Fotoğraf Çekim Teknikleri ve Fotoğrafta Kompozisyon
Fotoğraf her ne kadar farklı alanlarda teknolojik gelişmelerin bir neticesi olarak ortaya çıkmışsa da sahip olduğu ifade imkânlarıyla plastik sanatların önemli bir aracı olmuştur. Kolay ulaşılabilir ve her an yanımızda bulunan cep telefonları gibi aygıtlarında da yaygınlaşmasıyla birlikte kendini ifade etmek isteyen herkes için fotoğraf önemli bir araç olabilmiştir. Ancak fotoğraf ile estetik arasında kurulan ilişki temel bazı kurallar ve ilkelerin doğru bir şekilde uygulanmasıyla mümkün olabilmektedir. Diğer görsel sanat alanlarında olduğu gibi fotoğrafın izleyicisiyle etkili bir iletişim kurabilmesi için temel görsel tasarım ilkelerine uygun olarak kompoze edilmiş olması gerekir. Bir sanatçının bu ilkeleri bilmesi hem estetik değeri olan kompozisyon üretebilmesini sağlayacak hem de kompozisyonunda yer alan nesne veya kişiler arasında yeni ilişkiler kurabilmesine olanak sağlayacaktır.
Bu amaçla ünite içinde fotoğrafta kompozisyon için ihtiyaç duyulan temel ilkeler ve elemanlar tek tek değerlendirilmiştir. Sadelik, denge, üçler kuralı, ışık gölge, çizgiler, formlar, geometrik şekiller, doku, yerleşim, renk, pozitif alan, negatif alan, arka plan, ön plan, alan derinliği, perspektif konularından bahsedilmiştir.
Fotoğraf kompozisyonunda dengenin sağlanması pek çok görsel sanat elemanının birlikte düşünülmesini gerektirdiği için kurgulanması zor ancak önemli bir ilkedir.
Üçler kuralı fotoğraf ve sinemada sıklıkla kullanılan bir tasarım ilkesidir. Temelini hayali olarak belirlenmiş üçü dikey, üçü ise yatay çizginin eşit aralıklarla bölmesinden alır.
Işık ve gölge fotoğrafın teknik olarak doğasından gelen, vurgunun belirlenmesini veya izleyicide oluşturulmak istenilen imgelerin mümkün olmasını sağlayan önemli elemanlardan birisidir.
Resim sanatında sanatçı tarafından oluşturulan çizgiler, fotoğraf sanatında fotoğrafçı tarafından seçilerek kompozisyona dahil edilir. Kompozisyonun oluşturulmasında, konunun vurgulanmasında, izleyicinin görme duyusunun yönlendirilmesinde çizgilerden sıklıkla yararlanılır.
Doku bir yüzeyin nasıl özellikleri olduğuna ilişkin algının oluşmasına yardımcı olur. Tek başına doku kompozisyon için yeterli olmasa da görme dışında farklı bir duyunun yine görme yoluyla sezinletilmesi açısından önemlidir.
Ana konunun bulunduğu, çeşitli nesnelerin görsel kimlikleriyle izleyiciye gösterildiği alana pozitif alan denmektedir. Bu alanı çevreleyen geriye kalan alan için ise negatif alan tanımlaması yapılmaktadır.
Fotoğrafın iki boyutlu yüzeyinde derinliğin sağlanması için sıklıkla perspektiften yararlanılır. Ön planda kalan nesne veya kişilerle, arka planda kalan kişi veya nesnelerin kompozisyonda kurdukları ilişki perspektifle vurgulanır. Genellikle ana konu daha yakın, dolayısıyla daha büyük görülürken fotoğrafın anlatısının diğer unsurları arka planda ve daha küçük olarak konumlanır.
Kameranın ana konuya hangi açıdan yaklaşacağı anlatıyı şekillendiren, fotoğrafın dramatik kurgusu üzerinde etkili bir diğer önemli konudur. Kamera ana konuyu üstten gördüğünde görülen nesne veya kişilerin daha küçük oldukları, masum oldukları, kırılgan oldukları gibi düşünceler sıklıkla izleyici zihninde canlanmaktadır. Tam tersi durumda ise fotoğrafı çekilen kişi veya nesnenin ihtişamı, büyüklüğü, korkutuculuğu, kahramanlığı vurgulanabilir.