Organizasyonu Anlamak I
Organizasyonun Kapsamı
Modern dünyaya organizasyonlar dünyası da demek mümkündür. Yaşamımızın her döneminde, çalışma, sağlık, eğitim, sosyal vb. birçok alanda organizasyonlarla iç içe bulunuyoruz. Kısacası toplumsal yaşama bir anlamda örgütsel yaşam demek uygun olur. Organizasyonlar belirli ihtiyaçları ve amaçları karşılamak üzere kurulurlar. Amaçları olmayan bir organizasyon düşünülemez. Mal ve hizmet üretmek için iş bölümü yapılarak bir araya gelecek insanların çalışma yerleri, araç, gereç, malzeme ve tesisleri olması gerekir.
Belirlenmiş amaçları ortak çaba harcayarak gerçekleştirmek üzere bir araya gelen, gerekli araç, gereç, malzeme, yer ve tesisle donatılmış olan ve her birinin görev, yetki ve sorumluluğu belirlenmiş kişiler veya gruplardan oluşan yapıya organizasyon denir.
Sosyal Hizmet Organizasyonlarının Türleri
- Tekil veya Çoklu Hizmet Sunan Organizasyonlar
- Hükümete Bağlı Organizasyonlar
- Özel –kâr amacı Gütmeyen Organizasyonlar
- Kâr amacı Güden Organizasyonlar
- Gönüllü –Kendine Yardım Organizasyonları
Bürokrasi ve Örgütsel Yapı
Günümüzde sosyal hizmet uzmanları çeşitli sosyal hizmet organizasyonlarında istihdam edilmektedir. Genel olarak, bu kurum ve kuruluşlar bürokratik yapıya sahiptir. Dolayısıyla sosyal hizmet uzmanları mesleki bilgi, beceri ve değerler ile bürokratik beklentiler arasında önemli farklılıklarla karşı karşıya gelmektedir. Sosyal hizmet uzmanları bu kurum ve kuruluşların yapısı, işleyişi ve değerleri ile çeşitli çatışmalar yaşayabilmektedir. Bilimsel ve teknolojik gelişimdeki başdöndürücü hıza rağmen istihdam edilen organizasyonlardaki değişimin yavaşlığı, bu yapılarda müracaatçıların gereksinimlerine aynı hızda yanıt üretilememesi, sosyal hizmet uzmanlarının sık karşılaştığı bir durumdur.
Rasyonel Örgüt
Rasyonel organizasyon, örgütsel yapının, kurallarının ve işleyişlerinin, performansın belirlenmesindeki esas etken olduğu kabulüne dayalı bir mantığın hâkim olduğu düşüncenin ürünüdür. Rasyonel bürokratik model, makine düzeneğinde bir yapı biçimlendirmesiyle, mekanik bir parçanın üniteleri arasındaki ilişki ve organizasyon içindeki pozisyonların arasındaki ilişkiyi kıyaslayan bir model çizer.
Kamu Yönetimi
Bürokrasi, özel yönetimden farklılığını vurgulamak üzere kamu yönetimi anlamında da kullanılmaktadır. Bu anlamda bürokrasi, devletin günlük yaşamda vatandaşa yansıyan yüzüdür.
Büyük Yapılı Örgütler ve Modern Toplum
Weber ve birçok sosyal bilimcinin de üzerinde durduğu biçimde, örgütlerin, büyümeleri ile doğru orantılı olarak bürokratikleşme eğiliminde oldukları görülmektedir. Bu açıdan başlangıçta devlet dairelerinin yanı sıra siyasi partilerde, sanayide ve hatta yargıda bu niteliğin bulunacağı kabul görmüşken, bugün bürokrasi, büyük yapılı bütün karmaşık örgütlerle ilişkili bir olgu olarak tanımlanma eğilimindedir.
