Haksız Rekabet - Ticari Defterler - Cari Hesap
Haksız Rekabet
Haksız rekabet hükümleri dürüst ve bozulmamış bir piyasa oluşturma amacını taşır. Bunun temini için bazı davalar öngörülmüştür. Bu davalar; tespit, men, eski hâle iade, maddi ve manevi tazminat davalarıdır. Haksız rekabetin bazı özellikleri vardır. Bunlar; tarafların rakip olma zorunluluğunun bulunmaması, failin kusurunun aranmaması ve zarar görme şartının aranmamasıdır.
TTK m. 54’de haksız rekabetin amacı ve temel ilkesine yer verildikten sonra m. 55’te “dürüstlük kuralına aykırı davranışlar, ticari uygulamalar” başlığı altında 6 bent ve 21 alt bent hâlinde haksız rekabet hâllerinin başlıcaları sıralanmıştır. Buradaki sayım sınırlı sayıda olmayıp örnek mahiyetinde en sık karşılaşılan haksız rekabet uygulamalarıdır.
Haksız rekabet dolayısı ile açılabilecek davalar TTK’nın 56’ncı maddesinde sayılmıştır. Bu davalar sırasıyla “tespit davası”, “men davası”, “eski hâle iade davası”, “maddi” ve “manevi tazminat davaları”dır. Söz konusu davaların bazılarının açılabilmesi için, haksız rekabeti yapan kişinin kusurlu olması gerekmektedir. Fail kusurlu değil ise maddi ve manevi tazminat davalarını açılamaz. Bir haksız rekabet fiilinin gerçekleştirilmesi, kural olarak suç değildir. Ancak Kanun’un 62’nci maddesinde, kasten işlenmiş bazı haksız rekabet fiilleri suç sayılmış ve bunlara karşı cezai yaptırımlar öngörülmüştür.
TTK’nın 62’nci maddesinde düzenlenen haksız rekabet suçları, takibi şikâyete bağlı suçlardır. Hukuk davası açma hakkına sahip olan kişilerin şikâyeti üzerine açılan dava sonucunda haksız rekabet faili, mahkeme tarafından iki (2) yıla kadar hapis veya adlî para cezasına mahkum edilir.
Ticari Defterler
Ticari defterlerin tutulması ile ilgili TTK ve Vergi Usul Kanunu’nda farklı düzenlemeler vardır. VUK, tacirleri, birinci sınıf tacir ve ikinci sınıf tacir olmak üzere iki kategoride ele almaktadır ve VUK m. 176’ya göre birinci sınıf tacirler, bilanço esasına göre; ikinci sınıf tacirler ise, işletme hesabı esasına göre defter tutarlar. Bilanço esasında yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defteri tutulur. İşletme hesabı esasına göre tutulacak defter ise işletme hesabı defteridir. TTK’ya göre defter tutma yükümlülüğü esas olarak tacirlere aittir (TTK m. 18; 64). Tacir sayılanlar, tacir gibi sorumlu olanlar, tacirler hakkındaki hükümlere tabi olanlar (donatma iştiraki gibi) bu yükümlülüğü yerine getirmelidirler. Tacir tüzel kişi ise, defterleri tutma yükümlülüğü yöneticilerin sorumluluğundadır. Anonim şirkette bu yükümlülük, yönetim kuruluna aittir ve bu yükümlülük devredilemez yetkiler arasında sayılmıştır.
Cari Hesap Sözleşmesi
Cari hesap sözleşmesi kanunda, “İki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin cari hesap sözleşmesidir." şeklinde tanımlanmıştır. Cari hesapta herhangi bir hukuki ilişki nedeniyle birbirlerine devamlı ve karşılıklı olarak ödemelerde bulunan taraflar, cari hesap sözleşmesi yaparak alacaklarını ayrı ayrı istemekten vazgeçerler.