Görev Merkezli Yaklaşım
Görev Merkezli Yaklaşım, 1970’ li yıllarda, California Üniversitesi Sosyal Hizmet Okulu öğretim üyeleri W.Reid ve L.Epstein tarafından geliştirilmiştir. Kısa süreli bir uygulama modeli olup ayırt edici özelliği sorunların nedenleri yerine yol açtığı sonuçlar ve uygulama yoluyla ulaşılacak hedefler üzerinde odaklaşmasıdır. Görev Merkezli Model ilk başlarda eklektik olmakla birlikte ampirik bir yaklaşımdır. Bu modeli benimseyenler bilimsel araştırma sonuçlarını göz önünde bulundurur ve spesifik sorunların çözümü için kısa süreli müdahalelere aktarılıp aktarılamayacağına bakar. Bu yaklaşım bireylere, çiftlere, ailelere, küçük gruplara ve isteksiz müracaatçılara uyarlanabilir. Harekete geçme ve ulaşılmış görev/sorumluluğa yapılan vurgu nedeniyle; iş, barınma, günlük bakım, ulaşım ve benzeri yetersizliklerinden kaynaklanan sorunların özellikle müracaatçıyla birlikte idare edilmesinde yararlıdır. Perlman ’ın geliştirdiği Problem Çözme Yaklaşımı ile benzerlikleri olduğu ve büyük ölçüde onun yerine kullanıldığı ifade edilmektedir. Ortada olan, gözle görülür sorunları ele alıp uygulaması kolay görevleri yerine getirerek çözümlemeyi amaçladığı için Davranışsal Yaklaşım'la ortak yönleri bulunmaktadır. Görevlerin başarıyla yerine getirilmesi ailenin duygusal sorunlarının çözümüne yardımcı olur. Kısa sürede tamamlanan bir çalışma olması nedeniyle ekonomiktir, hizmetlerin daha fazla sayıda müracaatçıya ulaştırılmasına olanak sağlayan bir yaklaşımdır. Meslekte yeni olan elemanların hemen her kurumda ve farklı türden sorunları olan müracaatçılara uygulayabilecekleri niteliktedir. Müracaatçının kolaylıkla anlayacağı ve Sorun Çözme sürecine katılabileceği bir uygulama modelidir. Bu yönleri ile Kriz Tedavisi Yaklaşımı gibi ruhsal sorunların ve bunalımların hâlledilmesi ile sınırlı olmadığı için sosyal hizmetlerde uzun süre etkinliğini sürdürme potansiyeline sahiptir. Müracaatçının attığı adımları vurgulayan müdahale yolunu kullanarak müracaatçının sosyal işlevselliğini geliştirme amacını taşımaktadır. Sorunların çözümü için uzmanın öncelikle müracaatçının sorun çözme davranışını anlamaya çalışması önemlidir; diğer bir deyişle, müracaatçının hangi isteklerinin ne ölçüde ve ne yönde gerçekleşmesini istediği belirlenmelidir. Bu isteklerden bir bölümü birbiriyle bağlantılı iken, bazıları birbiriyle uyuşmayabilir. Müracaatçının inanç sistemi isteklerini ve bunların gerçekleşme biçimini belirler. Bu nedenle kişi/ailenin hemen bu yönde harekete geçmesini beklememek gerekir. Aksiyonları yönlendiren inançlar müracaatçı, sosyal hizmet uzmanı ve diğer taraflar arasında interaksiyon yoluyla değiştirilebilir. Bu amaçla doğruluk, kapsam ve tutarlılıktan yararlanılmalıdır. Doğruluk: Sosyal hizmet uzmanı müracaatçıya inançlarının doğru olup olmadığını anlaması için yardım etmelidir. Kapsam: Sosyal hizmet uzmanı, müracaatçıya önemsiz gördüğü inançların ne gibi sonuçlara yol açabileceğini kavraması yönünde yardımcı olmalıdır. Tutarlılık: Sosyal hizmet uzmanı inançlar arasındaki uyuşmazlığa bağlı çarpıklıkları gidermede müracaatçıya yardım etmelidir. Görev Merkezli Model birçok nüfus grubu ve meslek elemanı için uygulanabilir: Yöneticiler, vaka yönetimi, çocuklar ve ergenler, suça sürüklenen çocuklar, gelişimsel bozukluğu olanlar, evsizler, okul sosyal hizmeti, madde istismarı, mesleki yönetim ve alan eğitimi, aileler, koruyucu aile, grupla sosyal hizmet, sağlık ve ruh sağlığı, evliler ve çiftler, azınlıklar ve etnik gruplar bunlar arasında yer almaktadır.