Sporda Sosyal Güvenlik

Bireylerin sosyal güvenlik kavramı ile ilgili olan ilişkisi anne karnından itibaren başlayan bir süreci kapsamaktadır. Geçmişinde itibaren bireyler kendilerini ve çevrelerini koruma ihtiyacı hissetmiş, gelecekleri ile ilgili endişe duymuş ve endişe sonucunda bulundukları ana odaklanma da hem ruhsal hem de fizyolojik birçok sorunlar ile yüzleşmişlerdir.

Spor alanında sosyal güvenlik ihtiyacı ise, Cumhuriyet döneminde spora ve sporcuya verilen önemin hukuksal boyutundaki gerçekleşen iyileştirmeleri ve sporcuya verilen önemin artması, sporcu sağlığına değer yargılarında olumlu gelişmeler oluşması ile çok farklı bir döneme girilmiş, uzmanların farklı bakış açıları ile toplanan spor şuralarında sporcu sosyal ve sağlık güvenliği ile ilgili taslaklar, dönem ihtiyacına göre daha kapsamlı bir hal alarak günümüze kadar gelmiştir.

Sosyal Güvenlik Kavramı

İnsanlık tarihinin ilk zamanlarından itibaren bireyler, kendilerini ve çevrelerini tehdit eden soyut ve somut tüm olaylar karşısında koruma ve korunma ihtiyacı hissetmiş ve bu tarz durumlarla karşılaştıklarında çözüm yolları aramışlardır. Sosyal güvenlik kavramını genel anlamda incelediğimizde, bireylerin bu tarz endişelerine karşı alınan somut bir tedbir olarak değerlendirebiliriz. Bu tedbir geleceğin belirsizliğine karşı zihnen cevabı verilen bir çözüm olarak da düşünülebilir

Sosyal güvenlik ihtiyacının kökeninin çok uzun yıllar öncesine dayandığından bahsetmiştik. Sosyal güvenlik ile ilgili ilk sistemsel oluşum batı ülkelerinde görülmüştür. Konuya tarihsel açıdan bakıldığında sosyal güvenliğin kullandığı sistemler arasındaki en ilkel model ‘yardımlaşma sandıkları’ modelidir. Eski Roma ve Yunanlılar tarafından ilk kez kullanıldığı düşünülmektedir. Daha sonraları Fransız devrimi(1789) ile farklı sistemsel metotlar denenmiş ve 1793tarihli ‘İnsan Hakları Bildirgesi’ ile bu denenmiş metotlar ve sosyal yardımlaşmayı kullanma sürecinin bir hak olduğu onaylanmıştır.

Spor ve Sosyal Güvenlik Kavramının Tarihçesi

Spor ile ilgili sosyal güvenlik kavramını incelemeye başlamadan önce Cumhuriyet dönemi içerisindeki spor faaliyetlerindeki gelişmelere değinmekte fayda vardır

Cumhuriyetin ilk dönemlerinin kurumsal yapısı olarak aklımızda kalan Türkiye İdman Cemiyeti İttifakı (TİCİ), spor kavramı, bu kavramın özendirilmesi, kadınların spora katılımının sağlanması, amatörlük, profesyonellik, centilmenlik gibi kavramlar ile doğrudan ilgilenmiş, sporun sağlık boyutu ile ilgili ise önemli adımlar atmıştır.

Türk Sporcuların Sosyal Güvenlik Kapsamları

4857 sayılı iş kanunun 4. Maddesinde belirtilen duruma göre sporcular iş kanunu kapsamına girmemektedir. Bu kanun hükmünce belirtilen yıllık kıdem tazminatları, izin kullanma hakları, kıdem ve ihbar tazminatları gibi içeriği olan bölümlerden yararlanmamaktadırlar.

Amatör Sporcuların Mevzuat Kapsamında Sosyal Güvenlik Hakları

Amatör sporcuların ilgilendikleri spor alanına bağlı olarak işçi işveren ilişkisi olmadığı için herhangi bir sosyal sigorta kapsamına girmemektedir.

Profesyonel Sporcuların Mevzuat Kapsamında Sosyal Güvenlik Hakları

2013/11 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumunun çıkarmış olduğu genelge kapsamında ‘herhangi bir spor dalını kendisine meslek edinmiş olan ve bu meslek pozisyonundan maddi kazanç elde eden kişilere profesyonel sporcu’ tanımı yapılmıştır.