Toplumsal Tabakalaşmada Saygı ve Damganın Rolü
Çok kültürcü yaklaşımlar gibi siyasi, kimlik talepleri ve görünürlük arzuları gibi toplumsal durumlar sosyolojinin sınıf ve tabaka konusuna daha farklı pencerelerden bakmasını gerekli kılmaktadır.
Eşitlik/Eşitsizlik
Eşitliğin ise üç anlamı vardır: İlki en az iki şeyin eşit olması durumudur. İkincisi hukuk kanunlarının kimseye ayrıcalık tanımamasıdır. Üçüncü ve sosyolojik olan tanım ise bedenden ya da ruhtan kaynaklanan tüm farklılıklara rağmen insanların birbirine karşı sosyal ya da siyasal haklar nezdinde hiçbir ayrımda bulunmaması durumudur.
Saygının varlığı, görünürlüğe, toplumsal kabule davet eder. Saygının yokluğu ise toplumsal görünürlüğü silikleştirir. Saygı, toplumsal yapıdaki eşitsizliğin düzenleyicilerindendir.
Saygı
Saygı, “değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı, kutsallığı dolayısıyla bir kimseye, bir şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya sebep olan sevgi duygusu, hürmet, ihtiram” olarak tanımlanır.
Saygı, başta kişiye kendine duyduğu saygı bağlamında iç huzurunu sağlayan ve sonrasında ise kişiyi topluma bağlayan ve uyumlu kılan bir olgu olarak tanımlanabilir
Saygı gösterilmediğinde dışlama, bir ötekileştirme başlamaktadır.
Geleneksel toplumlarda saygı doğuştan edinilebilir ancak modern ve modern sonrası toplumlarda yeteneği, becerisi, başarısı doğrultusunda kişi saygıyı hak eder.
Saygının Oluşumu
Saygının bileşenleri: Statü, prestij, tanıma-tanınma (karşılıklılık), onur ve onanma, toplumsal enstrümanları kullanma becerisidir.
Statü bireyin/grubun toplumsal yapı içerisindeki hiyerarşik konumunu ifade eder.
Prestij, statünün başkalarında yarattığı duygusal çağrışımı ifade eden bir kavramdır.
Tanıma, tanınma yani başka bir ifadeyle karşılıklılık ise toplumsal kabulün ve etkileşimin sınırlarını çizer.
Onur bir davranış edimidir. Tanınma ve onanma ile ilişkili bir kavramdır.
Kişisel ve toplumsal olarak ayrılan saygı, kişi grup karşılaşmaları nezdinde tekrar sınıflandırılabilir ve bireysel öz saygı, bireyler arası karşılıklı saygı, grupsal dâhili saygı, grupsal harici saygı ve grup birey arasındaki asimetrik saygı olmak üzere beş kategoriye ayırabilir.
Öz saygının temelinde bireysel yetenek yatar ve ayrıca günümüzde yetenek, kişinin diğerlerinden göreceği saygının da başat belirleyicisidir.
Saygıyı yok eden durumlar da söz konusudur: muhtaç yaşamak, minnet etmek, rakip olmak.
Damga
Damga, kişiyi toplum nezdinde gözden düşürecek, normal olanın dışına itecek unsurlardır.
Damga dinamiktir. Damga, sosyokültürel etkileşimlerle yeniden tanımlanabilir ve zaman içerisinde damga olmaktan çıkabilir ya da damga olmayan bir şey zaman içerisinde damga hâlini alabilir.
Damga Antik Yunan’da bireyin ahlaki konumunu veya statüsünü ifşa etmek için kullanılırdı.
Damga (stigma) sosyal açıdan temel kabul görme vasfından men edilme durumunu, ifade eder.
Damgaya ilişkin en temel unsur ise damgalananın, toplumsal yapıda itibar kaybına uğruyor olmasıdır.
Damganın Oluşumu
Olumsuz sıfatlar bireyi, toplumun normal olarak kabul ettiği kriterlerin dışına itiyorsa bu sıfatlar damgalama özelliğine sahiptir.
Damga, kategorize etme gücü olan toplumsal bir olgu olarak yeni sınıfların oluşmasında rol alan önemli bir unsurdur.
Saygı ve Damgayı Birlikte Okumak
Saygı, damganın olumsuz etkisini kalıcı ya da geçici olarak azaltan, gizleyen bir etki sunar. Saygı sosyal hayatın her alanında ve katmanında bulunurken damga bizzat katmanların oluşturulmasına sebep olan unsurlardandır.
Toplumsal bilgi stokları, kültür ve sağduyu kimin damgalanacağını belirlemede öğretici rol alırken bireysel etkileşimler ve algılamalar da saygıyı bölüşmemizi sağlar.
Sınıf ve Tabakalaşmaya Alternatif Bakış
Damga, saygı kavramıyla beraber düşünüldüğünde toplumsal yeni sınıfları ve tabakaları tanımlar hâle gelmektedir.
Sosyal etkileşimleri düzenlemesi bakımından iki tip damga vardır. İlki bilinip hemen sezilebilen damga, ikincisi ise bilinmeyen hemen sezilemeyen, dikkat çekmeyen damgadır.
Kişi ya da grup saygı görmeyi sağlayacak etkileşim alanına girilebildiyse damga ile başa çıkılabiliyor demektir.
Yetenek belirli noktalarda kamuya sunulmalıdır ki karşılığında saygı alınabilsin.
Ekonomiye, toplumsal cinsiyete, dine, kente, yaşa, sağlığa, etnisiteye ve kültüre dayalı eşitsizliklerin tümü zaten eşitsiz olan saygı kavramını daha da zor tahsis edilir bir yapıya büründürmektedir. Bu eşitsizlikler bir yandan da damgalayıcılar olarak kullanılmakta ve toplumsal yapıdaki yeni tabakaları ve sınıfları oluşturan unsurların başında gelmektedirler.
Saygı, Damga ve Kimlik
Yeni toplumsal hareketlerin görünür kıldığı yeni sınıf ve tabakalardan bahsetmek mümkündür.
Saygı, Damga ve Kent
Kentsel sınıflar damgalanarak asayrışır. Kentsel muhitler damgalama özelliğine sahiptir ve aynı zamanda da damgalılara yaşam alanı olurlar.
Saygı, Damga ve Sosyal Bağımlılık
Sosyal bağımlılık arkadaşlık, dostluk gibi ilişkileri kurarken gereklidir fakat kamusal alanda bağımlılık, özellikle bir yetişkinin kişi ya da kuruma bağımlılığı utanç vericidir.
Yetişkin bağımlılığının getirdiği utanç evrensel değildir. Japonya, Türkiye gibi ülkelerin kültürlerinde yaşlılar yaşlarından dolayı saygı görmeyi beklerler, sosyal bağımlı olabilirler.
Kaynakların kıt olduğu ve dış dünyanın onayının olmadığı yerlerde toplumsal onur çok kırılgandır.