İtalyan ve Alman Ulusal Birliklerinin Kurulması
İtalyan Ulusal Birliği
Viyana Kongresi (1815), İtalyan ve Alman coğrafyası üzerinde, kongrenin baş mimarı Avusturya İmparatorluğunun istekleriyle doğru orantılı kararlar almıştır. Alman ve İtalyan coğrafyasında etkisinin azalmamasını isteyen Avusturya İmparatorluğu her iki coğrafyayı bütünleşmeden uzak tutmayı başarmıştır. İtalyan coğrafyası yedi duka/krallık, Alman coğrafyası ise zayıf bir bağla birbirine bağlı otuz dokuz farklı devletten oluşan bir konfederasyon hâlinde bırakılmıştır.
1815 Viyana Kongresi Avusturya’nın etkisiyle İtalya’yı parçalanmış hâlde bırakmıştır. İtalya; Piyemonte Krallığı, Toskana, Modena, Parma Dukalıkları, Lukas Prensliği, Kilise Devleti ve Napoli (İki Sicilya) Krallığından oluşan parçalanmış yedi bölge olarak karşımıza çıkmıştır.
İtalyan Ulusal Birliği'nin kurulmasının önünde başlıca dört büyük engelden bahsedilebilir. Bu engellerden en büyüğü Avusturya'nın İtalyan coğrafyasındaki etkisidir. Diğer engeller ise Papalık, Fransa ve İspanya'dır.
1849'da Piyemonte tahtına oturan II. Viktor Emmanuel, İtalyan Birliği ülküsü önünde Avusturya'nın kırılması gereken gücünü ve din işlerinden çok devlet işlerine müdahale eden Papalığı iki büyük engel olarak görmüştür. Kral Emmanuel, bu engelleri aşabilmek için Kont Cavour'u yardımcısı olarak atamıştır. Kont Cavour özellikle Fransa'nın desteği olmadan Avusturya'nın İtalya coğrafyasındaki etkisinin kırılamayacağını fark etmiştir. Bu sebeple Piyemonte, gençliğinin büyük bir kısmı İtalya'da geçen ve İtalyan Birliği ülküsü benimseyen Fransa Kralı III. Napolyon'u ikna etmeyi siyasetinin temeline yerleştirmiştir. III. Napolyan'a göre; Piyemonte, Avusturya'yı tehdit edebilecek fakat Fransa'ya yaratmayacak derece büyümelidir. III. Napolyon'un bu şekilde düşünmüş olması, Kont Cavour'un stratejisinini kolaylaştırmıştır.
Piyemonte ve Fransa arasında 9 Ocak 1859 günü Plombieres Antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşmaya göre Fransa, Lombardiya ve Venedik dahil Adriyatik Denizi'ne kadar olan yerleri Piyemonte'ye vermesinin yanı sıra Avusturya'nın siyaseten yalnız kalması için girişimlerde bulunacaktır.Büyük devletlerin tarafsız kalacakları anlaşıldıktan sonra ortaya çıkan birtakım gerilimler gerekçe gösterilerek Nisan 1859'da Fransa ve Piyemonte ikilisi ile Avusturya arasında savaş başlamıştır. Avusturya müttefiklere yenildiğinden taraflar arasında Zürih Antlaşması imzalanmıştır. 1860 yılına gelindiğinde Venedik, Papalık Devleti ve Napoli Krallığı hariç bütün Kuzey ve Orta İtalya Piyemonte'ye katılmıştır. Böylece İtalyan Ulusal Birliğinin ilk safhası tamamlanmıştır. 7 Kasım 1860'ta II. Viktor Emmanuel ve Garibaldi birlikte Napoli'ye girerek İtalyan Ulusal Birliği'nin ikinci safhasını tamamlamıştır. İtalya, Sadowa Savaşı'nda Avusturya'ya karşı hiçbir varlık gösteremediği hâlde müttefiki Prusya'nın desteğiyle zafere ulaşmıştır. Şöyle ki, Venedik ve civar Viyana Antlaşması mucibince İtalya'ya verilmiştir. Fransa ile Prusya arasında yapılan Sedan Savaşı (1870 -1871) neticesinde İtalya Roma'yı ele geçirerek kendisine başkent yapmıştır. Böylece İtalyan Ulusal Birliği'nin son safhası da gerçekleştirilmiştir.
