Sosyal Sapma ve Suç
İnsanlar toplum içinde yaşayan sosyal varlıklardır. Toplum hâlinde yaşamak insan için zorunlu, kaçınılmaz ve onun doğasıyla ilgili bir özelliktir.
Toplumdaki bireyler, sosyal yaşam içinde nasıl hareket edeceklerini, hangi kurallara uymaları gerektiğini, nasıl ve ne şekilde davranacaklarını bilirler. Bu durum toplumsal alanı düzenli bir sosyal yaşam alanı hâline getirmektedir.
Sosyal yaşamın düzenliliği, toplumun varlığını sürdürmesinin koşulu olarak görülür ve düzen sosyal yaşamı düzenleyen kurallarla sağlanır. Dolayısıyla bireyler eylem ve davranışlarında, diğerleriyle kurdukları ilişkilerde bütünüyle bir keyfîlik ya da uyumsuzluk sergileyemezler.
Sosyal yaşamın düzenliliği, toplumun varlığını sürdürmesinin koşulu olarak görülür ve düzen sosyal yaşamı düzenleyen kurallarla sağlanır.
Sosyal yaşamda bireyler arası ilişkilerin ve etkileşimlerin, dolayısıyla sosyal yaşamın düzenli bir şekilde devam edebilmesi için, insanların sosyal norm ve kurallara uyması gerekir. Topluma katılan her bireyin aynı zamanda toplumla bütünleşmesi de gerekir. Bu bütünleşme topluma hazırlanma süreci, yani sosyalleşme ile gerçekleşmektedir.
Sosyalleşme, insanın gerek toplumun norm ve değerlerini içselleştirerek gerekse toplumsal rolleri yerine getirmeyi öğrenerek topluma uyum sağlama yeteneği kazandığı bir öğrenme sürecidir. İnsan, sosyalleşme süreciyle birlikte içinde bulunduğu toplumun bir üyesi hâline gelir.
Sosyal yaşamda bireylerin tutum ve davranışlarının bazı kural ve standartlara göre örgütlenmiş olması zorunluluğu vardır. Toplumsal kurallar sosyal düzeni sağlar.
Sosyal kontrol bireyler ile grupların davranışlarını düzenleyen toplumsal süreçleri anlatmak için kullanılan bir kavramdır.
Tüm toplumlarda davranışları yönlendiren normlar ve kurallar bulunduğu için (normları olmayan bir toplum tasavvur edilemez), aynı ölçüde hepsinde bu normlara uymayı sağlayacak ve sapkınlıkla başa çıkacak bazı mekanizmalar işlemektedir.
Toplumsal değerler, grup ve sosyal çevre ilişkilerinde bireylere nasıl davranmaları gerektiğini gösteren ve davranışları düzenleyen yol haritalarıdır.
Değerler, davranışlara yol gösteren genel ilkeler iken normlar, belli bir durumda insanların nasıl davranmaları gerektiği konusunda beklentilerdir. Norm, kültürel açıdan arzu edilebilir ve uygun olarak değerlendirilen davranışları akla getiren ortak bir davranış beklentisidir.
Sapma, en basit tanımıyla toplum tarafından üzerinde uzlaşı sağlanmış normların ihlal edilmesidir. Diğer bir tanıma göre toplumsal sapma, çoğunluğun kararlarını etkileyen toplumsal normlara uyumsuzluğu ifade eder.
Sapma davranışları, çeşitli biçimlerde sınıflandırılmıştır. Sosyologlar sapmayı olumlu ve olumsuz sapma olarak iki biçimde ele alır.
Sapmanın temelini ve tanımını toplum oluşturur. Sapma toplumdan topluma kültürden kültüre değişkenlik gösterir.
Normlardan sapmanın gerçek nedenleri genellikle farklıdır ve hoşgörü çerçevesinde açıklanamaz. Bunlardan biri, bireyin herhangi bir nedenle grubunun dışında veya uzağında kalmasını ifade eden marjinalite olgusu, bir diğeri de norm çatışması içerisinde bulunan bireyin bunlardan birini uygulamak için diğerine karşı çıkma zorunluluğunda bulunmasıdır.
Sapkınlık kavramı, yalnızca bir yasayı ihlal eden uyumsuz davranışa göndermede bulunan suç kavramından daha geniştir. Bu çerçevede sapkınlık ve suç birbirine karıştırılmamalıdır. Sapma ve suç kavramları birbiriyle yakından ilişkili olsa da, sapma daha genel ve belirsiz bir kavram olarak suçu da kapsamaktadır.