Çiftlik Hayvanlarında Enfeksiyöz Hastalıkların Kontrolü

Hastalıklara Bağlı Üretim ve Ekonomik Kayıplar

Günümüzde sütçü ineklerde, ortalama gönüllü bekleme süresi 120 -140 gün, iki buzağılama arasındaki süre 400 -420 gün ve ortalama gebe kalma oranı % 45 –50 civarınÇiftlik hayvanlarında görülen enfeksiyöz hastalıklar, bir hayvandan diğerine ve hayvandan insana bulaşma riskine sahip olmaları yanı sıra verim ve ekonomik kayıplar nedeniyle de hayvan yetiştiriciliğinin önemli bir problemi olmaya devam etmektedir. Örneğin şap hastalığı, çift tırnaklı hayvanların akut ve çok bulaşıcı viral bir hastalığı olup, genç hayvanlarda myokardite neden olarak ani ölümlere, ergin hayvanlarda kilo kaybına ve meme dokusunu etkileyerek süt veriminde azalmaya neden olmaktadır.

Salgın Hastalıklar

Salgın hastalıklar, aynı anda birden çok hayvanı etkileyen, tedavisi zor ya da mümkün olmayan, hayvan sağlığını tehdit ettiği gibi birçoğunun zoonoz özellikte olmasından dolayı insan sağlığını da tehdit eden hastalıklardır. Çiftlik hayvanlarında et ve süt kaybı, yavru atma ve ölüme neden oldukları için ciddi anlamda ekonomik kayba neden olmaktadırlar. Bu nedenlerden dolayı, ülkemizde hayvanlarda görülen önemli salgın hastalıklar ihbarı mecburi hastalıklar statüsünde yer almaktadır. Ülkemizde çiftlik hayvanlarında özellikle de sığır ve koyunlarda yaygın olarak görülen salgın hastalıklar; Şap Hastalığı, Brusella Hastalığı, Tüberküloz Hastalığı, Mavi Dil Hastalığı, Küçük Ruminant Vebası (PPR), Sığır Vebası, Bovin Spongioform Ensefalopati (BSE), Koyun Keçi Çiçeği, Sığırların Nodüler Eksantemi (Sığır Çiçeği, LSD), Şarbon Hastalığı (Antrax), Tırıs Hastalığı (Scrapie) ve Kuduz Hastalığı (Rabies)’dır .

Besi ve Süt Sığırlarında Antibiyotik Kullanımı

Antimikrobiyal ajanlar, gıda hayvanlarında bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde, profilaksisinde ve yeme katılıp verimi artırmak ve büyümeyi desteklemek için kullanılır. Bugün için ülkemizde dahil, dünyanın birçok yerinde verim ve büyümeyi artırıcı amaçlı antibiyotik kullanımı yasaklanmıştır.

Besi Sığırlarda Büyüme Artırıcı Antibiyotik Kullanımı

Dünyanın birçok ülkesinde halen antibiyotikler büyüme ve verim artırıcı amacıyla kullanılmalarına rağmen, faydalarının yanı sıra çeşitli zararlı etkilerinin de belirlenmesi nedeniyle, 2006 yılından itibaren tüm Avrupa Birliği ülkelerinde antibiyotiklerin bu amaçla kullanımları yasaklanmıştır..

Ette ve Sütte Potansiyel Antibiyotik Kalıntısı ve Direnç Gelişimi

Antibiyotik Kalıntısı

Antibiyotik tedavisi uygulanmış hayvanların et ve sütlerinde oluşan ilaç kalıntıları, bu ürünleri tüketen insanlarda çeşitli sağlık sorunlarının şekillenmesine neden olmaktadır. Bu noktada en büyük tehlike, insanlara geçebilecek antimikrobiyal dirençli enterik bakterilerin ortaya çıkması ve tedavi edilmesi zor olabilecek klinik hastalıklara yol açma potansiyelidir. Ayrıca, insanlarda hafif seyirli basit bir alerjiden ölüme varıncaya kadar çeşitli oran ve şiddette yan etkilere yol açmaktadır.

Antibiyotiklere Karşı Direnç Gelişimi

Antibiyotiklere dirençli bakteri sayısı her geçen gün artmaya devam etmektedir. Yüksek oranlarda antibiyotik kullanımı, duyarlı bakterileri seçici olarak baskılarken, dirençli suşların gelişmesine neden olmaktadır.

