Sivil Toplum Örgütü Olarak Vakıflar
Vakıflar
Vakıflar, gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakların belirli ve sürekli bir amaca tahsisiyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal topluluklarıdır. Vakıflar da dernekler gibi özel hukuk tüzel kişiliğine sahiptir. Yalnız vakıflar, kuruluş biçimi ve nitelikleri itibariyle derneklerden oldukça farklıdır. Vakıflarda, bir malın belli bir amaca tahsisi söz konusudur. Dernekler kişi toplulukları iken vakıflar mal topluluklarıdır. Dernekler bir tüzük ile kurulabildikleri hâlde vakıflar ya resmî bir senet ya da ölüme bağlı olarak bir vasiyetname ile kurulabilir.
Kapsam
Kelime anlamıyla “duran”
Gönüllü olarak kurulan
İdari mekanizmanın bir parçası olmayan
Kendi kendini yönetebilen
Belirli bir mal varlığına sahip olan
Kâr amacı gütmeyen kuruluş
Vakıfların sahip olmaları gereken özellikler, kâr amacı gütmeyen kuruluşların sahip olması gereken özelliklere paralel olarak şöyle sıralanabilir (Aydın,2006; Turhan, 2008):
Mal varlığı olmalı,
Anlamlı ve sürekli bir kurumsal yapıya sahip olmalı,
Kamu sisteminin bir parçası olmayan özel bir kurum olmalı,
Kendi kendini yönetebilmeli, özgürce karar alma ve uygulama yetkisine sahip olmalı,
Kâr dağıtmamalı,
Gönüllülük esasına dayanmalı,
Kamusal amaçları destekleyici nitelikte olmalıdır.
Bir sınıflandırmaya göre vakıflar dört kategoride değerlendirilebilir. Bunlar:
Özel Vakıflar: Varlıklı kişi ve aileler tarafından belirli bir amaca hizmet etmek için kurulmuş vakıflardır.
Kamu Vakıfları: Toplumun çeşitli kesimlerinden insanların belirli bir amaç için kurduğu vakıflar kamu vakfı olarak adlandırılır. Kamu vakıfları da özel vakıflar içinde görülmektedir.
Kurum Vakıfları: Özel vakıflar gibi işlem görürler ve bir kurum ya da şirketin yan kuruluşu gibi çalışır. Kurumun kârından pay alarak işlemlerini yürütür.
Devlet Vakıfları: Parlamento tarafından yasa ile kurulur. Devlet vakıfları kaynağını devlet bütçesinden alır.
Yasal Çerçeve
1982 Anayasası
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu
5737 sayılı Vakıflar Kanunu
2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu
Tarihçe
Avrupa'da Vakıflar
Antik Yunan’da ve Roma’da vakıflar tek amaca yönelikti ve vakfın gelirleri ile okullar, kitaplıklar ya da bir yerel hayır kurumu desteklenirdi. Bununla birlikte Roma hukukunda klasik dönemde, bugünkü anlamında vakıf kavramına rastlanılmamaktadır. İmparatorluk döneminde Katolik kiliselerinin giderek güçlenmesi ve etkilerini artırmasıyla hayır amaçlı ve sürekli bir yapıya sahip olan vakıflar ortaya çıkmıştır. Alman hukukunda da bağımsız vakıflar başlangıçta bilinmemektedir. İlk olarak Orta Çağın başlarında kilise hukukuna dayanan kilise vakıfları ortaya çıkmıştır. Alman hukuk sisteminde vakıf kurumu, Orta Çağın sonlarına doğru bağımsız bir kişilik kazanmıştır. Yeniçağda aileyi, bireyci akımlara karşı korumak için aile vakıfları kurulmaya başlanmıştır. Özellikle Rönesans döneminde özel vakıfların sayısı çok artmıştır. Yeni Çağda, Batı’da geleneksel ya da feodal zenginliğin başlıca kaynağı olan toprak vakıfların esas konusunu oluşturuyordu. Bu dönemde belirli bir toprak parçasının vakfedilmesi, çoğu zaman bir gelir kaynağı olarak söz konusu toprağı, kralın ya da büyük feodal senyörün denetimi dışına çıkarıp genellikle vakfı kuran kişinin ailesi, çocukları ya da olası başka mirasçılarının yararına özelleştirmenin aracı olmuştur.
Türklerde Vakıflar
Osmanlı döneminin vakıfları, değişik alanlarda hizmet vermiştir. Vakıfların desteğiyle hastaneler, okullar yapıldığı gibi kaleler tamir ettirilmiştir. Osmanlı döneminde vakıf eserleri arasında en bilinen ve en göze çarpanı camilerdir. Camiler sadece ibadete mahsus yerler olmayıp öğretim hizmetinin de yürütüldüğü mekânlar olmuştur. Vakıfların gördüğü hizmetler sayesinde halkın yardımlaşma duyguları dışarıya yansımış ve bu sayede Osmanlı’daki değişik milletler arasındaki bütünleşme ve kaynaşma daha sağlamlaştırılmıştır.
Modern Türkiye’deki vakıf sisteminin yapısı, en az üç gelenek tarafından biçimlenmiştir. Kronolojik olarak bakıldığında, ilk olarak karşımıza Roma/Bizans etkisi çıkar. İkinci gelenek, temelde İslam ilkeleri ve İslam hukuku etkisinde olan Osmanlı uygulamalarıdır. Aydınlanma ve Fransız Devrimi sonrasında üçüncü önemli etki Batı’dan gelmiştir.
Vakıf Örgütlenmesinin Nitelikleri
Vakıflar, kendi parasal kaynağı olan ve bunu kendi ihtiyacına göre kendi kararı ile kamu yararına projeler veya faaliyetler için harcayan kuruluşlardır. Vakıflar, hükümetten ve diğer kamu kurumlarından tamamıyla bağımsız olup mütevelli heyetleri tarafından yönetilir. Bu durum bizde de Batı'da da böyledir.