Suç ve Suçluluk I

Yasaların cezalandırdığı, bir toplumundaki yasal mevzuatın yasak olarak belirttiği her türlü davranışa suç, suç davranışını sergileyen bireye ise suçlu denmektedir. Suçun bireysel nedenleri yanı sıra toplumsal ya da çevresel nedenleri de vardır. Suç ve suçluluk alanında en etkin çalışan meslek elemanlarından biri adli alanda çalışan sosyal çalışmacılardır.

Suç davranışının oluşma nedenleriyle ilgili en önemli açıklamalardan biri psikolojik kuramlardan gelir. Psikolojik kuramlara göre, suçun en önemli nedenleri başında bireysel faktörler gelmektedir. Örneğin bazı kişilik özelliğine ya da kişilik bozukluklarına sahip olan bireylerin suç davranışına daha eğilimli oldukları belirtilmektedir. Bunun yanında mental sorunlar, çeşitli psikopatolojiler, kişilik bozuklukları, aileden geçiş ya da bazı psikotik bozukluklar suçun önemli nedenleri olarak gösterilmektedir.

Suçun nedenlerine yönelik diğer bir açıklama sosyolojik yaklaşımlardan gelmektedir. Buna göre etnisite, yoksulluk, ailevi sorunlar, sosyal devlet, sosyal refah politikaları ya da sosyal refah harcamaları gibi sosyal faktörler suçun nedenleri olarak gösterilmektedir.

Adli sosyal çalışma, adli konuların sosyal hizmet alanlarına uygulanması olarak tanımlanan bir disiplindir. Adli sosyal çalışmacılar genel olarak, aile ve çocuk mahkemelerinde, ceza infaz kurumlarında, denetimli serbestlik müdürlüklerinde ve orduda çalışmaktadırlar.

Aile mahkemelerinde çalışan adli sosyal çalışmacıların görevi, davanın esasına girilmeden önce mahkemenin istediği konularda araştırma ve inceleme yapmak, dava konusu hakkında taraflar arasında bir uyuşmazlık söz konusu ise uyuşmazlığın nedenlerine ilişkin rapor yazmak ve mahkemenin gerekli gördüğü konularda mahkemelerde hazır bulunmak ve uzman görüşü bildirmektir.

Adli sosyal çalışmaların mahkemelerdeki bir diğer yükümlüğü ise 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu ile belirtilmiştir. Buna göre, çocuk hakkında sosyal inceleme yapmak ve inceleme sonucundaki görüş ve önerilerini bilimsel temelde yazılmış bir raporla mahkemeye sunmaktadır. Bir diğer görevi ise kovuşturma esnasında suça sürüklenen çocuğun ifadesinin alınması ve sorgusu esnasında yanında bulunmaktadır.

Adli sosyal çalışmacıların bir diğer çalışma alanı ceza infaz kurumlarıdır. Ceza infaz kurumlarındaki çalışmalar 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun kapsamında yapılmaktadır. Bu kanun kapsamında ceza infaz kurumlarında adli sosyal çalışmacılar, hükümlünün geçmişi, suç nedenleri, suç sicili, fiziki yeteneği ve ruhsal yapısı, kişisel doğası, arz edebileceği tehlike hâlleri, hapis cezasının süresi, salıverildikten sonraki beklentisi dikkate alınarak, toplumun hukuka uygun hareket eden ve üretken bir üyesi olarak yaşamını sürdürmesini sağlayacak ve bireysel ihtiyaçlarına uygun bir biçimde iyileştirme programları uygularlar.

Adli sosyal çalışmacıların bir diğer önemli çalışma alanı ise denetimli serbestlik müdürlükleridir. DS sisteminde amaç, cezanın sosyal çevre içinde infaz edilmesinin yanı sıra, aynı zamanda bireyi suça iten nedenlerin ve suç davranışına neden olan ve engel olabilecek risk faktörlerinin belirlenmesidir. Bu amaca yönelik olarak suçu engellenmesi amacıyla ihtiyaç analizi, ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik sosyal hizmet müdahale çalışmaları, ayrıca bireyin psikolojik ve sosyal rehabilitasyonu için psikososyal rehabilitasyon çalışmaları yapılmaktadır. Denetimli serbestlik müdürlüklerinde adli sosyal çalımalar; risk değerlendirmesi, bireysel görüşme ve grup çalışması yapmakla görevlidir.