İletişim Türleri
İnsanın en önde gelen özelliklerinden biri iletişim kurmasıdır. İnsan, hayatının neredeyse her anında iletişim kurmaktadır. İletişim, hayatta bu kadar yer kaplayınca, hayattaki çeşitlilikten pay almakta ve birçok türe ayrılmaktadır. İletişim, türlerine ayrılırken temel olarak iki tasnif başlığı kullanılmaktadır.
Bağlamına Göre İletişim Türleri
İlk tasnif iletişimin bağlamına göredir. Bu tasnif biçiminde kişi -içi, kişiler arası, örgütsel ve kitle iletişimi olmak üzere dört türden söz edilebilmektedir.
Aslında iletişimin ilk aşaması olan kişi -içi iletişimde kişinin kendine, içe dönük bakışı, anlama ve açıklama çabası vardır. Kişi, bir başkasıyla iletişim kurar gibi kendisine sorular sorup cevaplar vermektedir. İletişimin başlangıcı olan kişi - içi iletişimin varlığı ve düzenliliği kişinin iç huzurunu ve sağlıklı ruhsal yapısını gösterirken toplumsal hayata da olumlu etki etmektedir. Kişiler arası iletişim, iletişimin en sık görülen biçimidir. Genellikle yüz yüze olmakla birlikte telefon veya mektup gibi aracı ile de bu iletişim gerçekleşmektedir. Örgütsel iletişim ise gelişen dünya ile ortaya çıkan yapıların içsel iletişim düzenini ifade etmekte, yatay ve dikey olmak üzere iki türe ayrılmaktadır. Dikey iletişim kurumsal hiyerarşiyi ifade etmektedir. Kitle iletişim araçlarıyla ortaya çıkan kitle iletişiminde ise az sayıda ve profesyonel kişinin hazırladığı iletilerin büyük kalabalıklara, toplumlara ve ülkelere iletilmesi söz konusudur. Günümüzde, özellikle televizyon, bilgisayar internet cep telefonu teknolojisiyle kitle iletişiminin girmediği alan kalmamıştır. Görsel iletişim, günlük yaşamda hegemonyasını kurmuştur.
Araca Göre İletişim Türleri
İletişimi sınıflandırmada kullanılan ikinci ölçüt aracın biçimidir. Bunlar da sözlü, sözsüz, yazılı ve görsel olmak üzere dört türe ayrılmaktadır.
Bunlardan sözsüz iletişim her çağda görülmekte ve genellikle sözlü iletişimle birlikte anılmaktadır. Buna ek olarak sözlü, yazılı ve görsel iletişim türleri aynı zamanda tarihsel akışı ifade etmektedir. Kabaca matbaa öncesi sözlü iletişimin ve bununla ilintili olarak sözlü kültürün egemen olduğu dönemdir. Bu dönemde kulak gözden daha önemli, bellek güçlü ve canlı, anlatıcı ve sözel ifade kabiliyetlidir. Matbaayla birlikte yazılı iletişim ve kültür gelişmiş, belleğin işlevini yazı alırken okuma -yazma yaygınlaşmıştır. Okuma ve yazma ediminin bir sonucu olarak bireyselleşme yaşanmıştır. İçinde yaşadığımız dönemi de kapsayan görsel iletişim ve kültür çağında ise görsel imgeler uygarlığı kurulurken bu imgelerden kaçınmak mümkün değildir. Afişten gazete ve sinemaya, televizyondan internete insan her an imge bombardımanıyla karşı karşıyadır. Bu dönemde bireyselleşme ve yalnızlık zirve yapmış, bellek tamamen ortadan kalkmış, kişiler kitle iletişim araçlarıyla baş başa kalmıştır. İnsanlar artık imge selinin önünde yapraklar gibi oradan oraya savrulmaktadır. Belleği ve toplumsal bağı ortadan kalkan insanlar, ekranın hızına teslim olmuş halde internette gezinmekte, televizyon kanallarını dolaşmaktadır. bu duruma düşen insanları da kitle iletişim araçlarındaki mesaj üreticileri istedikleri gibi yönlendirebilmekte, yönetebilmektedirler.