Buzağı ve İkame Düvelerde Sağlık Yönetimi

Buzağı Bakımı ve Sağlık Yönetimi

Buzağılarda doğumdan sonraki ilk birkaç hafta içerisinde meydana gelen hastalıkları ve ölümleri, çoğunlukla enfeksiyon (bakteriyel, viral), yavrunun bağışıklık yetersizliği, kolostrum alımı ile ilgili sorunlar, uygun olmayan barındırma şartları, sağlık ile ilgili önlemlerin alınmaması gibi çok sayıda faktör ile ilgilidir.

Buzağı ölümlerinin bir kısmından, brucella ve leptospira kaynaklı abort (düşük), ölü doğumu, doğum sürecinde yavrunun oksijensiz kalması ve boğulması, genetik veya genetik olmayan kongenital (doğuştan) defektler sorumludur.

Üç haftalıktan küçük buzağı ölümlerinin yaklaşık %75’inden akut diyare (ishal) vakaları sorumlu tutulmaktadır. Diyare tablosundan, enterotoksijenik Escherichia coli, rotavirus ve coronavirusler, salmonella ve koksidiyoz etkenleri sorumlu tutulmaktadır.

Düşük kaliteli süt ikame yemleri, buzağılarda kronik ishal ve sindirim bozukluğu ile gelişme geriliğine sebep olurlar.

Buzağılarda omfaloflebit (göbek bağı ve dokularının yangısı, göbek iltihabı) ve artrit (eklem yangısı), çoğunlukla bakterilerin üremesi sonucu ortaya çıkar.

Bu tip akciğer ve solunum sistemi hastalıkları, özellikle 2 aylıktan büyük, kapalı ortamda ve havalandırması yetersiz ahırda barındırılan buzağılarda görülür. Enzootik pnömoni, 2 -6 aylık yaşlardaki buzağılarda, solunum sistemini etkileyen virusların, hava kalitesi kötü olan barınaklardaki yavruları enfekte etmesiyle oluşan ölümlerin yaklaşık %15’inden sorumlu tutulmaktadır.

Nicelik ve nitelik yönünden yetersiz beslenme, vitamin E ve selenyum eksikliğinden kaynaklanan enzootik musculer distrofi hastalığı, özellikle 2 -4 aylık buzağılarda gelişme geriliği ile çeşitli sağlık sorunlara yol açmakta, ekonomik kaybı artırmaktadır.

Özellikle otlak ve meralara çıkarılan veya yaşlı hayvanlarla beraber barındırılan buzağılarda sindirim ve solunum sistemlerinde bazı parazit ve artropodların sebep olduğu hastalıklar görülmektedir.

Sağlıklı ve iyi beslenen, gebelik ve kuru dönemini sağlıkla geçiren dişilerin yavrusu daha sağlıklı ve güçlü olarak dünyaya gelir. Uzamış hastalıkları bulunan analardan doğan yavrular cılız, zayıf, yaşama güçleri düşüktür.

Enfeksiyona açık, korunmasız halde doğan buzağının ilk saatlerde ve ilk 24 saatte kolostrum alması elzemdir. İlerleyen saatlerde, bağırsak cidarındaki porlar (mikroskobik delikler), büyük molekül çapına sahip pasif bağışıklık maddelerinin emilimini engelleyecek şekilde daralmaya başlar.

Doğum yapan dişi, yaşadığı çevrede bulunan ve maruz kaldığı çeşitli enfeksiyon etkenlerine karşı vücudunda geliştirdiği ve ürettiği antikorları, doğum sonrası indirdiği ilk sütü ile yavruya transfer eder. Dolayısıyla, başka bölgelerden ve farklı çevre şartlarından satın alınmış gebe hayvanların kolostrum immunoglobulin profilleri, buzağının doğduğu şartlar için uygun olmayabilir. Bu konunun da gözardı edilmemesi; çiftlikteki yerleşik hayvanların kolostrumlarının yavruya içirilmesi gerekebilir.

