Nakit ve Nakit Benzeri Varlıkların Yönetimi
Nakit denince sadece sağlık kurumunun kasasında bulunan paralar anlaşılsa da, finansal açıdan nakit, işletme kasasında bulunan paralar yanında, işletmenin banka hesaplarındaki mevduatları da kapsamaktadır.
Nakit yönetimi, işletmenin nakit girişlerini hızlandırmak, nakit çıkışlarını yavaşlatmak ve nakit mevcudunu en iyi şekilde değerlendirmek, diğer bir ifadeyle belirli bir dönem içerisinde işletmenin gerçekleştireceği tahsilatlar ve ödemeler arasındaki dengeyi zamansal ve tutar olarak düzenlemektir.
Nakit yönetiminin temel amacı, işletmenin faaliyetlerini yürütebilmek ve nakit iskontosundan yararlanmak, kredibilitesini korumak ve beklenmedik nakit ihtiyacını karşılayabilmek için işletmede minimum düzeyde nakit bulundurmaktır. Nakit yönetimini sağlıklı bir biçimde sürdürebilmek için gerekli olan üç temel fonksiyon bulunmaktadır. Bu fonksiyonlar şunlardır,
- Ödemeleri kontrol etmek ve tahsilatın hızlandırılmasını sağlamak,
- Nakit ihtiyaçlarını belirlemek ve bunun için nakit girişlerini ve nakit çıkışlarını tahmin etmek,
- Fazla olarak elde bulundurulan nakdi, etkin bir şekilde değerlendirmek.
İşletmelerin kasa ve bankalarında nakit bulundurmalarının üç temel sebebi bulunmaktadır. Bu sebepler işlem, ihtiyat ve spekülasyon güdüsüdür.
İşletmelerin ihtiyaç duyacakları optimum para tutarı hakkında bir karara varabilmek için, para tutma ihtiyacını belirleyen faktörleri dikkate almaları gerekmektedir Bu faktörler şunlardır, nakit yönetim politikası, alış ve satış politikaları, stok devir hızı, kredibilite, kısa ve uzun vadeli nakit akım tahminleridir. Bu faktörler yanında sağlık kurumunun içinde bulunduğu sağlık sektördeki yüksek rekabet şartları, nakit yönetimindeki etkinlik, borçların vade yapısı, mevsimsel hareketler, cari likidite durumu ve likidite ve risk tercihleri gibi faktörlerde nakit miktarını belirleyen unsurlardır.
İşletmeler yukarıda sayılan güdülerden dolayı nakit bulundururlar. Genel olarak işletmelerin nakit bulundurmalarının birçok faydası bulunmaktadır. Bu yararları aşağıdaki şekilde sıralamak mümkündür.
- Borçların vadelerinde ödenmeleri sağlanır,
- Günlük faaliyetlerle ilgili ödemelerin aksatılmadan yapılır,
- İşletmenin finansal bakımdan güçlü olunmasını sağlar,
- Olağanüstü durumlarda karşılaşılacak nakit ödemelerinin yapılabilmesine olanak verir,
- Kredili mal alınan işletmeler ve bankalarda, işletmeye prestij kazandırır,
- Peşin alışlardaki iskontolardan yararlanılması ve maliyetlerin düşmesini sağlar,
- Karşılaşılacak karlı yatırım fırsatlarının değerlendirilebilmesine olanak sağlar.
İşletmeler yeterli düzeyde nakit bulundurmakla birçok faydası bulunmasına rağmen yeterli düzeyde nakit bulundurmamanın da işletme için birçok sakıncası bulunmaktadır. Bu sakıncaları genel olarak aşağıdaki başlıklar altında sıralamak mümkündür.
İşletmenin kredibilitesi düşeceğinden finansal kuruluşlardan kredi sağlama olanakları zorlaşabilir, bu nedenle işletme bütün ödemelerini pesin yapmak zorunda kalınabilir.
İşletmeye ödeme güçlüğü içine gireceğinden, kredi verenler artan riskleri karşılamak için faiz oranlarını ya da kredili satışlarda malın satış, fiyatını artırabilirler.
Satıcılar, ödeme güçlüğü ve artan risk sebebiyle kredili satış, yapmaktan kaçınabilirler.
Hammadde, malzeme alımındaki düzen bozulabilir.
Vadesi gelen borçlar veya vergi ve primler, zamanında ödenemeyebilir. Vadesi gelen borçların zamanında ödenememesi nedeniyle uğranılan, temerrüt faizleri, haciz işlemleri gibi kayıplar oluşabilir.
Alışlarda nakit iskontosundan yararlanılmayabilir.
İşletme yönetimini nakit problemlerini çözmeye yönlendireceğinden, asli görevlerin aksamasına neden olabilir.
Alacaklıların, alacaklarını tahsil edememeleri durumunda, işletmenin tasfiyesi için yasal yollara başvurabilir, bu durum işletmenin varlığını tehlikeye düşürebilir.
Sağlık kurumlarında optimum nakit düzeyi belirlenirken aşağıdaki kriterlerin dikkate alınması gerekmektedir.
- Gelecek döneme ilişkin para akışı tahminlerinin gerçekleşme derecesi,
- Nakit akışında beklenen dalgalanmalar,
- Olağanüstü durumlarla karşılaşma olasılığı,
- Beklenmeyen durumların yaratacağı nakit yetersizliğinden kaynaklanacak sakıncalar,
- Olağanüstü durumlarda işletmenin fon bulma yeteneği,
- İşletmenin bankalarla olan ilişkileri.
Nakit bulundurmanın maliyetlerini genel olarak üç gruba ayırmak mümkündür.
Fırsat maliyeti: İşletmenin elinde bulundurduğu nakdi karlı yatırımlara yönlendirme olanağı ortadan kalktığı için, işletmede bulundurulan nakitten vazgeçilmektedir.
Faiz Tasarrufu: İşletmede bulundurulan nakit sebebiyle, ödenebilecek kısa vadeli borçlar ödemeleri devre dışı bırakılmakta ve bunun nedenle bu borçlar için ödenecek faizlerden tasarruf etme olanağı ortadan kalkmış olmaktadır.
Yüksek Fon Maliyeti: Büyük ölçüde nakit bulunduran işletmelerin sermaye piyasası ile olan ilişkilerinde kopukluklar ortaya çıkmaktadır.
Sağlık kurumlarında ihtiyaç duyulan nakit miktarı belirlendikten sonra, finans yöneticisinin belirlemesi gereken kurumun bulundurması gereken optimum nakit miktarını belirlemektir. Optimum nakit miktarını belirlemede kullanılmak üzere geliştirilmiş, nakit yönetimi karar modelleri bulunmaktadır. Bu modeller sağlık kurumunun maksimum ve minimum nakit tutarı, menkul kıymetlerde değerlendirilecek maksimum ve minimum nakit tutarı, satın alınmış olan menkul kıymetlerin nakde çevrilme tarihleri, nakit bulundurma giderleri gibi konularda da finans yöneticisine önemli bilgiler sunacaktır.
Nakit yönetiminde kullanılan üç temel model açıklanacaktır. Bu modeller Baumol, Miller -Orr ve Beranek modelleridir.