Zoonozlar

Omurgalı hayvanlardan insanlara, insanlardan da hayvanlara bulaşabilen hastalıkların tümü zoonoz hastalıklar olarak tanımlanmaktadır. Etiyolojilerine göre sığır ve koyunlarda görülen zoonoz hastalıklar şu Bakteriyel Zoonozlar, Viral Zoonozlar, Protozoal Zoonozlar, Fungal Zoonozlar, Riketsiyal Zoonozlar, Helmintik Zoonozlar ve Enfekte Prionlar olarak sınıflandırılmaktadır.

Enfeksiyöz Hastalıkların Nedenleri

Etiyolojik Ajanlar

Sığır ve koyunlarda görülen enfeksiyoz hastalıklara bakteriler, virüslar, protozoalar, helmintler, mantarlar ve ektoparazitler neden olmaktadır. Mycoplazmaların neden olduğu enfeksiyonlar daha az yaygındır. Eknomik kayıplara neden olan hastalıklar, çoğunlukla vücudun gastrointestinal sistem, solunum sistemi, reproduktif sistem, deri, meme bezleri, göz ve konjuktiva gibi mukozal yüzeylerini etkiler.

Enfeksiyöz Hastalıkların Epidemiyolojisi

Epidemiyoloji, genel olarak hastalıkların hangi şartlar altında ortaya çıktığını belirlemek için yapılan çalışmalar olarak tanımlanmaktadır. Kalitatif epidemiyoloji, enfeksiyon ve enfestasyonların bulaşma, bakım ve ekolojisi ile uğraşırken, kantitatif epidemiyoloji, örnekleme ve ölçümler gibi temel gözlemsel teknikler ile uğraşır.

Risk Faktörleri

Klinik ve subklinik hastalıkların etiyolojisinde enfeksiyöz bir ajan yer almasına rağmen, çeşitli risk faktörleri bu hastalıkların oluşmasında ve yayılmasında rol oynamaktadır. Hastalıkların gelişiminde konakçı, çevresel ve yönetimsel ve patojen risk faktörleri rol oynarlar

Sürüde Enfeksiyöz Hastalıkların Belirlenmesi

Hastalıkların tanısı için detaylı bir klinik muayene yapılması gereklidir. Hastalıkların zamanında belirlenmesi ve hatalı bir tanı yapılmaması için laboratuvar desteği de alınmalıdır. İşletmede geçmişte ortaya çıkmış ve kesin tanısı konulmuş hastalıkların bilinmesi, ortaya çıkabilecek hastalıkların tanınmasında katkı sağlayabilir

Enfeksiyöz Hastalıkların Kontrolünde Prensipler

Hastalık kontrol aktiviteleri ile ilgili önleme, kontrol ve eradikasyon, en yaygın olarak kullanılan üç terimdir. Önleme, etkilenmemiş bir popülasyondan klinik hastalıklar veya enfeksiyonun dışlanması veya enfekte bir bölgedeki bir popülasyonun aşılama veya başka yollarla bir hastalıktan korunmasını ifade eder. Kontrol, mevcut hastalığın sıklığını biyolojik veya ekonomik olarak makul seviyelere düşürmeye yönelik çabaları ifade eder. Eradikasyon hasta bir hayvanda/hayvanlarda nedensel ajanın tedavisi, hasta hayvanın/hayvanların sürüden uzaklaştırılması ya da hasta hayvanın/hayvanların imhası anlamına gelmektedir. Yüksek düzeyde bulaşıcı hastalıkların eradikasyonunda ilk yapılması gerekli işlem hayvan hareketlerinin kontrol altına alınmasıdır. Sığırlarda Tüberküloz ve brusella, koyunlarda ise maedi -visna gibi hastalıkların eradikasyonunda enfekte hayvanların belirlenmesi için diagnostik testler yapılmalıdır. Yapılan testler sonucunda pozitif çıkan hayvanlar derhal sürüden uzaklaştırılmalıdır. Sürüde kalan hayvanlar için ilgili testler, tüm sürüde sonuçlar negatif çıkıncaya kadar belli aralıklarla yapılmalıdır.

Enfeksiyöz hastalıkların kontrolünde dikkat edilmesi gereken diğer önemli bir nokta, biyogüvenliktir. Biyogüvenlik uygulamalarının parçaları, sürü yönetim sistemleri, çiftlik düzeni, dekontaminasyon, pest kontrolü ve immunizasyondur.