Dezenfeksiyon, aşılama, sürü sağlığı yönetimi, barınak hijyeninin sağlanmadığı ve diğer biyogüvenlik önlemlerinin alınmadığı barınaklarda, bu mikroorganizmalar, yeni doğan hayvanlar için ölüme varan hastalıklara sebep olabilirler.

Kuru dönemde yetersiz beslenme ve bakım şartları, yavrunun doğumdaki yaşama gücü, canlılığı ve doğum ağırlığını etkilemektedir. Gebe hayvanın protein, enerji, mineral madde ve vitamin ihtiyaçlarının karşılanması, aynı zamanda kolostrum kalitesini yükselterek, bu yolla yavrunun iyi şekilde beslenebilmesini sağlar.

Sekiz haftalık yaşa kadar bireysel bölmelerde barındırılan buzağılar, daha büyük yaşta hayvanlardan geçebilecek hastalıklardan korunur ve bireysel barınakların hijyen ve biyogüvenliği daha kolay sağlanmış olur.

Bireysel bölmelerde barındırılmalarına rağmen, hayvan refahı kuralları gereği, diğer hayvanların sesinden, kokusundan, varlığından uzak tutulmamalı, yavru, izolasyon stresine maruz bırakılmamalıdır. Her türlü stres faktörünün, hayvanlarda, hastalıklara direnci düşüreceği unutulmamalıdır.

Buzağının barındırıldığı bölmenin temiz, aydınlık, havadar, yazın serin, kışın ılık olması gerekir. Doğduktan hemen sonra vücut sıcaklığı bir miktar düşen buzağının vücut sıcaklığı ilk gün 38.7 °C; ikinci gün 38.9 °C; ve ilk üç haftada 38.8 -39.0 °C seviyesinde seyreder. Buzağının belirtilen vücut sıcaklığını rahatlıkla koruyabilmesi için, beslenmesine dikkat etmek ve çevre sıcaklığını, buzağılar için konfor aralığı olan 10 ila 21 °C arasında tutmak gereklidir. Buzağı barınağı havasının %70 -75 civarında nispi nem seviyesine sahip olması istenir.

Gebe hayvanın aşılanması ile buzağının spesifik hastalıklara karşı direncini yükseltmek: Doğumdan 3 ila 6 hafta öncesinde, örneğin enterotoksijenik K99+ E.coli suşu, rotavirus ve coronavirus etkenleri için geliştirilmiş aşıların gebe hayvana uygulanması ile, gebede oluşacak antikorların, yine kolostrumda birikmesi ve bu yolla yavruya transfer edilmesi prensibine dayanarak yapılan aşı uygulamaları, buzağı hastalık ve ölüm oranlarını azaltmaktadır.

İkame Düvelerin Bakımı ve Sağlık Yönetimi

İkame düve yetiştirme programlarının hedefi, genetik seleksiyondan başlayarak, besleme, bakım, üreme performansı, hastalık kontrolünü de içeren bir dizi işlemi doğru yöntemler ile gerçekleştirmektir.

Buzağıların sıvı beslenmeden katı beslenmeye geçiş dönemi ve sonrasında, özellikle bütirik ve propiyonik asit açısından zengin, kolay sindirilebilen kaliteli yemler ile rumen dokusu gelişir, papilla ve damarlaşması, yani kalınlığı artar.

Düvenin beslenme ve gelişme kayıtlarını tutmak ve beslenmesine özen göstermekle, 22 -24 aylık yaşta buzağılaması, ve bu dönemde ırkına özel ergin vücut ağırlığının %85’ine ulaşması hedeflenir.

İlk doğumunu yapacak ikame düvelerin, hem doğacak yavruda genetik ilerlemenin sağlanacağı, hem de güç doğumla karşılaşma ihtimalinin az olduğu baba hatlarıyla suni tohumlanması, ikame düve büyütme sürecinin başarıyla sonlanması demektir.