Tarihsel Süreçte Türkiye’nin Sağlık Politikaları ve Planlamaları
Atatürk Dönemi'nde Sağlık Politikaları ve Reformları (1923-1938)
Erken Cumhuriyet Dönemi’nde (1920-1923) sağlık hizmetleri Kurtuluş Savaşı’nın ağır koşulları altında yürütülmüştür. Bu dönemde sağlık teşkilatı ve personeli daha çok askerî alana hizmet vermiştir.
Osmanlı’dan Devralınan Miras
Osmanlı İmparatorluğu’nda sağlık sistemini yüzyıllar boyunca vakıflar ayakta tutmuştur. Vakıf sağlık kuruluşları olan darüşşifalar (hastaneler) ve tıp medreseleri ile bu kurumlarda çalışan hekimler ve müderrisler Osmanlı sağlık sisteminin temel yapı taşlarını oluşturmuştur. Osmanlı İmparatorluğu’nda modern anlamda bir Sağlık Bakanlığı organizasyonu oluşturulamamıştır. 20. yüzyılın başlarında iktisadi sorunlar yanında savaş koşullarında sağlık eğitimine ve hizmetlerine yeterince tahsisat ayrılamamıştır.
Cumhuriyetin İlanı ve Refik Saydam Dönemi
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 23 Nisan 1920’de kurulmasından kısa bir süre sonra Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekâleti (Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı) Mayıs ayında kurulmuştur. Merkezî hükûmet Cumhuriyetin ilk döneminde, koruyucu sağlık hizmetlerine öncelik vermiş, hasta tedavi hizmetlerini daha çok yerel yönetimlere bırakmıştır. Bununla birlikte merkezî hükûmet taşrada önemli hizmetler yapacak hastaneler de kurmuştur. Örneğin 1924’ten itibaren Ankara, İstanbul, Sivas, Erzurum ve Diyarbakır’da bakanlığa bağlı Numune Hastaneleri kurulmuştur. Osmanlı döneminde vakıf hastanelerinin (darüşşifaların) tedavi ettiği yoksul hastaların ise hükûmet tabipleri ve diğer kuruluşlar tarafından ücretsiz olarak tedavi edilmesi öngörülmüştür.
Bütün bunların yanında, 1930’da yayınlanan ve birçok maddesi bugün de yürürlükte olan Umumi Hıfzısıhha Kanunu Saydam Dönemi'nde yapılmış en önemli formel düzenlemedir. Bu kanunda devletin sağlık ve sosyal yardım sorumluluğu ve denetim yetkisi, gıda hijyeni, içilebilir su kaynaklarının denetimi, işçi sağlığı, okul sağlığı, gebelik ve doğum sonrası sağlık hizmetleri gibi konular yer almaktadır.
1940’larda Devletçi Sağlık Planları ve Politikaları
Refik Saydam Dönemi'nden sonra sağlık politikası alanında ilk önemli girişim sağlık bakanı Behçet Uz döneminde (1946-1950) yapılmıştır. Bu önemli girişim 1946 yılında yürürlüğe giren Birinci On Yıllık Sağlık Planı'dır. Bakan Uz, bu planla tüm sağlık hizmetlerini entegre etmeyi ve ülke geneline yaymayı hedeflemiştir. Behçet Uz döneminde daha merkeziyetçi/devletçi bir sağlık politikasına ve planlamasına gidildiği görülmektedir.
Liberal Sağlık Politikaları Dönemi (1950-1960)
Demokrat Parti Dönemi’nde (1950-60) sağlık alanında hem merkeziyetçi hem de liberal politikalar uygulanmıştır. 1954’te il özel idarelerine, belediyelere ve vakıflara bağlı hastaneler Sağlık Bakanlığı'na bağlanmıştır. Ayrıca SSK, Millî Savunma Bakanlığı ve üniversite hstaneleri hariç olmak üzere kamu hastanelerinin idaresi tek elde toplanmıştır. 1950’li yıllarda öne çıkan liberal görüş ve politikalar, ekonominin birçok alanında olduğu gibi sağlık alanında da özel sektörün gelişmesine sebep olmuştur. Ancak bu durum sağlık politikalarında ikircikli bir yapı oluşmasına sebep olmuştur.
Sağlık Hizmetlerini Sosyalleştirme Dönemi (1960-1980)
1960’lar dünya genelinde sosyal devlet anlayışının öne çıktığı bir dönem olmuştur. Bu yıllarda, Dünya Sağlık Örgütü Anayasası doğrultusunda, sağlıklı doğup sağlıklı yaşamanın insan hakkı olduğu, bunu sağlamanın da bir kamu görevi olduğu anlayışıyla, sağlığa Anayasal konum kazandırılmıştır. 1960’lar ve sonrası, sağlık alanında Sosyalleştirme Dönemi olarak adlandırılır. Bu dönem adını 1961’de yayınlanan Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Hakkında Kanun’dan alır. 1970'li yıllar dünyada neoliberal anlayışın yükselmeye başladığı ve sosyal devlet anlayışının gerilediği bir dönem olmuştur. Türkiye’de de bu dönemdeki hükûmetler yukarıda bahsettiğimiz Sosyalleştirme Programı’yla çelişen sağlık politikaları üretmişlerdir. Sosyalleştirme Programı hükûmetlerden gerekli desteği de görmemiştir. Bu yıllardan sonra sağlık sistemindeki politikaları neoliberal anlayış ile sosyal anlayış arasındaki çekişmeler belirlemiştir. Başka bir deyişle yukarıda sayılan sebepler yüzünden 1970’lerin sağlık politika ve uygulamalarında bir netlik ve belirlilik yoktur.
1980 Sonrası Neo-liberal Sağlık Politikaları ve Yeni Reformlar
Neo-liberal politikaların dünya genelinde güçlendiği 1980’ler döneminde, Türkiye’de de sağlık hizmetlerinin finansmanı ve organizasyon yapısı tartışmaya açılmıştır. Bu dönemin hükûmetleri yeni modeller önermiş ve reform arayışı içerisinde olmuşlardır.
2000’li Yıllarda Sağlık Politikaları
2000’li yılların başında sağlık alanında yaşanan en önemli gelişme 2003’de Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın (SDP) açıklanmasıdır. Bu program 2003-2011 1. Stratejik Plan’la birlikte uygulanmaya başlanmıştır. Programın dönüşüm ifadesiyle lanse edilmesi; sağlık alanındaki mevcut yapının tümüyle değiştirileceği anlamına gelmemektedir. Reform ifadesi geçmişte çokça kullanılıp başarısızlıkla sonuçlanan uygulamaları hatırlattığından, Sağlıkta Dönüşüm başlığı tercih edilmiştir.