Türkiye Turizminde Doğal Oluşumlu Değerler

Türkiye turistik ürün çeşitliliği açısından Dünya ülkeleri içinde rekabet gücü en yüksek turizm ülkelerinden birisidir. Turizmde kaynak olarak değerlendirilen veya değerlendirilme potansiyeli olan birçok doğal veya insan yapısı kaynağa sahiptir. Dünya turizminde birçok ülkenin adı sayılabilir. Bu ülkelerin birçoğu yalnızca birkaç turistik ürün ile tanınmışlardır. İçinde Türkiye’nin de yer aldığı bazı ülkeler ise farklı turizm türlerinin, yılın farklı zamanlarında ve ülkenin çeşitli coğrafi mekânlarında dağılış gösterdiği bir turizm karakterine sahiptirler. Türkiye coğrafi konumu, tarihi, doğal görünümünün çeşitliliği, kültürel zenginliği gibi nedenlerle son derece geniş bir turistik ürün listesine sahiptir.

Turizmde başlıca iki kaynak türünden söz etmek mümkündür. Bunlar, doğal ve kültürel turistik kaynaklardır. Doğal kaynaklar, meydana gelişlerinde insan faktörünün yer almadığı oluşumlardır. İklimsel çekicilikler, sıra dışı yeryüzü şekilleri ve oluşumlar, sular ve oluşturduğu çekicilikler doğal kaynaklara verilebilecek bazı örneklerdir.

Bir akarsu tarafından derince yarılmış bir kanyon vadi veya volkanizmanın eseri olan bir dağın lav püskürtme anı gibi örnekler doğal kökenli turizm değerleri olarak sayılabilir. Türkiye için örnek vermek gerekirse; Ulubey Kanyonu, Damlataş Mağarası, İztuzu Plajı, Pamukkale travertenleri, peribacaları ve daha birçok oluşum bu grupta ele alınabilir.

Turizmde daha önce ikiye ayrıldığını belirttiğimiz kaynak değerler zaman zaman bir diğerinin tamamlayıcıyı olabilmektedir. Örneğin, Pamukkale Travertenleri doğal bir oluşum olmakla birlikte, çok yakınındaki Hierapolis Antik Kenti ise kültürel bir turizm kaynağıdır. Benzer bir şekilde Kapadokya turizm bölgesinde doğal ve kültürel turizm değerleri iç içe sokulmuşlardır. Örneğin Peribacaları doğal bir oluşum iken, Peribacalarının çevresinde veya vadilerde insan eliyle yapılmış mağaralar ve yer altı yerleşmeleri ise kültürel değerlerdir.

Doğal ve kültürel turizm değerlerinin birçoğu turizm ve diğer nedenlerle yoğun bir kullanım ve bundan kaynaklı bir tahribat ile karşı karşıyadır. Doğal oluşum olarak adlandırdığımız birçok unsurun olası tahribi sonrasında yeniden oluşması ya mümkün değildir ya da binlerce yıllık bir sürece ihtiyaç vardır. Örneğin bir mağaranın tavanından sızan suların damlayarak oluşumuna neden olduğu sarkıtların oluşumu yüzlerce ve hatta sarkıtın boyutu ve suyun bileşimine göre binlerce yıl alabilir. Diğer yandan bir traverten oluşumu için de benzer süreçlerin geçmesi gerekebilir. Bazı doğal oluşumlu değerlerimizin yeniden oluşabilmeleri için gerekli doğal sistemler jeolojik zaman ve morfolojik süreçler nedeniyle mümkün değildir. Örneğin peribacalarının yeniden oluşabilmesi için başta Erciyes olmak üzere, Hasan Dağı, Melendiz Karadağ gibi volkanların yeniden aktif olmaları ve diğer dış kuvvet bileşenlerinin senkronize olmaları gerekir. Herkesin bildiği gibi bu volkanlar sönmekte veya sönmüş olarak tanımlanırlar ve yeniden tüf veya bazalt püskürtmeleri çok zayıf bir olasılıktır.