Gecekondu

Gecekondu Olgusu ve Tanımı

Gecekondu bayındırlık ve yapı kurallarına aykırı olarak, gerçek ya da tüzel, kamusal ve özel kişilerin toprakları üzerine, toprak sahibinin irade ve bilgisi dışında, izinsiz olarak yapılan, barınma gereksinmeleri devletçe ve kent yönetimlerince karşılanamayan yoksul ya da dar gelirli ailelerin yaşadığı barınak türlerine verilen addır. Bu tanımdan hareketle gecekonduların genel özellikleri arasında; ruhsatsız olmaları ve yasalara aykırı olmaları, başkalarına ait bir arazide, arazi sahibinin izni olmadan yapılmaları, konut standartlarına göre yapılmamaları, az bir zamanda hızlı bir şekilde yapılmış olmaları, alt yapı sistemlerinden yoksun olmaları, kalabalık ve kötü yaşam standartlarına sahip olmaları bulunmaktadır.

Gecekonduların Gelişim Süreci ve Ortaya Çıkış Sebepleri

Gecekondulaşma ilk kez 18. yüzyılda ortaya çıkmaya başlayan ve 20. yüzyılda yoğun olarak görülen bir olgudur. Gecekonduların ortaya çıkışları ülkeden ülkeye değişebilmekle beraber, genel olarak gecekondu bölgelerinin oluşma sebepleri ise şu şekilde sıralanmaktadır;

  • Kırsaldan kente hızlı göç,
  • Ekonomik bunalım ve durgunluk,
  • Yoksulluk ve yüksek işsizlik oranı,
  • Doğal afetler ve toplumsal çatışmalar,
  • Nüfusun hızlı artması ve kötü planlama,
  • İş sahalarının genellikle büyük şehirlerde olmasıdır.

Ülkeden ülkeye farklılık göstermekle beraber gecekondu bölgeleriyle ilgili önlemler, genel olarak şöyle bir sınıflandırmaya tabi tutulabilir;

  • Yıkma,
  • Yeni yapılacak gecekonduların önlenmesi,
  • Yeniden yerleştirme,
  • İyileştirme.

Gecekondu için Alınacak Önlemler

Gecekonduları önlemenin yıkmakla veya insanları bir yerden başka bir yere taşımakla çözülemeyeceği anlaşılmıştır. Sosyal ve ekonomik alanlarda önlemler alarak gecekondu olgusu ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır. Bunun için gecekondu bölgelerinin oluşmasında etkili olan unsurlar ele alınıp çözüm yolları aranmaya başlanmıştır. Bu bağlamda gecekondu bölgelerinin oluşmasında en önemli unsur olarak kabul edilen göç kavramı ön plana çıkmaktadır. Göçü önlemek için gelir dağılımının düzeltilmesinin ve kırsaldan kente göçün sebeplerinin ortadan kaldırılmasının gerekliliği açıktır. Kırsaldan kente göçü önlemek için alınan önlemlerin bazıları şunlardır:

  • Toprak reformu,
  • Çiftçiyi destekleme programları,
  • Sanayileşme politikaların düzenlenmesi.

Türkiye'de Gecekondu Olgusu

Gecekondular neredeyse bütün dünya ülkelerinde görülmektedir. Evrensel bir niteliğe sahip olan gecekondular birbirlerine benzer sebeplerle ortaya çıkmalarına rağmen, özellikle gelişmiş ülkelerde görülen slum ve getto lar gelişmekte olan ülkelerdeki gecekondulardan farklıdırlar.

Gecekondu kavramı Türkiye’de 1940’lardan sonra kullanılmaya başlanmıştır. Özellikle İkinci Dünya Savaşı’nda sonra tarımda makineleşme, arazilerin parçalanması, nüfusun hızlı artışı, ekilebilir arazilerin nüfusun oranına göre daha düşük olması ve işsizlik gibi birçok nedenden köyden kente hızlı bir göç başlamış ve bu göçler sonucunda gecekondu bölgeleri ortaya çıkmıştır.Başlangıçta göç büyükşehirlere,sonrasında daha küçük şehirlere yönelmiştir. Bugün Türkiye’nin yaklaşık 40 şehrinde gecekondulaşma sorunu bulunmaktadır. Gecekondu sayısı her geçen biraz daha artarak bu şehirlerin etrafını çevrelemektedir. Öyle ki; gecekondu sayısının 1955 yılında 50.000, 1965 yılında 240.000, 1980 yılında 1.150.000, 1990 yılında 1.750.000 ve 2002 yılında 2.200.000 yükseldiği bilinmektedir.

Türkiye'de gecekondulaşma olgusu, politik bir kullanımla 1960 öncesi plansız ve 1960 sonrası planlı dönem olarak ikiye ayrılırken, akademik anlamda 1945 -1960, 1960 -1970, 1970 -1980, 1980 -2002 ve 2002 sonrası olarak beş dönemde incelenmektedir.