Psikanalitik Yaklaşım
Freud kendi rüyalarını yorumlayarak ve Psikanaliz (ruh çözümleme) Yöntemi'yle hastalarının içsel dünyalarını keşfetmelerini sağlayarak geliştirmiş olduğu Psikanalitik Kuram'la, insan kişiliğinin ve davranışının bilinçdışı güçler tarafından yönlendirildiği sonucuna ulaşmıştır. İnsanların içgüdü adı verilen doğuştan getirdikleri güçler tarafından güdülendiklerini belirten Freud, insanların bütün bilişsel ve bedensel faaliyetlerinin bu içgüdülerce gerçekleştiğini savunmuştur. Freud, bu içgüdüleri tüm bedensel hazları içeren “cinsellik içgüdüsü” ve tüm insanların bilinçdışında var olan ölüm içgüdüsüne karşı geliştirdikleri “saldırganlık içgüdüsü” olarak ikiye ayırmıştır.
Freud çalışmaları sonucunda, insan kişiliği ve davranışlarında etkili olan 4 temel unsura vurgu yapmıştır: Topografik Model, Yapısal Model, kaygı ve benliğin savunma mekanizmaları ve psikoseksüel gelişim dönemleri.
Bilinç seviyelerini ifade eden topografik zihin modelinde bilinç, buz dağına benzetilerek bilinç, bilinçöncesi ve bilinçdışı olmak üzere üç katmanda incelenir. Bilinç, organizmanın iç ve dış dünyada olup bitenin farkında olması ve geribildirimde bulunmasıdır. Bilinçöncesi, bilinçli bir çaba ile çağrılabilen anı, düşünce ve duyguların yer aldığı bölmedir. Bilinçdışı ise hipnoz, rüyaların yorumlanması gibi tekniklerle ortaya çıkarılabilen ruhsal aygıtın en derin katmanında yer alan bastırılmış istek, dürtü ve güdülerdir.
Freud’un Kişilik Yapısal Modeli; id (haz), ego (gerçeklik) ve süperego (vicdan) dan oluşmaktadır. İd, her insanda var olan biyolojik gereksinimlere bağlı içgüdüleri ifade eder. Ego, idin arzularının ifade edilmesi ve doğru zaman ve yerde doyurulmasını sağlayan kısımdır. İnsanın toplumsallaşması ile birlikte toplumun değerler sistemine uygun davranması gerektiği düşüncesiyle bir vicdana sahip olması ise süperegoyu yansıtır.
Ego, idin arzularını yerine getirmeye çalışırken dış dünyanın nesnel gerçekliği ile başa çıkmakta ve süperegonun kısıtlamaları sonucunda insanda kaygı oluşmaktadır. İnsanlar bu kaygıları ile bastırma, yansıtma, karşıt tepki geliştirme gibi savunma mekanizmalarıyla baş etmeye çalışmaktadır.
Freud, kişiliğin doğumdan itibaren oral, anal, fallik, gizil (latent) ve genital olarak adlandırılan beş psikoseksüel gelişim dönemi içerisinde geliştiğini belirtmiş ve bu gelişim dönemlerini, bireye haz veren ve doyum sağlayan haz bölgelerine bağlı olarak açıklamıştır. Çocukluk yıllarındaki deneyimlerin yetişkin kişiliğini etkilediğini savunan Freud, çocuğun haz kaynağının; oral dönemde ağız ve çevresi, anal dönemde ise anal uyarılma ve dışkılama olduğunu belirtmiştir. Fallik dönemde ise çocuk cinsel merak ve zevk içerisindedir. Gizil dönemde çocuğun cinsel dürtüleri gizlidir ve enerjisini okul, arkadaş, oyun ve öğrenme gibi faaliyetlere yönlendirir. Genital dönem ise çocuğun cinsel organları ve duyguları arasında bağ kurduğu ve karşı cinsle romantik birlikteliklerin yaşandığı dönemdir.
Sosyal hizmet uzmanı, müracaatçıların bilinçdışı çatışmalarını ortaya koymak ve daha işlevsel davranış kalıplarını geliştirmelerini sağlamak amacıyla yaptıkları müdahalelerde çeşitli müdahale stratejilerini kullanırlar. Bunlar: Yorumlama, yüzleştirme, empatik tepki, sanatsal teknikler, psikoeğitim, hikâye anlatma şeklindedir.
Sosyal hizmetin gruplarla çalışma düzeyinde de grup üyelerinin bugün gösterdikleri kişilik özellikleri ve davranışların geçmiş yaşantılara dayanabileceği unutulmamalı ve üyelerin iç dinamiklerini yansıtıcı grup amaçları seçilmeli, oyunlar, ödevler ve hikâyeler aracılığıyla üyelerin derinlikleri keşfedilmeli ve benzerlikler, karşıtlıklar konuşulmalıdır. Son olarak belirtmek gerekir ki bireyin yaşadığı toplum ve kuşaklararası taşınan olumlu olumsuz özellikler gelecek yaşantılara ayna olacaktır.