Transaksiyonel Analiz

Yaşamında ne olacağına herkes kendisi karar verir. İnsanın içinde bulunduğu durum ve çevresindeki insanlar onların üzerinde az ya da çok, hafif ya da yoğun çeşitli etkilerde bulunabilir. Ancak hangi koşullarda olursa olsun, birey içinde bulunduğu duruma nasıl bir tepkide bulunacağına yine kendi karar verir. Bireyin başkalarına gönderdiği uyarıcılar da başkalarında bir etki yaratır. Bireyler isterlerse yeni kararlar alarak, yaşamlarının bundan sonra alacağı yönü yeniden düzenleyebilir. Transaksiyonel analiz Eric Berne (1961) tarafından geliştirilmiştir. Eric Berne bir psikiyatristtir ve ayrıca psikanaliz eğitimini görmüştür. TA, psikanalizin insanların problemlerini çözmedeki yavaşlığından ve yetersizliğinden dolayı Berne'in duyduğu memnuniyetsizlik sonucunda ortaya çıkmıştır. Özellikle grup tedavisi için düzenlenen kavramlar ve teknikler bakımından da psikanalizin bir uzantısı olarak gelişmiştir. Berne, TA Yaklaşımı'yla danışanlarının anlamlı gelişmeler kaydettiklerini keşfetmiştir. Kendine özgü bir kişilik kuramının ortaya çıkması sonucu, tüm zamanını TA'nın kuram ve uygulamasına adamak için psikanalizle yollarını ayırmıştır. Transaksiyonel Analiz Yaklaşımı bir kişinin, belirli bir şeyi ifade etmeye çalıştığı bir sırada gizli ve örtük bir biçimde bambaşka bir şeyi söylüyor ya da ima ediyor olması gerçeğinin fark edilmesi üzerine formüle edilmiştir. Bu kurama göre sosyal ilişkinin temel birimi transaksiyondur. Transaksiyon bir tür etkileşim olarak ifade edilebilir. İki ya da daha fazla insan bir araya geldiğinde er ya da geç bir tanesi konuşacak ya da diğerinin varlığından haberdar olduğuna dair bir işaret verecektir. Bu transaksiyonel uyarandır. Böyle bir uyarana maruz kalan karşıdaki insan da buna sözlü ya da sözsüz bir cevap verecektir. Bu da transaksiyonel yanıttır. Dolayısıyla incelenmesi gereken temel birimin, kişilerarasındaki transaksiyon olduğunu vurgulamak gerekir. Transaksiyonel analiz (TA) müracaatçıların şu anki kararlarının "geçmişteki yaşantılarına bağlı olduğu" varsayımına dayalı olan bir karşılıklı etkileşime müdahale yaklaşımıdır. Bu varsayıma göre müracaatçıların geçmişteki kararları bir zamanlar yaşamda kalma gereksinimlerini karşılamak için uygundur ancak bunlar şu an geçerliliğini yitirmiştir. TA'de terapötik sürecin bilişsel/gerçekçi/davranışsal boyutları vurgulanmaktadır. Daha da spesifik olarak, müracaatçıların verdikleri kararları değiştirme kapasitesine sahip olduğunu vurgulayarak, yeni kararlar vermek (yeniden karar verme) için insanların farkındalık düzeyini arttırmaya yöneliktir ve insanlar böylece yaşamlarını değiştirebilirler. Bu amaçla müracaatçılar önce işlev gördükleri üç ego durumunu (Ebeveyn, Yetişkin ve Çocuk) nasıl farkedeceklerini öğrenirler. Ego rolleri değil durumları, gerçekleri ve düzenlenmemiş kayıtları gösterir. Her insanda hepsi vardır; hepsi değerlidir. Çocuk; sezgi, yaratıcılık, kendiliğindenlik, eğlence kaynağı iken yetişkin; hayatta kalma, dünyayla başetme, ebeveyn ve çocuk arasında aracıdır. Ebeveyn eski kayıtları kullanır. Sıralanan ego durumlarından genellikle biri baskındır. Farklı iletişimler ve farklı insanlar için farklı ego durumları kullanılır; farklı ego durumlarından mesaj gönderilir ve alınır. Müracaatçılar ayrıca şu anki davranışlarının çocukken aldıkları ve bütünleştirdikleri kurallar ve komutlar tarafından nasıl etkilendiğini ve yaptıkları eylemleri belirleyen "yazgılarını" nasıl tanıyabileceklerini öğrenirler. Son olarak, şu an için yeniden bir karar verebileceklerini farkederler ve yaşamlarının yolunu değiştirebilirler. Kişiler kendilerine yönelik sözler, davranışlar ve bunların taşıdığı değerlere bağlıdırlar. Bunların kişileri bağlayıcı ve sorumluluk yükleyici bir özelliği vardır. Çünkü anlam taşıyan söz ve eylemler kişilerin manevi dengelerini etkiler, etkilenen denge alışverişle (sözün, davranışın hedefine ulaşması, sürmesi) kararlı hâle gelir. Sosyal etkileşim, iletişim gibi ilişkiler tespit edilebilir ve dökümü yapılırsa, analiz edilebilirler. Böylece herhangi bir ilişkiye ait sonuç çıkarmak ve bunu daha sonra genelleştirmek mümkün olabilir.