Sosyal Güvenlik Sistemlerinin Tarihsel Gelişimi

Sosyal güvenlik sistemleri uzun bir tarihsel süreç yaşamıştır. İnsanoğlu İlk ve Orta Çağlarda gerek kabile veya aile içi dayanışma yoluyla gerekse dini inanç ve görüşler doğrultusunda sosyal güvenlik ihtiyacını karşılama yolları yaratmıştır. Aile içi dayanışma, yerleşik tarım ekonomisine geçişten sanayi devrimine kadar olan dönemde ağırlıklı bir rol oynamıştır. Orta Çağ’da kilisenin oluşturduğu hayırsever kurumlar (hasta evleri, aşevleri, manastırlar vb.), yoksullara, hastalara, yaşlılara, dul ve yetimlere yardım eden başlıca kurumlar olmuştur. Kilisenin yardımlarının yanı sıra, 16. yüzyıldan itibaren devletin yardım kurumları ortaya çıkmaya başlamıştır. Öte yandan 13. yüzyıldan itibaren esnaf sınıfının da kendi aralarında dayanışmaya başlayarak önemli kurumlar oluşturdukları gözlenmektedir. Karşılıklı yardım sandıkları olarak adlandırılan bu kurumlar, Orta Çağ Avrupası'nın zanaatçıları arasında ve Anadolu’da gözlenmiştir.

Sosyal Güvenlik Sistemlerini Doğuran Ekonomik ve Sosyal Koşullar

Sanayi Devrimi’nin getirdiği yeni ekonomik ve sosyal koşullar, bir yandan mevcut geleneksel yöntemlerin yetersiz kalmasına, öte yandan günümüzün sosyal güvenlik sistemlerinin doğmasına yol açan en önemli etmen olmuştur.

Sosyal Güvenliğin Klasik Döneminin İlk Sosyal Sigorta Uygulamaları

Günümüzün sosyal güvenlik sistemi, Batı Avrupa’da doğup gelişmiştir. Bu gelişim, sosyal güvenlik sistemlerinin doğuşunu hazırlayan iki ayrı olguya dayalıdır. Sanayi Devrimi olgusunun damgasını vurduğu ve Klasik Dönem olarak adlandırılan ilk dönem, Almanya’da Bismarck öncülüğünde ilk sosyal sigorta sisteminin kurulmasıyla başlamıştır. Modern sosyal güvenlik sistemlerinin doğduğu ikinci dönem ise, 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı’nın doğurduğu bir dönem olup asıl gelişimini II. Dünya Savaşı sonrası dönemde göstermiştir. 1789 Fransız Devrimi ile “Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler.” ilkesine dayalı ekonomik liberalizm, sosyal güvenlik sistemlerinin doğuşunu hazırlayan politik ve ekonomik süreçler olmuşlardır. Sosyal güvenliğin klasik dönemine denk düşen ilk sosyal sigorta uygulamaları Almanya’da başlamış olmasına rağmen, bu dönemde İngiltere ve Fransa’da gözlenen uygulamalar da önemlidir.

Çağdaş Sosyal Güvenlik Sistemlerinin Öncülleri

Sosyal güvenliği geniş anlamı ile benimseyen çağdaş sosyal güvenlik sistemlerinin doğup gelişmesine neden olan sistemler ise ABD’de 1935 yılında kabul edilen Sosyal Güvenlik Yasası, Yeni Zelanda’nın 1938 tarihli sosyal güvenlik sistemi, İngiltere’nin 1942 tarihli Beveridge Raporu ile kurulan sosyal güvenlik sistemidir.

Türk Sosyal Güvenlik Sisteminin Tarihsel Gelişimi

Türkiye’de sosyal sigortaların ilk temelleri 1936 tarihli İş Yasası ile atılabilmiş, yaşama geçirilmesi ise ancak II. Dünya Savaşı'ndan sonraki dönemde mümkün olabilmiştir. Türk sosyal güvenlik sistemi, tarihsel süreç içerisinde primli ve primsiz rejimlerin gelişiminden oluşmaktadır.

Türk sosyal güvenlik sisteminin esasını oluşturan primli rejim konusundaki en önemli gelişme, 2006 yılında 5502 sayılı Yasa ile Sosyal Güvenlik Kurumu, 2008 yılında ise 5510 sayılı Yasa ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası’nın yürürlüğe girmesidir. 5502 sayılı Yasa ile SSK, BAĞ -KUR ve Emekli Sandığı Sosyal Güvenlik Kurumu çatısı altında birleştirilmiştir. 5510 sayılı Yasa ile sigortalılığın kazanılması “zorunlu” ve “isteğe bağlı” kılınmış; ancak zorunlu sigortalılık esas alınmıştır. Sosyal sigortalar ayrı kollar şeklinde düzenlenmeyip “kısa vadeli sigorta hükümleri” ve “uzun vadeli sigorta hükümleri” başlıkları altında toplanmıştır. Dağınık olarak düzenlenmiş olan sağlık edimleri ve hak kazanma koşulları da GSS adı altında düzenlenmiştir.