Geçim Yöntemleri ve Ekonomik Sistemler
İnsanoğlunun biyolojik ve kültürel varlığı 2 -3 milyon yıl öncesine göre büyük aşamalar kaydetmiştir. İnsanoğlunun iki büyük devrim ve üç evreden geçtiği bilinmektedir.
Avcı-Toplayıcı (Paleolitik): Eski taş, yontma taş, ya da üretim öncesi evredir.
Üretici Toplum (Neolitik): Yeni taş, cilalı taş ya da üretim evresidir.
Modern Toplum (Endüstri): Makine enerji ya da yoğun üretim evresidir.
Antropologlar, farklı toplumların ekonomik sistemlerini açıklamak ve karşılaştırmak için üç ekonomik alan üzerinde araştırma yaparlar.
Kaynaklara erişimin düzenlenmesi: Her toplumda hangi işlerin nasıl ve kim tarafından yapılacağını, kaynak ve araçların kime tahsis edileceğini belirleyen gelenek ve kurallar vardır. Emek, ham maddeler ve teknoloji, sosyal grubun istediği mal ve hizmetlerin üretiminde kullanılabilecek üretim kaynaklarıdır. Bu kaynakların kullanımını belirleyen kurallar, kültürün içinde yer alır ve ekonominin işleyiş tarzını belirler.
Kullanıma elverişli mallar üretmek hayatta kalmanın kaynaklara erişmek kadar önemli bir parçasıdır. Her toplumun kullandığı araçları üretme ve yeni nesillere aktarmada araçlara ihtiyacı vardır. Bu yüzden toplumun kullandığı araçların türü, sayısı ve bu araçların nasıl üretilip kullanılacağına dair bilgi, o toplumun teknolojisini oluşturur. Toplumun yerleşikliği ve karmaşıklığıyla orantılı olarak kullandığı araçlar da çeşitli ve kompleks olmaktadır. Toplayıcı toplulukların kullandığı ve ihtiyaç duyduğu araçlarla modern şehirli insanların ihtiyaç duyduğu araçlar birbirlerinden oldukça farklıdır. Yiyecek toplayıcılar araçları normalde sadece kendileri için yaparlar. Ancak bu tür topluluklarda araçların ödünç verilmesi de bir cömertlik olarak görülür. Bunun karşılığında ödünç verilen aletle yapılan işin getirisi de araçların sahibine bir pay olarak dönebilir veya aynı değerde başka bir yardımla cömertlik karşılıksız bırakılmaz. Bilindiği gibi bahçıvanlar arasında en önemli araçlar balta, kazma, çapa gibi aletlerdir. Bu aletlerin yapımı kolay olsa da aleti yapan kişi ilk önce aleti kullanma hakkına sahip olmaktadır.
Sanayi toplumlarında üretim stratejisindeki önemli değişken sermayedir; sanayi dışı toplumlarda ise, emeğe ilişkin olarak alınan kararlar genellikle en önemli kararlar olmaktadır. Hane içindeki çalışan sayısıyla ilişkili olarak ne kadar fazla boğazın doyurulması gerekiyorsa o kadar fazla çalışılması gerekmektedir.
Ekonomik Küreselleşme: Ekonomide küreselleşme süreci, devletin ekonomideki yerinin yeniden belirlenmesi tartışmalarını da beraberinde getirmektedir. Küreselleşme, liberal ekonomik düzenin uluslararası bir yansıması olarak nitelendirilebilir. Artık küreselleşme; doğal kaynakların, malların ve insan gücünün alınıp satıldığı ulusal, bölgesel ve yerel pazarlarda da etkilidir. Dünyanın her yerinde insanlar yeni pazarlar arıyor ve ürünlerini en küçük yerleşim birimlerine kadar rahatlıkla ulaştırabiliyorlar. Yeni teknolojilerle sadece çevremiz değişmemekte, aynı zamanda uzun süredir uygulanmakta olan geçim yöntemleri, ekonomik düzenlemeler, toplumsal örgütler, görüşler, inançlar ve değerler de büyük baskı altındadır.
Antropolojinin ekonomiye bakışı, ekonomiyi bir toplumun ihtiyaçlarını kendi kurumlarıyla karşıladığı süreç olarak ele almak şeklindedir. Antropolojik açıdan düşünüldüğünde içinde bulunulan koşulları bilmeden ekonomik bir kararın akılcılığı hakkında hüküm verilemeyeceğini ve bazı toplumlarda pazarların, ekonomik olduğu kadar ekonomik olmayan işlevlere de hizmet ettiğini dile getirmektedirler.