Verimsizlik ve Kötü Yönetim
Bürokrasi denildiğinde akla verimsizlik ve kötü yönetim de gelmektedir. Bürokrasinin zayıf yönlerinden hareketle birçokları kavramın olumsuz yönüne dayalı anlamlar ifade etmişlerdir. Bu yönüyle "işlerin ağır yürümesi, monotonluk, işlemlerin karmaşıklığı ve ihtiyaçların yeterince tatmin edilememesi vurgusu yapılmıştır.
Memurlar Tarafından Yönetim
Bürokrasi, demokrasi, aristokrasi ve monarşi gibi bir yönetim türü sayılarak, yönetici unsur olarak memurları göz önüne koymuştur. Bu anlam, bürokratların siyasal yaşamdaki etkin gücünün yanı sıra yetki ve güçlerini halkın zararına kullanmaları olgusunu da ifade eder.
Sosyal Hizmet Bürokrasisi
Sosyal hizmet kurumlarının karmaşık bir örgütlenmesi ve bürokrasisi vardır. Bu karmaşık bürokratik örgütlenme, altbirimlerden, küçük gruplardan ve bireylerden oluşmaktadır. Sosyal hizmet kurumları aşağıda sıraladığımız ayırıcı özellikleri olan bir sistemdir.
Sosyal hizmet organizasyonlarında amaçlar sisteme dışsaldır. Bunun anlamı, amaçların kurum çalışanları için değil kurumdan yararlanan müracaatçıların yararına göre şekillendirilmiş olmasıdır.
Çalışanlar ürün üretmeyen, hizmet eden kişilerdir. Hizmet işlevi sosyal hizmet organizasyonlarını üretim ve pazarlama organizasyonlarından ayırır.
Organizasyon amaçları bilgide, inançlarda, davranışlarda ve yeteneklerde değişim sağlama biçiminde tanımlanmıştır. Bu amaçları başarmanın araçları ve ölçülmesi oldukça karmaşıktır.
Sosyal hizmet organizasyonunun en önemli unsuru uzmanlığa sahip olan kişilerdir. Bu uzmanlar sıklıkla organizasyonun klasik işleyişi ile çatışabilir. Uzmanın başarılı ve etkili olabilmesi için belirli bir özerkliğe sahip olması zorunluluğu vardır.
Organizasyon ve Yönetim Kuramları
Modern topluma egemen olan organizasyon paradigmasının aslında birbirlerine oldukça yaklaşan ancak çıkış noktaları ve kültürel olarak ayrışmaları olan iki temel söylemin üzerinde geliştiğini belirtmeliyiz. Bunlardan birincisi, mühendislik eğitimi almış olan Amerikalı Frederick Taylor'un 1911 yılında yayınladığı Bilimsel Yönetimin İlkeleri başlıklı kitabıyla belirlenen ve özel kesim üretim örgütlenmesi üzerine yoğunlaşan bilimsel yönetim söylemidir. İkincisi ise Alman sosyal bilimci Max Weber'in toplumsal çözümlemeden yola çıkıp insan ilişkilerinde güç ve ondan kaynaklanan yetkenin meşrulaştırma biçimi olarak teknik yanlarını belirlediği bir yaşam tarzı olarak bürokrasi kuramıdır.
Taylor’ın Bilimsel Yönetimi
Frederick Taylor'ın öncülüğünü yaptığı "bilimsel yönetim" akımı, sanayi devriminin sonucunda ortaya çıkmıştır. İşletmelerin büyük boyutlara ulaşması ve sanayide tekelci eğilimlerin baskınlaşması bir yanda, 19. yüzyılın ikinci yarısında fen bilimlerinde kaydedilen ilerlemeler sonucu bilimin amaçlı ve sistemli bir biçimde üretime aktarılması diğer yanda, üretimi bilimsel kurallara bağlayarak geliştirme çabalarını ve bu zincirin bir parçası olarak Taylorizm'i kaçınılmaz olarak gündeme getirdi. Büyük ölçekli üretime daha önce geçmiş olan ABD'de ilk kez baş gösteren bilimsel yönetim uygulamaları I.Dünya Savaşı'nın hemen sonrasında Avrupa'da da yayılmaya başladı.