Sporda Güdülenmeyi Açıklayan Kuramsal Yaklaşımlar
Sporda Başarı Güdülenmesi
Başarı güdülenmesini bir işi ustalıkla yapma, görevi mükemmel olarak başarma, engellerin üstesinden gelme ve diğerlerinden daha iyi performans gösterebilme çabası olarak tanımlamıştır. Başarı güdülenmesi aynı zamanda bireyin başarısızlık karşısında direnmesi, bir görevi başarmak için uğraşması, belirsiz durumlar araması ve başarılarından sonra gurur yaşaması olarak ta açıklanmaktadır (Gill, 1986).
Başarı güdülenmesi ile ilgili kuramlardan en çok bilinenleri "Başarı Gereksinmesi Kuramı (Need Achievement Theory)," ,"Hedefi Gerçekleştirme Kuramı (Achievement Goal Theory)" ve "Yüklemleme Kuramı (Attribution Theory)” dır.
Mc Chelland - Atkinson’un Başarı Gereksinmesi Kuramı
Başarı güdülenmesi ile ilgili kuramların en kapsamlı olanı McClelland ve Atkinson tarafından geliştirilen kuramdır. kuramcılara göre, insanların 3 temel gereksinmesi vardır. Bunlar; başarı, güç ve yakın ilişki gereksinmeleridir. Mc Chelland (1976)'ya göre başarı gereksinmesi “işini iyi yapma, kusursuzluk standartlarıyla rekabet edebileceği eylemlere yönelme” şeklinde açıklamıştır. McClelland ve Atkinson (1961)’e göre başarı gereksinmesi öğrenilmiş ve istikrarlı bir özelliktir. Bu açıklamalara dayanarak, başarı güdüsünü zor bir işi üstlenebilme, belirsizliklerle yüzleşebilme, performansın sorumluluğunu alabilme şeklinde açıklamak mümkündür.
Başarı gereksinmesi, başarıya ulaşma güdüsü (BUG) ve başarısızlıktan kaçınma güdüsü (BKG) olarak adlandırılan iki önemli psikolojik yapıya dayanmaktadır. Başarı gereksinmesi (BG) başarıya ulaşma güdüsü (BUG) ile başarısızlıktan kaçınma güdüsü (BKG) arasındaki farktır.
Ayrıca, Başarı güdülenmesi kuramına göre bireyin davranışları hem kişisel hem de durumsal faktörlerden etkilenmekte ve kuram beş temel unsurdan oluşmaktadır. Başarı güdülenmesi kuramını oluşturan 5 temel unsur; kişilik faktörleri, durumsal faktörler, davranışsal eğilimler, duygusal tepkiler ve başarma davranışları olarak adlandırılmaktadır.
Harter’ın Yeterlik Güdüsü Kuramı
Yeterlik Güdülenmesi Kuramı, tüm insanların farklı başarı alanlarında ustalaşmak ve yeterlik göstermek üzere içsel olarak güdülendiklerini ve bu alanlarda başarılı olmak üzere davrandıklarını öne sürer. Harter’ a göre bilişsel (akademik), sosyal (iletişim ve arkadaşlık) ve fiziksel (oyun ve spor) olmak üzere üç temel başarı alanı vardır. İnsanlar, bu alanlarda, ortaya koydukları davranışların sonuçlarına ve diğer insanların olumlu -olumsuz geribildirimlerine bağlı olarak pozitif veya negatif yeterlik algısı geliştirirler. Birey, yaşadığı olumlu -olumsuz duyguların sonucunda ya kendini o alanda yeterli görüp ustalık çabaları göstermeye devam edecek, ya da olumsuz geribildirim ve duygular sonrasında o alanda yetersiz olduğunu algılayarak çaba göstermekten vazgeçecektir. Dolayısıyla, bireyin herhangi bir alandaki girişimlerine bağlı olarak oluşan yeterlik algıları sonraki yeterlik motivasyonu için oldukça önemlidir. Harter’ın önemle üzerinde durduğu bir diğer nokta ise “diğerlerinin etkisi”dir. Birey için önemli olan diğer insanlar ya pekiştirme yoluyla ya da model alma yoluyla bireyin yeterlik algılarının oluşmasına katkıda bulunurlar.
