Spor ve Etik

Spor etiği saygı, dürüstlük, sorumluluk, adalet, eşitlik, dürüstlük gibi evrensel değerleri kapsar. Bütün toplumlarda benimsenen bu evrensel değerlerin, insan davranışlarının temelinde yer alması beklenir. Rakibine saygı duymak, haksız rekabet etmemek, adil olmak, oyun kurallarına uymak, hile ve aldatmaya başvurmamak sporda etik davranışın gereğidir. Spor etiği tartışmaları ile spor faaliyetlerinde yer alan sporcu, antrenör, seyirci, spor basını, spor yöneticisi, hakem ve diğer yardımcı personelin davranışlarının, söz ve eylemlerinin etiğe uygun olup olmadığı sorgulanmaktadır. Bir davranışın etik olup olmadığına karar vermek için davranışın amacının iyi niyet taşıyıp taşımadığı, eylemin sonucunda zarar gören olup olmadığı göz önüne alınır. Etik ikilemlerin çözümünde, kişi karar verirken sahip olduğu değerler ve ilkeler etkisiyle hareket eder. Spor eğlence ve serbest zaman değerlendirme aracı olmanın yanında aynı zamanda bir meslektir. İlk zamanlarda amatör ruhla yapılan spor zamanla maddi gelir elde edilen bir meslek hâline gelmiştir. Spor ürünlerinden elde edilen gelirler, spor karşılaşmalarının yayın gelirleri, müsabaka gelirleri, sporcu transferleri, sponsorluk gelirleri, müsabakalar üzerinde bahis oyunlarının oynanması sporu büyük bir endüstri hâline getirmiştir. İnsanın ilişkilerinin temelinde etik vardır. İnsan doğası gereği iyi ve doğru davranış gösterme eğilimindedir. İnsan ilişkileri sevgi, saygı ve güven gibi değerler üzerine kurulur. Etik davranan bir birey karşısındakinin hak ve çıkarlarını gözettiği için onda olumlu duygular uyandırır, aksi durumda rahatsızlık yaratan, vicdanı rahatsız eden bir durum ortaya çıkar. İyi ve doğrunun ne olduğunu açıklayabilmek ve etik değerlendirmelerin temelinde yer alan düşünceleri ortaya koymak için farklı etik teoriler savulmuştur. İnsan davranışlarının temelinde yatan nedenlerin ne olduğuna cevap vermede ahlak felsefecileri ortak bir görüşe sahip değildirler. İnsanlar çıkarlarını düşünerek mi, görev duygusuyla mı, yoksa ahlaki olarak doğru olduğu için mi bu şekilde hareket ederler. Bu sorulara cevap verebilmek için ileri sürülen etik teorileri incelemek gerekir. Etik teorileri, teolojik ve deontolojik olmak üzere iki temel grupta ele almak mümkündür. Teleolojik etiğe göre, eylemin sonucuna bakarak eylemin etiğe uygun olup olmadığına karar verilir. Deontolojik etiğe göre ise, eylemin doğru ya da yanlış olduğuna, eylemin sonucuna göre değil, bir ödevi yerine getirip getirmediğine ya da kurallara uyup uymadığına göre karar verilir. Spor etiğinin amacı sporun içinde yer alan, sporcu, antrenör, hakem, spor yazarı, spor yöneticisi ve seyircilerin saygı, sorumluluk, dürüstlük, hoşgörü ve eşitlik gibi ilkelere uygun davranmalarını sağlamaktır. Ancak bu ilkelerin tersine davranışların yer aldığı, etik tartışmalara yol açan olaylar sürekli gündeme gelmektedir. Sporun içinde yer alan kişilerin etik ilkelere uymaları hem fair play hem de olimpizm düşüncesi ile bir bütünlük gösterir. Adalet, dürüstlük, saygı, sadakat, saygı gibi evrensel değerler sporda etik ilkelerin temelini oluşturur. Etik ilkelerin amacı sporcu, antrenör, hakem gibi grupları disipline etmek, spor kamuoyunun yararını gözetmek, günlük uygulamalarda meydana gelebilecek sorunları çözebilmede yol göstermektir.