Kadın Hakları Ve Mevzuat
Bu bölümde ülkemizde yasalar düzeyinde kadın haklarını incelenmiştir. Kadın haklarının gerekliliğini ve gelişimini anlamamız için toplumsal cinsiyet ve kadının insan haklarının ne olduğunu kavramamız gerekmektedir.
Cinsiyet bedenin biyolojik bir özelliğidir, anne karnında oluşur. Toplumsal cinsiyet, toplumun kadınlığa ve erkekliğe atfettiği anlamlardır. Toplumsal cinsiyet olgusu, kadın ve erkeklerin biyolojik farklılıkları yüzünden değil bu farklara atfedilen toplumsal anlamlardan kaynaklanır.
Ataerkil toplumsal yapı hem bireysel hem toplumsal düzeyde kadınlar ve erkekler açısından olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve tüm bireylerin kendi potansiyellerini baskı altında kalmadan geliştirmesi daha mutlu ve sağlıklı bir toplum için gerekli bir koşuldur.
Kadınların insan hakları, insan hakları bütünün bir parçası, insan haklarının kadınlar için de eksiksiz olarak uygulanmasıdır ve devletlerin vatandaşlarına karşı olan bir yükümlülüğüdür.
Cumhuriyet ile birlikte kadınlara önemli temel haklar verilmiştir.
1924'te Tevhid -i Tedrisat Kanunu ile kadın ve erkeklerle eşit eğitim hakkı verilmiştir.
1926'da ilk medeni yasa ile evlilik, velayet ve mallar üzerinde tasarruf eşitlikçi bir biçimde düzenlenmiştir.
1930'da belediye seçimlerinde, 1933'te muhtarlık seçimlerinde ve 1934'te milletvekili seçimlerinde kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmiştir.
1936'daki iş kanunu ile kadınların çalışması düzenlenmiştir.
1965'te çıkan nüfus planlaması hakkındaki kanun ile gebeliği önleyici araçların satış ve dağıtımı ve kürtaj yasallaşmıştır.
Kadının çalışmasını kocanın iznine bağlayan Medeni Kanun'un 159. maddesi Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş, madde resmen 1992’de kaldırılmıştır.
1998'de 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun (mülga) kabul edildi.
1998 yılında SHÇEK yönetmeliği (mülga) ile devlete ait ilk sığınma evi açılmıştır.
2001'deki yeni medeni kanunda çalışma ve meslek seçimi, cinsiyet seçimi, velayet, evlilikte mal rejimleri ve aile konutu gibi uygulamalar düzenledi.
2003 yılında yeni medeni kanunu uygulayacak Aile mahkemeleri açıldı.
2004 yılında yeni Türk Ceza Kanunun (TCK) kadın hakları konusunda önemli yeni yasal düzenlemeler getirmiştir.
Kadınların insan hakları, ülkemizin de taraf olduğu CEDAW sözleşmesi ile evrensel standartlara kavuşmuştur.
Yasalar önünde kadın erkek eşitliği, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve uygulanması evrensel insan haklarının bir gereğidir.
CEDAW BM’ in altı temel insan hakları sözleşmesinden biridir. Kadınların insan haklarının en temel uluslararası belgesi deyim yerindeyse anayasasıdır. Sözleşmenin üç temel amacı vardır:
Kadınlara yönelik cinsiyet ayırımcılığını ortadan kaldırmak,
Kadınların insan haklarını korumak,
Sadece yasalarda değil, uygulamada da eşitlik sağlamak
İstanbul Sözleşmesi kadınlara yönelik her türlü şiddetin önlenmesi ve kadın erkek eşitliğinin gündelik hayatta sağlanması için çok önemli bir araçtır.
İstanbul sözleşmesine göre kadına yönelik şiddetle mücadelede 4 ilke vardır:
Önleme (şiddeti önleme)
Koruma (şiddet mağdurunu koruma),
Kovuşturma (şiddet uygulayanı soruşturma),
Politikalar (kadına karşı şiddetin sonlandırılmasına yönelik politikalar).
6284 sayılı kanun ve uygulama yönetmeliği sadece şiddete uğrayan ya da şiddet görme ihtimali olan kişiler değil, üçüncü kişiler de şiddet ihbarında bulunabilir. Böyle bir ihbar karşısında ilgili tüm kamu kurumları hemen harekete geçmek zorundadır.
Şiddetten korunma için başvuru süreci: kişinin kendisi, üçüncü bir şahıs ya da kurumlar aracılığı ile başlayabilir.
İhbarın ardından duruma göre, mülki amir, ya da hakim tedbir kararı verir.
İki tür tedbir kararı vardır :
Şiddet mağduruna yönelik koruyucu tedbir kararı
Şiddet failine yönelik önleyici tedbir kararı.
Şiddete uğrayan ya da uğrama riski olan ve korunması gereken kişiler, öncelikle ŞÖNİM’e yönlendirilir. ŞÖNİM bu kişiler için, danışmanlık ve yönlendirme, tedbir kararlarının alınması ve izleme takip çalışmaları yapar.
ŞÖNİM’e başvurun kişiyle meslek elemanları güvenli bir ortamda, özel bir görüşme yaparlar ve bu görüşme sonunda başvuran kişinin sığınmaya ihtiyacı olup olmadığına karar verilir. Sığınma ihtiyacı anlaşılır ise, kişi önce ilk kabul merkezine yönlendirilir.
İlk kabul merkezleri birimleri 2 haftaya kadar barınma hizmeti sunar, burada gereken tıbbı kontrol ve tedavi süreçleri başlatılır, psiko -sosyal durum tespiti yapılır. Bu sürenin sonunda kişi kadın konuk evine yerleştirilir.
Kadın konuk evlerine yerleştirilen kadınlar eğer var ise çocukları ile birlikte kalabilirler. Konuk evleri 6 ay süre ile barınma hizmeti sunar. Bu süre dolunca ihtiyaca göre tekrar uzatılabilir.
Kadın konukevleri, öncelikle, güvenli barınma ve şiddetten korunma, psiko - sosyal, hukuki, ve ekonomik destek sağlarlar.
Şiddet karşı tek korunma barınma hizmeti değildir. Sığınma ihtiyacı olmayan şiddete uğrayan ya a uğrama riski olan kadınlara ilaveten, barınma dışında ünite -3-4-kapsamında gördüğünüz tedbir kararlarının aldırılması için yetkililere başvurulur.
Hakkında tedbir kararı alınan bu tip vakalar, tedbir hizmetini koordine etmek, vakayı ve tedbir kararını izlemek, tedbir süreci dolduktan sonra kadın ve beraberindeki çocukların durumunun incelenmesi, gerekiyorsa tedbir kararının yenilenmesine yönelik süreçler ŞÖNİM’de yürütülür.