Başarı Hedefi Kuramı
Kuram, ilk olarak Nicholls (1984) tarafından ortaya atılmış ve diğer birçok araştırmacı tarafından (ör. Duda, 1989; Papaionnou, 1994) sıklıkla ele alınmış bir yaklaşımdır. Kuram, davranışın kişisel olarak nasıl yorumlandığına, başarı ve başarısızlığın bireysel olarak nasıl algılandığına odaklanmaktadır. Nicholls'a (1992) göre; başarı güdülenmesi bireyin kendi yetenek ve başarılarını algılamasına odaklanır ve başarının birey için ne anlama geldiğini anlamaya çalışır. Birey kendi başarısı ve yeteneği hakkında karara varırken ya kendi geçmiş performans standartlarına ya da kendisine benzeyen diğer insanların performans standartlarına bakarak bir karşılaştırma yapar ve bir hedef belirler. Başarı Hedefi Kuramı, başarı ortamlarında görev ve ego yönelimi olarak adlandırılan iki temel başarı hedefi vardır.
Görev yönelimli olan sporcular yeni beceriler öğrenme, öğrendiği beceri ve görevde ustalaşma ve sıkı çalışma üzerine odaklanmaktadır. Görev yönelimli sporcular ancak maksimum çaba göstererek yeterlik düzeyine erişeceklerine inanırlar, referans noktaları kendileridir. nin olduğundan söz etmektedir.
Ego yönelimi ise “en iyi” olmayı hedefleyen yönelimdir. Ego yönelimli sporcular kendi üstün yeteneklerini diğerlerine gösterme ve kanıtlama üzerinde yoğunlaşmaktadır. Ego yönelimli olan birey için başarı kriteri yarışma ya da müsabakalarda daha az çaba göstererek rakibini yenmektir, dolayısıyla onlar için referans noktası diğerleridir.
Bernard Weiner’ın Yükleme Kuramı (Atıf Kuramı)
Yüklemeler (attributions), kişinin hem kendi davranışlarının hem de diğer insanların davranışlarının nedenlerine ilişkin olarak yaptıkları yorum ve açıklamalardır. Weiner ve ark. (1992) spor katılımcılarının (antrenörler, oyuncular, ebeveynler, seyirci, medya), kendilerinin ve diğer insanların başarı ve başarısızlıklarını hangi nedenlerle açıkladıklarını anlamak amacıyla bir yükleme modeli geliştirmişlerdir. Yükleme modeli (attribution theory) sadece yapılan nedensel yüklemeler üzerinde değil aynı zamanda yapılan yüklemelerin ortaya çıkardığı duygular ve beklentiler üzerinde de durmaktadır. Weiner ve ark.’na göre insanlar başarı ve başarısızlıklarını yetenek, çaba, görevin güçlüğü, şans, duygu durumu, diğerlerinin çabası gibi nedenlerden birine yüklemektedirler. Bu yüklemeleri (attributions), istikrarlılık (stability), nedensellik odağı (locus of causality) ve kontrol edilebilirlik (controllability) olmak üzere üç temel boyutta ele almak mümkündür. Sporcular, başarı ve başarısızlıklarına ilişkin nedensel yargılara varırken geçmiş yaşantılarından veya aynı görevi yapan diğer insanların başarı durumlarıyla ilgili kıyaslamalardan yararlanırlar. Dolayısıyla, nedensel yüklemeler sporcuların gelecekteki motivasyonlarını, gösterecekleri çabayı ve performanslarını etkileyeceğinden oldukça önemlidir.