve duruluk özelliklerine uyulmamasından kaynaklanır.
Anlama dayalı bozuklukları aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir.
Cümlede gereksiz kelime bulunması: Cümlede aynı anlama gelen birden fazla kelime veya kelime grubu varsa bu cümlede gereksiz sözcüklerden kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır. “Bu lekeyi çıkarmak için üzerine sıcak kaynar su dökmelisin.”
Cümlede belirsizlik bulunması: Bu durumda cümle, okuyan kişi tarafından tam olarak anlaşılamaz. “Genç adamın ne istediğini anlamamıştı.” cümlesindeki anlatım sadece bir virgül (,) ile düzeltilebilecek bir durumdadır. Genç sözcüğünden sonra kullanılacak bir virgül, bu anlam belirsizliğini giderecektir.
Çelişkili ifadelerin kullanılması: “Bu işi kesinlikle o yapmış olabilir.” cümlesinde kullanılan “kesinlikle” sözcüğünün ardından yüklem olarak, ihtimal anlamı taşıyan “olabilir“ fiili kullanılmıştır. Birbiriyle çelişen ifadeler kullanıldığında anlatım bozuktur.
Deyimin yanlış anlamda kullanılması: “ Bütün sınıf sessiz bir şekilde paldır küldür koridordan geçti.” cümlesinde sessizliği belirtmek için kullanılması gereken deyim “çıt çıkarmadan” olması gerekirken “paldır küldür” deyimi kullanılmış ve anlatım bozukluğu yapılmıştır.
Noktalama işaretlerinin yanlış kullanımı: Noktalama işaretinin yanlış yerde kullanılması, anlatım bozukluğuna yol açar.
Eylemin anlamca yanlış olarak kullanılması: “Bana yardım ederek işi kısa sürede bitirmeme neden oldu.” cümlesinde “neden olmak” eylemi daima olumsuz anlam verecek biçimde kullanılır.
Sözcüğün yanlış yerde kullanılması: “ Yeni durağa varmıştım ki otobüs geldi.” cümlede kullanılan sözcük doğrudur, ancak cümlede bulunduğu yer doğru değildir.
Doğrusu “Durağa yeni varmıştım ki otobüs geldi.” şeklinde olmalıdır.
Yapıya Dayalı Anlatım Bozuklukları
Daha çok, Türkçenin kurallarıyla ilgilidir. Bu tür bozukluklar aşağıdaki gibi sıralanabilir.
Öge eksikliğinin bulunması: Öge eksikliği, cümlede kullanılması gereken bir ögenin bulunmaması durumudur. Bu durum daha çok ortak kullanılan ögelerde görülür. Çünkü Türkçede fiiller, ögeleri aynı eklerle kendine bağlamaz.
Özneyle yüklem arasında şahıs yönünden uyumsuzluğun bulunması: “Nüfus sayımı bu yıl yapıldı, bir hayli artmış.” cümlesinde “yapıldı” yükleminin öznesi “nüfus sayımı”dır, “artmış” yükleminin öznesi ise “nüfus” olacaktır. Ancak cümlede “nüfus” diye bir özne yoktur. Sanki nüfus sayımı, “artmış” yükleminin öznesi olmuştur.
Tamlama uyumsuzluğunun bulunması: Bu anlatım bozukluğu, sıfat ve isim tamlamalarının aynı tamlanana bağlanması durumunda söz konusu olur.
Ek uyumsuzluğu yani cümlede eklerin eksik kullanılması: “Her ülke, dünya devletleri arasında önemli bir yer edinmek için, ekonomik açıdan gelişmesi gerekir.” Cümlesinde “gelişmesi” sözcüğündeki iyelik ekinin, sözcüğü nereye bağladığı belli değil; “Kimin gelişmesi gerekir?” diye sorarsak “ülkenin” cevabı gelir. Öyleyse “ülke” sözcüğüne ilgi eki ( -in) getirilmelidir.
Çatı uyuşmazlığı: “Bütün yemekleri hazırlayıp bir kenara koyulmalıdır.” cümlesinde “hazırlayıp” etken, “koyulmalıdır” edilgen fiillerdir. Bunların aynı ögelerle kullanılması bozukluğa yol açmıştır