Saint -Simon ve Auguste Comte
Pozitivizm
Aydınlanmacı geleneğin bir uzantısı olan ve genel olarak metafiziği, batıl inançları ve dini kesinlikle bilimsel alanın dışına çıkararak akla, bilime, gözleme ve deneye dayalı bilgiyi vurgulayan bir bilgi teorisi olarak 'pozitivizm' terimi ilk kez A. Comte tarafından kullanılmıştır. Temel kabulleri, metafiziğin reddine, bilimsel bilginin üstünlüğüne, fenomenalizme, olgu -değer ayrımı ve nesnellik ilkesine, bilimlerin birliği tezine dayanan pozitivizm, Aydınlanmanın bir uzantısıdır ve sonraki süreçte yapısalcı ve (yapısal) işlevselci gelenekleri de etkilemiştir.
Claude-Henri de Saint-Simon
Pozitivizmin sosyal bilimler için en önemli habercilerinden birisi Saint - Simon'dur. Fransız Devrimi ve sanayileşmenin yarattığı sürece tanıklık eden Saint -Simon, yaşadığı dönemde toplumda ortaya çıkan problemleri çözmeye dönük çalışmalar yapmıştır.
Bir dönem Comte ile de sıkı bir şekilde düşünsel ilişki içerisinde olan Saint - Simon, bilim ve sanayiye dayalı bir toplum kurulması gerektiğini öne sürerek bir dünya dini fikri üretir. Onun bu yenidünya dini fikri bilimsel bilginin yeni ve güncel bir şekilde sistemleştirilmesini gerektirmektedir. Bu da teolojik ve metafizik dogmalara başvurulmadan pozitif bir bilimin yaratılmasıyla mümkün olacaktır.
Saint -Simon buna ‘sosyal fizik’ adını verir. Böylelikle doğa bilimlerindeki gibi toplumsal işleyiş öngörülebilecek ve şekillendirilebilecektir. Böylece eski siyasal sistemin çöküşünden sonra yeni sistemin tam olarak kurulmasına kadar geçen sürede ortaya çıkan sıkıntıların ve problemlerin çözülerek ortadan kalkacağını düşünür.
Analizlerinde toplumun birbirini izleyen gelişme evrelerini (feodalizm, devrim, sanayi toplumu ya da feodal toplum, liberal toplum, sosyalist iktisat) tanımlayan Saint -Simon, bu gelişme evrelerinin değerlendirilmesinde ekonomik olguları merkeze alır.
Saint -Simon Avrupa toplumlarının yaşadığı krizi analiz ederken, bilimsel gözlemin ilk olarak astronomiye, ardından fizik ve kimyaya ve son olarak biyolojik ve toplumsal organları inceleyen fizyolojiye girdiğini belirtir. Ona göre bilimsel yöntemin toplumsal düzene uygulanmasıyla zayıflayan geleneksel düzenin yeni bir düşünceler sisteminin yolunu açması gerekir.
Dünya ahlâkı üzerine kurulacak bu yeni düzen bilim adamları ve sanayicilerin ürünü olurken, bilim adamları ve sanayiciler laik bir din olan pozitivizmin yeni rahipleri, toplumu yeniden kuracak ve birçok pratik görev yüklenen mühendisler olacaklardır.
Auguste Comte
Pozitivizmin sosyolojik kavramlaştırmasını yapan Comte da Saint -Simon gibi Fransız Devrimi ve sanayileşmenin etkilerinin görüldüğü döneme şahitlik eder. Comte'un görüşlerini içinde yaşadığı dönemin, özellikle anavatanı Fransa'nın yaşadığı kaosa çözüm üretme gayreti şekillendirmiştir. Sosyoloji terimini ilk kez kullanan düşünür olan Comte, pozitivist yaklaşımın en önemli temsilcilerindendir.
Toplumsal olayların da, doğa olaylarında olduğu gibi yasalarının keşfedilebileceğinden hareket eden Comte göre, toplumsal olaylar üzerinde de bilimsel araştırma yapılabilir. Artık ‘sosyoloji çağı’na girildiğini düşünen Comte'a göre, toplumsal evrenin yasaları ortaya konulabilir. Böylece Fransız Devrimi ve sanayileşmenin etkilerine bağlı olarak bozulan düzen pozitivist temelde yeni bir din inşa edilerek sağlanabilir.
İnsan zihninin gelişme yasasını keşfettiğini iddia eden Comte' a göre bunlar teolojik, metafizik ve pozitivist aşamalardır. Bu aşamalar aynı zamanda bilimler ve toplumlar için de geçerlidir. "Üç hâl yasası" olarak adlandırılan bu aşamaların birinden diğerine sırasıyla ve zorunlu olarak geçilerek en mükemmel olan pozitivist aşamaya ulaşılacaktır.
Deney, karşılaştırma ve tarihsel analizi, toplumsal dünya hakkındaki olguların toplanabilmesi için gerekli olduğunu ifade eden Comte, ampirist bir yöntemi benimser.
Sosyolojiyi "sosyal statik" ve "sosyal dinamik" biçiminde ikiye ayıran Comte'a göre toplumsal alanda hem statik hem de dinamik ilişkiler vardır. Sosyal statik sosyal sistemin normal olarak parçalar ve bütün arasında denge (toplumsal kurumlar arasında işlevsel bir ilişki kurulmasını) sağlayan farklı parçalarının hareket ve tepkime yasalarını araştırır.
Sosyal dinamik ilerleme, değişme ve evrimi konu alır . Bu alt alan farklı toplum tiplerindeki farklı karşılıklı bağları ampirik yollarla incelemeyi gerektirir ve Comte da sosyolojinin bu yönünü tarihsel yöntem içerisinde tanımlar. Önceden belirtildiği gibi Comte zihinsel gelişmenin üç durumuyla ilgili öğretiyi kendi sisteminde bu noktada işlemiştir. İnsan zihninin teolojik evreden başlamak üzere metafizik düşünüş evresinden geçerek pozitif düşünüş çağına ulaşması “sosyal dinamiğin anayasası”nı oluşturur . Dolayısıyla, sosyal dinamik ‘ardışıklık yasaları’nı veya sosyal sistemlerdeki değişme örüntülerini zamansal boyutta araştırır.