Rekreasyonun Sosyal Etkileri
Bireylerin çalışma ve zorunlu hayat ihtiyaçlarını giderebilecekleri faaliyetleri gerçekleştirmeleri gereken zaman diliminden sonra arta kalan zaman “boş zaman” olarak nitelendirilmektedir. Bu boş zaman dilimi içerisinde bireysel ya da grup olarak bireyin kendi isteğiyle gönüllülüğün esas alındığı etkinlikler ise “rekreasyon” olarak ifade edilmektedir.
Tarihin her döneminde kendini gösteren rekreasyon faaliyetleri bireyin günlük yaşantısının bir parçası olmayı ve bu yaşantıya anlam katmayı başarmıştır. Tarih öncesi dönemlerde bu faaliyetler bilinçli olarak gerçekleştirilmemiş olsa da insanların hayatları içerisinde yer almayı başarmıştır. Eski Mısır, Yunan, Roma Dönemleri’nden bu yana etkisini sürdüren rekreasyon faaliyetleri giderek çeşitlenmesinin yanı sıra insanların aklında da bilinç ve algı noktasında farklı bir konuma gelmiştir.
Özellikle insanı ele alan ve odak noktası insan olan toplum biliminin rekreasyon ile yakından bir ilişki içerisindedir. Bireyi sosyal anlamda ele alarak bu noktadaki hareketlerini incelemesi ve rekreasyon faaliyetleriyle bütünleştirmesi farklı bir bakış açısıyla analiz etme imkânı sunmaktadır. Bu noktada farklı sosyologlarında değişik sınıf yaklaşımları ve teorileri dikkat çekmektedir. Karl Marx boş zaman ile ilgili geliştirdiği teoride zaman kavramına önem vermektedir. Onun için kişinin kendini geliştirmesi noktasında boş zaman değerledir çünkü kapitalist sistemi emekçiyi sadece bir yük hayvanı olarak kullanma ve kendisine ayıramaması olarak değerlendirmektedir. Veblen ise gösterişçi tüketim, aylaklık gibi kavramlara ve malların bir statü sembolü olarak ifade edilmesi gibi düşüncelere değinmiştir fakat bunun yanında gösterişli boş zaman teorisiyle de kendi imajı için malları ve zamanını boşa harcayarak kaynakları israf etmesi şeklinde tanımlanabilir burada amaç kişileri etkileyerek saygınlık kazanılması istemesidir. Weber’in boş zaman ve rekreasyona yönelik analizlerinde ise sınıf ve statü kavramının üzerinde durduğu görülmektedir. Statünün mülk ile alakalı olmadığını düşünen Weber boş zamanlarda yapılan rekreatif etkinliklerin statü ve sınıflara göre farklılık gösterebileceğini savunmuştur.
Özellikle rekreasyonun bilim dalı haline gelmesi onun zamanla daha da çeşitlenmesini ve ilerlemesini sağlamıştır. İnsanların sosyal hayatında da yer edinen rekreasyon faaliyetleri kişilerin bir araya gelerek daha fazla vakit geçirmelerini ve sosyalleşmelerini sağlamaktadır. Bireyin kendini yenilemesi, mutlu olması, sağlıklı olması ve kendi isteğiyle bu faaliyetlere katılması bireye her yönden rahatlatan bir unsur haline gelmektedir. Onun bu ihtiyacının giderilmesi temel ihtiyaçlarının giderilmesi kadar önemli olup toplumla olan ilişkilerini de etkilemektedir.
Tabii bununla birlikte bu faaliyetlere katılmayı destekleyen ve etkileyen birtakım faktörler de kendini göstermektedir. Bireysel veya sosyal yönden etkisini gösteren bu faktörler rekreasyona katılım gösterme noktasında önem arz etmektedir. Şehirleşme, nüfus artışı, teknolojik gelişmeler, eğitim düzeyi, kitle iletişim araçlarının etkisi, değer yargılarındaki değişimler gibi etkiler bunlardan bazıları olup bölümümüzde detaylıca açıkladığımız faktörlerdendir. Sonuç olarak yönetimler tarafından planlanan ve uygun şekilde desteklenen rekreasyon faaliyetleri toplumun yararına kullanılabilmekte ve fayda sağlayabilmektedir. Bireysel faydalarının yanı sıra kişiye toplumla arasında olan bağların gelişmesini, toplumların ilerlemesini ve gelecek nesillere aktarılarak geliştirilmesini sağlamaktadır.