Sağlık Alanında Toplumsal Eşitsizlikler

Sağlık fiziksel çevre yaşanılan ülke, bölge, kent, mahalle, konut vb. yaşanılan birimlere göre farklılık göstermektedir.

Sosyal dayanışma bireyleri sağlık eşitsizliklerinin olumsuz etkilerinden koruyabilmektedir.

Bireyler sağlık hizmetlerinden eşit yararlanamadıklarına sağlık hizmetlerinde eşitsizlikler ortaya çıkar.

Sağlıkta yaşanan eşitsizlikler küresel bir olgudur. Afrika toplulukları temiz suya ve sağlıklı besinlere erişme konusunda gelişmiş güney ülkelerine göre dezavantajlı konumdadır. Bu toplumlarda temiz suya erişim ve beslenme yetersizliği nedeniyle büyüme geriliği, erken yaşta ölüm, bulaşıcı hastalıklar çok sık görülmektedir. Buna karşın güney ülkelerinde Afrika toplumlarında görüldüğü şekliyle suya erişim sorunu, beslenme yetersizliği ve bulaşıcı hastalıklarla karşılaşmayız.

Küreselleşmeyle birlikte dünya toplumları arasındaki etkileşimler artmaktadır. Bilgi, teknoloji, sermaye, emek vb. ülkeler arasında hızla hareket etmektedir.

Sağlık alanında ilerlemeler kaydedilmiş olsa da eşitsizlikler küresel ölçekte devam etmektedir.

Sağlık eşitsizliklerinin küresel ortak bir problem olması dünya çapında yaşanan neoliberal politikalara bağlanmaktadır. Özel sektörün kar arzusu ise sağlık hizmetlerini ekonomik gücü olanların ulaştığı bir yapı oluşturmuştur. Sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi yoksu ülkeler için sağlık hizmetlerine ulaşmada engeller oluşturmaktadır.

Türkiye ’de eşitsizlikleri bir problem olarak varlığını sürdürmektedir.

Türkiye ’de devlet sağlık hizmetlerinin organizasyonunda, sağlık hizmetlerinin sunumunda alt yapı yatırımlarının yapılmasında, özel sektörün teşvik edilmesinde, araştırma geliştirme çalışmalarında vb. belirleyici role sahiptir.

Türkiye ’de her geçen gün sağlık hizmetlerinin sunumunda özel sektörün de payı artmaktadır.

Türkiye ’de beş yaş altı ölüm hızı, bebek ölüm hızı, doğum öncesi bakım alma, sağlık personeli yardımıyla yapılan doğum, tama aşıla vb. göstergeleri açısından kır -kent ve doğu -batı bölgeleri arasında önemli farklılıklar vardır.

1980’ li yıllardan sonra sağlık alanında başlayan özelleştirme politikaları sağlık hizmetlerinde sınıfsal ayrımların yaşanmasına neden olmuştur.

Türkiye ’de 2000’ li yıllarda başlatılan sağlıkta dönüşüm programı da neoliberal politikaları takip etmektedir. Özel sektöre aracılığıyla yapılan yatırımlar sağlık hizmetlerinin sunumunda ve kalitesinde olumlu gelişmelere neden olmaktadır. Ancak sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesiyle sağlık hizmetlerinin ticarileşmesi hizmetlere erişimdeki eşitsizliklerin devam etmesine neden olabilmektedir.

Sağlıkta eşitsizlik kavramının anlaşılması için sağlık, hastalık, eşitlik/denklik (equality), hakkaniyet (equity), bireysel farklılıklar, toplumsal farklılıklar ve toplumsal eşitsizliktir gibi kavramların tanımlanması yararlı olacaktır.

Sağlık en basit anlamıyla hasta olmama durumudur.

Hastalık, kişinin bedensel, psikolojik ve sosyal açıdan iyi olmamasıdır.

