Plastik Sanatlarda Fotoğraftan Faydalanma

Eski Mısır döneminde ölüleri mumyalama uygulaması, çağdaş sanatların ortaya çıkmasında temel bir faktör olabilir. Resim ve heykelin ortaya çıkış hikâyesinde, bir mumya karmaşasının yattığını ortaya çıkarabiliriz. Eski Mısırlılar ölümden sonra yaşama inandıkları için, lahitin hemen yanına içinde yiyecek bulunan pişmiş toprak heykelcikler yerleştirdiler. Heykeltıraşlığın ilkel işlevini, yani yaşamın bir yaşam temsiliyle korunmasını açığa çıkaran işte bu dinsel kullanımdır (Bazin, 1960). Sanat ve uygarlığın yan yana evrimi, sanatı din temalı rolünden kurtarmıştır. Örneğin Louis XIV kendini mumyalamadı, Lebrun'un yaptığı portrede hayatta kalmaktan memnundu.

Fotoğrafın gelişimi ile resim sanatının yepyeni boyutlara yöneldiği ve kendisini yeniden tanımlayıp ne denli geliştiği de bilinen bir gerçektir. Bu iki bağımsız sanat dalının birlikte yer aldığı etkileşim alanı, genellikle kolaj tekniğinin getirdiği yeni anlatım biçimlerinden oluştu. Resmin, dünyanın her yerinde, sembolik ve gerçekçilik arasında çeşitli dengeler kurduğu doğrudur. Bununla birlikte, on beşinci yüzyılda Batı resmi, kendisine uygun biçimde ifade edilen manevi gerçekliklerle ilgili asırlık kaygısından kurtulma çabasına doğru yönelmeye başlamıştır. Bu belirleyici an şüphesiz ilk bilimsel ve bir bakıma mekanik yeniden üretim sisteminin, yani perspektifin keşfiyle gelmiştir.

Heykel sanatı, çok eski tarihlerden itibaren genelde üç boyutlu, derinliği ve hacmi olan yapıtlar olarak bilinmektedir. Bugünün çağdaş sanat anlayışı ile değerlendirildiğinde, sanatçıların yalnız heykel sanatı için değil, tüm sanat dalları için yeni arayışlar ve farklı perspektifler oluşturma çabası içerisinde oldukları görülmüştür. Bu sanatsal ve düşünsel arayışın sonucunda birçok yeni sanat akımı ortaya çıkmış böylece sanatçılar eserlerinde özgün ve farklı üsluplar oluşturmuşlardır.

Özgün baskının tarihine baktığımızda, teknolojideki yeniliklerin etrafında geliştiğini görmekteyiz. Kitlesel okuryazarlık başlamadan önce, resimli görseller, fikirlerin ve düşüncelerin iletilmesinde özellikle önemli bir rol oynuyordu. Özgün baskı, çoklu görseller oluşturmak için geliştirilen çeşitli çalışmalar olarak açıklanabilir. Görüntüler, fikri iletmek için bir matris kalıp aracılığı ile üretilir. Görsel sanatta dinamik bir araç olan özgün baskı, tasarım, araç ve teknikler olmak üzere üç şekilde tanımlanabilir. Özgün baskı yöntemi aşamaları basitten karmaşığa doğrudur. Bu sanatı üretmek için birçok farklı teknik vardır.

Sanatçı, elde etmek istediği etkiye göre aracı seçer. Geleneksel olarak, bu yöntemler kabartma, oyma, planografik ve serigrafi olmak üzere dört temel kategoriye ayrılmaktadır. Modern baskı teknolojisinde ise, dijital baskı, fotoğrafik ortamlar ve hem dijital hem de geleneksel işlemin birleşimi olarak bilinen deneysel özgün baskı türleri de vardır. Bu baskı tekniklerinin çoğu, aynı aile içinde birleştirilebilir. Özgün baskı süreçlerinin arkasındaki temel fikir, belirli bir görüntünün birden fazlasını sınırlı sayıda üretebilme yeteneğidir. Özgün baskının doğası, tüm baskının aynı anda basılmasını gerektirir, çünkü sanatçının her kâğıda bir seferde bir renk basması gerekir.

Ekslibrisler, sanatçısı tarafından tıpkı diğer sanat dalları gibi zor süreçlerden geçirilerek tasarlanıp yaratılan sanat nesneleridir. Yalnız tipografiden oluşturulabileceği gibi, tipografi ve imgenin birlikte kullanılarak tasarlanan örnekleri de mevcuttur. Bir grafik tasarım ürünü olan ekslibrisler, özgün sanat eseri özelliğini; belli bir tasarım sürecinden geçirilip estetik kaygılar gözetilerek üretilmiş olmasından alır. Son yıllarda ekslibris sanatçıları sıklıkla tasarımlarında fotoğraftan yararlanmaktadırlar.