Alman Ulusal Birliği
1815 Viyana Kongresi'nin, İtalya gibi parçalanmış şekilde bıraktığı uluslardan biri de Almanlardır. İtalyanlardan farklı olarak Almanlar, XIX. yüzyılın başlarından itibaren liberalizm ve milliyetçilik akımlarının etkisiyle ulusal birliklerini sağlamak için girişimlerde bulunmaya başlamışlardır. Viyana Kongresi kararlarına bakıldığında otuz dokuz dukalıktan oluşan esnek bir Alman Konfederasyonu kurulmuş olduğu görülmektedir. Büyük Almanya'yı Avusturya liderliğinde veya "küçük ama ulusal Almanya"yı Prusya liderliğinde kurma fikirleri Alman birliği için atılan iki temel düşünce olmuştur. Bu düşüncenin yarattığı ikilik "Alman İkiliği" olarak tanımlanmıştır.
1836’ya kadar Avusturya ve Bohemya hariç diğer bütün Alman devletleri Alman Gümrük Birliği (Zollverein) ’ni gerçekleştirmiştir. Böylece Alman coğrafyasında millî bir siyaset düşüncesi pekişmeden, iktisat millileşmiştir.
Bismarck, gün geçtikçe büyüyen ekonomik gücü, orduyu modernleştirmek için kullanmıştır. Ona göre; Alman Birliği “demir ve kanla” yani kuvvet yoluyla ancak kurulabilirdi. Bu kapsamda Prusya sırasıyla Danimarka, Avustuya ve Fransa ile savaşmak zorunda kalmıştır. 1864 tarihli Viyana Barışı ile Danimarka Elbe Dukalıklarını Prusya ve Avusturya'ya vermek zorunda kalmıştır. 1865 tarihli Gastein Antlaşması ile Elbe Dukalıkları o dönemde iki müttefik devlet görünümündeki Avusturya ve Prusya arasında paylaşılmıştır. Dukalıkların yönetimi hususunda yaşanan anlaşmazlık yüzünden iki taraf arasında 1866 yılında savaş başlamıştır. Sadowa Savaşı'nı çift cephe sendromuna maruz kalan Avusturya kaybetmiştir. Bunun üzerine Prusya ile Avusturya arasında 23 Ağustos 1866’da Prag Antlaşması imzalanmıştır. Prag Antlaşması ile Alman Birliği’nin önündeki iki engelden biri olan Avusturya engeli aşılmış ve bu devlet Prusya’nın Alman prenslikleri üzerindeki üstünlüğünü kabul etmiştir. Böylelikle Alman İkiliği son bulmuştur.
Prusya, Alman ulusal birliğini tamamlayabilmek için savaşını Fransa ile gerçekleştirmiştir. Eylül 1870’te Sedan’da III. Napolyon’un ordusuyla birlikte esir düşmesi Fransız halkında infial yaratmıştır. İmparatoriçe Paris’ten kaçmış, bir “Milli Savunma Hükümeti” kurulmuş ve Fransa'da III. Cumhuriyet ilan edilmiştir. Almanya örneğine bakıldığında ise 18 Ocak 1871’de I. Wilhelm'in, Almanya İmparatoru, Bismarck'ın ise Şansölye ilan edildikleri görülmektedir.
Bismarck yeni imparatorluğun varlığını korumak amacıyla yeni bir güç dengesi sistemi oluşturmak istemiş, bu sistemin varlığını da Avrupa’daki barışın korunmasına endekslemiştir. Ancak II. Wilhelm'in imparator olmasından sonra Bismarck istifa etmek zorunda kalmış, yeni hükümdar Avrupa politikasının yerine Dünya politikasını (Weltpolitik) dış siyasetinin temeline yerleştirmiştir. Bu değişim de büyük bir harbin başlamasını kaçınılmaz hâle getirmiştir.