Temel Tasarıma Giriş
Sanat Nedir?
En genel tanımıyla sanat, “insanoğlunun yarattığı yapıtlarda güzellik ülküsünü arayışı” olarak tanımlanır. Bir başka deyişle sanat “güzellik” kavramıyla örtüşür. İlkel topluluklar halinde yaşayan ilk insanlar, ortak inançlarını mağara duvarlarına çizdikleri bir takım sembollerle resim dili ile anlatmaya çalışmışlardı. Sanatçı, gördüğü, kavradığı yani yorumladığı herhangi bir nesneyi özgün bir yorumla değerlendirmeye çalışır ve bu anlamda ürettiği tasarımı ya da estetik objeyi bir sanat yapıtına dönüştürür. Her ne kadar sanata kendi felsefesi açısından yaklaşan Platon’un sanat ve sanatçıya bakış açısı olumsuz olsa da tarihte ilk defa sanat ve sanatçı kavramlarını Platon ve Aristoteles’ te görmekteyiz. Platon, sanatı basit bir kopya ile görmesi ile öğrencisi Aristoteles’in sanatı daha geniş çerçevede gören anlayışı kendinden sonra gelen birçok sanat kuramını da derinden etkilemiştir.
Sanat ve Estetik
19. yüzyılın ortası ile 20. yüzyılın başlarında oluşan sanat hareketleri, Avrupa’nın birçok yerinde ve Amerika da eş zamanlı olarak diğer sanat hareketlerini de etkilemiştir.
Eş zamanlı birçok sanat hareketlerinin ışığında geçen 20 yüzyıldan günümüze kadar geçen evre de sanatın birçok alanında etkisi günümüze kadar gelen pek çok tasarımsal faaliyetler yürütülmüştür. Sanat ve tasarım eğitimi verilen bu okullarda okutulan müfredatlar da sanatsal yeteneği geliştiren modellere yer verilmiştir. Eğitimlerde temel tasarıma başlangıç niteliğinde eğitimler verilmiş tasarımsal uygulamalar da bitki şekillerinin yorumuna dayalı motiflerin kullanılması tavsiye edilmiştir.
Sanat Sınıflandırması
Sanatın her kolunda esere biçim verme yönü ortaktır. Esere biçim vermede en temel farklılık ise kullanılan malzemedir. Tek başına biçim verme yönüyle sanatı sınıflandırmak doğru değildir. Sanatı ifade ediş biçimi de bu sınıflandırmayı doğurur.
Sanat ve Zanaat
Temel tasarım eğitimi alan öğrencilerin diğer sanat dalları ile beslenmelerine, içinde bulundukları toplumun ve diğer toplumların sanat öğretileri hakkında bakış açısı geliştirmeleri ve gelecekte üretilecek tasarımsal eylemlerinin yönlendirilmesi açısından sanatın sınıflandırılmasında geleneksel ve çağdaş olarak iki bölümde incelenmesi doğru bir görüş olarak değerlendirilebilir. Ancak, bu sınıflandırmanın dışında kalan bazı sanat dallarının da olması mümkündür.
Görsel/Temel Tasarım
Geniş bir anlam içeriğine sahip olan tasarım sözcüğü en genel tanımıyla “belli bir süreçten geçen ve somutlaştırılan fikirler bütünüdür”. Ayrıca tasarım, bir fikri sanat yönünden değerlendirerek belli tasarımsal süreçlerden geçirdikten sonra o fikri somut olarak ortaya koyma çabalarını içerir. Tasarım eğitimi almış bireyler gördüklerini anlamlı kılar ve onu tanımlama da veyahut yaratma da gördüklerini anlamlandırarak benimser ve tasarım yeteneğiyle birlikte zihninde uyanan fikri elde ettiği forma yansıtır. Söz konusu tasarımın oluşumunda fikir bir değerdir ve bu fikir sanat ve tasarımın bir dili ile sembolize edilmelidir. Bazen fikir doğrudur bazen de istenilen şey ortaya çıkandan farklı olur ki bu da tasarımcıyı fikir ve süreçler noktasında başa döndürür. Eğer her şey yolunda giderse bu aşamada ortaya çıkan tasarım, kısmen de olsa (ufak dokunuşlara ihtiyaç duyabilir) tamamlanmış olur.
Tasarım Öge ve İlkeleri
Tasarım Öğeleri
Nokta ögesi
Temel tasarımın ilk ve temel öğelerinden bir olan nokta, çeşitlenebilen, büyüyen, küçülen, bulunduğu yere göre merkezilik gösteren dairesel benek ya da leke olarak kabul edilen en basit tasarım ögesidir.
Çizgi ögesi
Tasarımın yüzey üzerinde nesneye dönüşmesinde dış hatların belirlenmesinde ya da başka bir deyişle tasarımı yapılacak nesnenin sınırlarının belirlenmesinde tasarım ögelerinden “çizgi” ilk ve önemli araçlardan biridir.
Form ögesi
Latince kökenli bir kelime olan form, literatürde şekil ve biçim kavramlarıyla da kullanılmaktadır. Kimi kaynakta sadece “form”, kimi kaynakta “şeklin ve biçimin tanımlayıcısı, kimi kaynakta ise “şekil” veya “biçim” olarak verilmektedir.
Doku ögesi
Nesneler/varlıklar/objelerin her biri farklı bir yapısal özelliğe sahip dokulara sahiptir. Girintili-çıkıntılı, aşağılı-yukarılı, sert veya yumuşak olma halleri, nesnelerin dış yapısında oluşturdukları yapısal özelliklerdir. Bu özellikler nesnenin dokusunu oluştur. Dokular genellikle düzenli bir şekilde motif tekrarına giderek, gerçek etkilerini ortaya koyarlar.
Espas ögesi
Tekrarlar arası bırakılan mesafelerdir.
Renk ögesi
Fiziki bir gerçeklik olarak ışık, renk oluşumundaki görsel algımızın en önemli belirleyenidir. Bu oluşumun temel ışık kaynağı, güneş ışığıdır.
Tasarım İlkeleri
Tekrar ilkesi
Kelime anlamıyla tekrar, bir nesnenin ya da bir unsurun aynen ya da bir benzerinin bir ya da birden fazla tekrarını içerir
Uygunluk ilkesi
Uygunluk formu oluşturan parçalar arasındaki mutlak bir benzerlik değildir. Parçaların birbirine aitmiş gibi hissettiren benzerliklerdir.
Zıtlık ilkesi
Genel olarak zıtlık, düzensizlikleri ve aykırılıkları doğuran ortak değerlerin bulunmadığı durumlar için kullanılır.
Koram ilkesi
Koram “ritimsel bir kabarma ve çökmeye, “sanatsal ölçü ögesinin grafiksel bir azalma veya çoğalması” olarak tanımlayabiliriz
Egemenlik ilkesi
Temel tasarım ögeleri ile oluşturulan egemenliklerde biri diğerini yönlendirerek ön plana çıkmasıyla tasarımda egemenlik ilkesi ortaya çıkar.
Denge ilkesi
Görsel dengede, tasarım ögeleri tıpkı fiziksel dengeyi oluşturan sistemler gibi belli çekim kuvvetlerine sahiptir.
Birlik ilkesi
Birlik, tasarımı oluşturan ögelerin uyumlu olarak bir araya gelmesidir Bu durumu bir koşula bağlayacak olursak birliğin ön koşulu DENGEDİR. Tasarımı oluşturan ögeler arasındaki ilişki birlik içerisinde bütünleşir ve böylece tüm ögeler bütüne hizmet eder.