Sağlık Hizmetleri Talebi
Talep, alıcıların kendileri için uygun olan çeşitli fiyatlardan almak istedikleri mal veya hizmet miktarıdır. Fiyat düzeyi ile talep edilen mal ve hizmet miktarı arasında negatif yönlü bir ilişki vardır. Buna “talep yasası” denir. Genellikle tüketicilerin sağlık hizmetlerini talep etmeleri iki nedene bağlıdır. Bunlar, kendilerini daha iyi hissetmeleri için tıpkı bir tüketim malı gibi aldığı hizmetler ve mevcut yaşam kalitelerini yükseltmek için yatırım malı gibi aldıkları hizmetlerdir.
Sağlık hizmetleri piyasasındaki talep yapısı, normal piyasalardaki gibi düzenli ve kesiksiz olmaktan çok, öngörülemeyecek ve hesaplanamayacak niteliktedir ve bir belirsizlik söz konusudur.
Sağlık hizmetleri talebinde unutulmaması gereken en önemli husus, talep eden konumundaki bireylerin bu kararlarını tek başlarına ve bağımsızca vermelerinin söz konusu olmamasıdır. Genellikle kararı veren taraf hizmet sunan ya da arz eden konumundaki doktorlar olmaktadır. Bu durum sağlık hizmetlerinin eğitimli ya da ehil kişiler tarafından verilmesi zorunlu olan bir hizmet olma özelliğinin sonucudur.
Sağlık hizmetleri, hastane hizmetleri ve doktor hizmetlerini içeren sağlık hizmetlerinin geniş bir karışımını ifade eder. Hastane hizmetleri ve diğer hizmetleri içerecek şekilde bu hizmetlerin ölçülmesi, nüfusa sağlanan sağlık hizmetlerinin toplam miktarını verecektir.
Sağlık sigortası aracılığıyla insanlar, gelecek sağlık konusundaki belirsizliği güvence altına almaya çalışırlar. Sigortanın olup olmaması durumuna göre de talep miktarı artmakta veya azalmaktadır. Sigortanın olması sağlık hizmeti talebini arttırmaktadır.Kişilerin gelirlerinden bir kısmını gönüllü olarak tedavi sigortası için ayırmadaki bilgisizlikleri ve isteksizlikleri karşısında, tedavinin sağladığı toplumsal kazancın büyüklüğü, devletleri sağlık sigortasını zorunlu hâle getirmeye itmiştir.
Sağlık hizmetlerinde, diğer mal ve hizmetlerde olduğu gibi bir ikame imkânı ve fiyata göre tüketicinin talep miktaArını bağımsızca ayarlaması söz konusu olmadığı için devletin bu konuda düzenleme yapması gerekmektedir.
Belli bir hastalıktan rahatsız iken, bireyin sağlık bakımı için fiilî talep eğrisi tamamen gayri elastikidir. Böylece hasta, doktorun seçtiği miktarda sağlık hizmetini talep etmek ve bu miktar için ödemede bulunmak zorundadır. Diğer bir deyişle, özellikle yaşamsal önemi olan hastalıklarda bireyler doktorun belirlediği kadar sağlık hizmetlerini talep etmek ve bunun gerektirdiği ödemeyi yapmak zorunda kalmaktadırlar. Yani talep edici konumundaki birey "mutlak bağımlı" konumundadır. Onun adına talep miktarı ve kullanılacak sağlık malı talebini doktor belirlemektedir. Sağlık sektöründeki bu yapı diğer piyasa yapılarından ayrılan en önemli özelliktir.
Hastalar kullanılabilirliği ve ulaşılabilirliği zor olan durumlarda sağlık hizmeti taleplerini azaltmakta, kullanılabilirliği ve ulaşılabilirliği kolay olan durumlarda da taleplerini arttırmaktadırlar.
Sağlık hizmetleri talebini etkileyen kişisel özellikler olarak; cinsiyet, eğitim düzeyi, kalıtımsal özellikler, kültürel algılar ve yaş gibi hususlar ifade edilmektedir. Yapılan tüm bilimsel araştırmalar göstermiştir ki gelir düzeyi ile sağlık hizmetleri talebi doğrusal ilişkiye sahiptir. Diğer bir deyişle, gelir düzeyi arttıkça, sağlık hizmetleri talebi de artmaktadır.
Sağlık talebini ulusal ekonomi düzeyinde, bütün boyutlarıyla düzenleme "sosyal devlet" anlayışının bir gereği sayılmaktadır. Devlet doğrudan "talep yaratıcı" olabildiği gibi, talep yaratılmasına yardımcı da olabilmektedir.