Biyomekaniğin Tarihsel Gelişimi
Biyomekaniğin ne olduğunu anlamak veya tanımlayabilmek için bu alanın temeline inmek gerekmektedir. Alında biyomekanik bu adı almadan önce de var olan ve diğer bilimlerin temelini oluşturan bir alandır. Çünkü yüzyıllarca insan sağlığına dair çalışmaların var olduğu ve omurga sağlığına çok fazla önem verdikleri bilinmektedir. Biyomekanik insan ve hayvan hareketlerini belirli ilkeler etrafında açıklayarak değerlendirmeye çalışan bir bilimdir. Bu nedenden dolayı biyomekanik birçok mesleği ilgilendirmekte ve çeşitli meslek gruplarının ilgisini görmektedir.
Biyomekanik, biyodinamik ve biyostatik olarak ikiye ayrılmaktadır. Biyodinamik'de kendi içerisinde biyokinematik ve biyokinetiğe ayrılmaktadır. Biyokinematik; hareket ve harekete sebep olan kuvvetleri incelerken Biyokinetik ise kuvvetteki değişiklikleri inceler ve istenilen hareketi yapmak için gerekli kuvveti tayin etmektedir. Biyostatik, linear hareket veya duruş halinde (istirahatte) hayvanın veya insan vücudunun veya organlarının üzerine etki eden kuvvetlerle, bunların dengesini incelemektedir. Biyolojik sistemler temel de biyomekanik alanı ile mekanik prensipler kullanılarak incelenmekte ve bu bilgiler çerçevesinde sağlık, spor gibi alanların gelişimine destek olmaktadır. Bu nedenden dolayı birçok hekim ve sağlık profesyonelinin biyomekaniğin temelini bilmesi hatta ilgilendikleri konunun süreçlerinin anlayarak bu duruma uygun olarak tedavinin planlanmasında önemli bir süreçtir.
Tarihsel süreç içerisinde önemli isimlerin yer aldığı ve biyomekaniğin temeli sayılabilecek çeşitli araştırmalar yapıldığı görülmüştür. Hipokrat ve İbn-i Sina tarafından yazılan kitaplarda biyomekaniğin temellerini oluşturan omurga ve anatomi alanlarına ait bilgilere değinmiştir. Galen ise yapmış olduğu araştırma ve çalışmaları dolayısıyla o dönemin gladyatörlerini tedavi etme görevine getirilmiş bu nedenden dolayı da Roma İmparatorluğunun spor hekimi olarak bilinmektedir. Önceki dönemlerde omurga üzerine ne kadar da çalışma yapılsa da en detaylı çalışmaların Leonardo Da Vinci’nin yaptığı görülmektedir. Bir diğer bilim adamı olan Andreas Vesalius anatominin babası olarak isimlendirilmektir. Borelli yapmış olduğu çalışmalarla biyomekaniğin yolunu açmış ve spinal biyomekaniğin babası olarak anılmaktadır. İnsan hareketinin ilk deneysel araştırmasını yapan Weber kardeşler makinalarla ilgilenerek yürüme ve koşmanın mekaniği hakkında çok detaylı çalışmalar yapmışlardır.
İlk defa spor biyomekaniği ve egzersiz araştırmalarına dair örnekler 1912 yılında yayımlanan The Baseball Magazine dergisinde yer almıştır. R. Plato Shwartz tarafından Yürüyüşün analizi ile ilgili ilk tıbbi klinik çalışmalar başlamıştır. Thomas Cureton, çeşitli atletizm becerileri ve yüzme mekaniği hakkında yazılar yazmıştır. Cureton sinema filminde kullanılan kameraları kullanarak sporda hareket analizi için teknikleri tanımlamıştır. Arthur Steindler ilk biyomekanik ders kitaplarından birini yazmıştır. Saunders, Inmann ve Sutherland isimli biilim adamları elektromiyografik, kinetik ve kinematik gibi çeşitli hareket ölçüm teknikleri geliştirmişlerdir. 1967 yılında İsviçre’nin başkenti Zürih’te ilk uluslararası biyomekanik semineri yapılmıştır. 1968 yılında ilk Biyomekanik Dergisi yayınlanmıştır. 1970’lerde Modern biyomekanik de dijital bilgisayarların genel olarak kullanılabilir hale gelmiştir. 1973 yılında Biyomekanik Derneği (ISB) kurulmuştur. 20. yüzyılın başlarında biyomekanik bazı üniversitelerin Beden Eğitimi ve Spor Fakültelerinde ders olarak verilmeye başlanmıştır.