Eşitsizlik hem miktar farklılığını hem de haklarda yaşanan farklılığı kapsar

Bireysel farklılıklar bireylerin doğuştan getirdiği yaş, cinsiyet, ten rengi, ırk, boy, kilo, göz rengi vb. özelliklerdir. Ancak boyu uzun olan ile kısa olanın toplumsal açıdan eşit olmadığını söyleyemeyiz. Çünkü bireyler bu özelliklerini değiştiremezler ve bu özellikler toplumsal olarak üretilmemiştir.

Toplumsal farklılıklar, iş, meslek, gelir, eğitim düzeyi, inanç vb. özellikler toplum içinde yaşarken elde edilen özelliklerdir. Toplumsal farklılıkların oluşmasında hem bireyler hem de toplum etkilidir. Toplum bazı bireylere eğitim imkânı sunarken bazı bireylere sunmadığında eğitim alanında toplumsal eşitsizliklerle karşılaşırız.

Her insan sağlıklı yaşama hakkına sahiptir. Bireyler bu haklarına erişemediklerinde sağlık eşitsizlikleri ortaya çıkar.

Sağlık eşitsizlikleri yerine sağlık farklılıkları ve sağlık varyasyonları gibi kavramlar da kullanılmaktadır.

Sağlık eşitsizlikleri bireylerin sağlığını bozan etkenlerdeki farklılıklar şeklinde de tanımlanabilir.

Sağlık eşitsizlikleri gereksiz, önlenebilir ve hakça olmayan sağlık farklılıklarıdır

Sağlıkta eşitsizliklerin gereksiz olarak nitelendirilmesi bu eşitsizliklerin istenilmeyen ve çözüme kavuşturulması gereken problemler olduğunu ifade eder.

Sağlık eşitsizliklerinin önlenebilir olması bu problemin çözüm üretilebilen problemler olduğunu gösterir. Sağlık eşitsizlikleri doğal ya da genetik etkenlerden değil toplumsal etkenlerden kaynaklanır.

Sağlık eşitsizliklerinin hakça olması sağlığa ilişkin kaynakların toplumda adaletli bir şekilde paylaşılmaması demektir.

Sağlıkta eşitsizlikler etik bir sorundur. Çünkü eşitlik ve sağlıkta eşitlik sadece niceliksel bir dağılım değildir. Sağlıkta eşitliğin olması için adaletin de sağlanması gerekmektedir.

Toplum sağlığının değerlendirilmesinde ve diğer toplumlarla karşılaştırılmasında çeşitli göstergeler kullanılmaktadır.

En yaygın kullanılan sağlıkta eşitsizlik göstergeleri yaşam beklentisi, hastalık durumu, bebek ölüm hızı, sağlıklı doğum oranı, ortalama yaşam süresi, ortalama ölüm yaşı, temiz suya erişim, sosyal güvenlik vb. göstergelerdir.

Global, yerel ve bireysel birçok etkenin karmaşık etkileşimi sonucunda sağlık eşitsizlikleri ortaya çıkmaktadır.

Bireyler yaşlarından dolayı sağlık hizmetlerine erişemezlerse, sağlık hizmetlerinden mahrum bırakılarak ayrımcılığa maruz kalırlarsa yaş bireylerin sağlığa erişiminde eşitsizlik nedeni haline gelir.

Cinsiyet, kişilerin doğuştan getirdikleri biyolojik bir özelliktir. Toplumların cinsiyete verdikleri anlamlara ve cinsiyet rollerine göre sağlıkta eşitsizlikler farklılık göstermektedir.

Tedavi edilebilir genetik hastalığı olan bir kişi bu tedaviye pahalı olduğu için erişemiyorsa genetik sağlıkta eşitsizlik nedeni haline gelir.

Gelir kişilerin hangi sağlık hizmetlerinden ne ölçüde ve hangi kalitede yararlanabileceğini etkilemektedir.

Eğitim, bireylerin sağlık bilincini etkilediği için kişilerin sağlıklı yaşama, hastalıklardan korunma, bilinçli beslenme, sağlık hizmetlerinin sunduğu fırsatların farkında olma vb. üzerinde etkili olmaktadır.