Türkiye’de Sosyal Politikanın Tarihsel Gelişimi

Osmanlı imparatorluğu’nda sanayileşme süreci hızlı ve yaygın bir gelişme göstermemiş, Sanayi Devrimi’nin nesnel koşulları oluşmamıştır. İmparatorluk 19. yüzyılın ortalarından başlayarak, Batı Avrupa ülkelerinden yaklaşık 100 yıl sonra sanayileşmeye başlamıştır. Sanayi Devrimi’ni yaşayan ülkelerde dokuma kesimi ilk sanayileşen alan olmasına karşın, Osmanlı İmparatorluğu’nda sanayileşme önce maden ve savaş donatım kesimlerinde başlamıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nda sanayileşme sürecinde yoğun biçimde çocuk ve kadın işgücü kullanılmamıştır. .

Cumhuriyet döneminde devlet, önce yine Zonguldak ve Ereğli maden ocaklarında çalışan işçilerin korunmasını öngören politikalara hukuk kuralları ile işlerlik kazandırmıştır. 1929 Ekonomik Bunalımı’ndan sonra Batı toplumlarınca benimsenen planlı, karma ekonomi modeli ve dayandığı sosyal devlet anlayışı, Türkiye için bir örnek oluşturmuş, bazı hukuki düzenlemeler böyle bir ortam içinde işlerlik kazanmıştır. Türkiye’de sosyal nitelikli politikalar, 2. Dünya Savaşı’nın hemen ardından, kapsam ve içerik yönünden hızla gelişmeye başlamıştır. 1950’li yıllarda, 1945- 1950 yılları arasında gerçekleştirilenler kadar önemli ve hızlı olmasa da, bazı yeni adımların atılarak gelişmelerin sürdüğü görülür. Türkiye’de sosyal politikaların gelişimi 1960’lı yıllarda yeniden ivme kazanmıştır. 1970’li yıllarda yaşanılan siyasal ve ekonomik sorunlar, sosyal politikalar yönünden pek çok olumsuzluğu beraberinde taşımıştır. Türkiye’de ekonomik sorunların giderek çoğalarak kronikleşmesi, sosyal politikaların yeterince önemsenip, gereğince gelişebilmesini engellemektedir.

Bazı alanlarda sağlanan olumlu gelişmelere karşılık Türkiye, kronik hâle gelen sosyal sorunların çözümünde geçmişte sürekli, etkin ve geniş kapsamlı sosyal politikalar üretemediğinden, 1980 sonrası ortaya çıkan ve tüm ülkeleri derinden etkileyen başta küreselleşme olmak üzere tüm gelişmelerden olumsuz şekilde etkilenmiş ve etkilenmeye devam etmektedir. 1980'lerin sonundan itibaren 1990 özellikle 2000'li yıllarda başta 1982 Anayasası olmak üzere 2821 ve 2822 sayılı kanunlarda, iş ve sosyal güvenlikle ilgili kanunlarda ve diğer çalışma hayatını ilgilendiren kanunlarda bazı değişiklikler yapılmıştır. 22.5.2003 tarihli "4857 sayılı İş Kanunu" özellikle esneklik konusunda önemli düzenlemeler getirmiş, 1999 sonrası sosyal güvenlik sisteminde henüz tamamlanmayan kurumsal yeniden yapılanma süreci başlatılmış, bu konuda çeşitli kanunlar çıkarılmış, "İş ve İşçi Bulma Kurumu" yeniden yapılandırılmış, kadın ve özürlülere yönelik bazı düzenlemeler yapılmıştır.

Bazı alanlarda sağlanan olumlu gelişmelere karşılık Türkiye, kronik hale gelen sosyal sorunların çözümünde geçmişte sürekli, etkin ve geniş kapsamlı sosyal politikalar üretemediğinden, 1980 sonrası ortaya çıkan ve tüm ülkeleri derinden etkileyen başta küreselleşme olmak üzere tüm gelişmelerden olumsuz şekilde etkilenmiştir.

2001 ekonomik krizi, ekonomik ve sosyal alanda büyük sıkıntılar oluşturmuştu. Faizler aniden ve rekor düzeyde fırlamış, uzunca bir dönemdir izlenen sıkı para politikasından vazgeçilerek, “dalgalı kur” politikasına geçilmişti. Binlerce işyeri kapanmış, yüzbinlerce kişi işsiz kalmıştı. Krizden çıkış için başlatılan “güçlü ekonomiye geçiş programı” yoksulluğu daha da arttırmış ve derinleştirmişti.

24 Haziran 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile 703 sayılı son KHK ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yerine Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı kurulmuştur. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile 2018 yılı Haziran ayından itibaren Cumhurbaşkanlığı Sosyal Politikalar Kurulu kurulmuştur.