Sağlık ve Ekonomik Kalkınma İlişkisi

Sosyo -ekonomik kalkınmasını tamamlayan ülkelerde sağlık sektörüne ayrılabilecek yeterli kaynak olduğu için bu ülkelerdeki sağlık göstergeleri ve sağlık altyapısı daha iyi durumdadır. Bunun sonucunda , günümüz itibarıyla gelişmiş ülkelerdeki ortalama ömür 80 yılın üzerine çıkmıştır. Bu rakam gelişmekte olan ülkelerde 70 -75 yıl, az gelişmiş ülkelerde ise 60 yıl civarındadır. Gelişmiş ülkelerdeki ortalama ömrün uzunluğu dışında, bebek ölüm hızının düşüklüğü, anne -çocuk sağlığının iyi olması, bulaşıcı hastalıkların azlığı gibi bir çok hususun sebebi de, ekonomik kaynaklarla önlemlerin alınabilmesindeki kolaylıklardır.

Bireyin istenmeyen durumlarından (acı, keder, ızdırap vb.) kurtulmak için sağlık hizmetlerinden faydalanıp, bunlardan kurtulması sonucu elde ettiği yararlar sağlığın ekonomik olmayan yararlarıdır.

Bugün üçüncü dünya ülkeleri olarak adlandırılan az gelişmiş ülkelerdeki insanlar, düşük gelir seviyesiyle verdikleri yaşam mücadelelerine ek olarak, kötü beslenme, hastalık ve olumsuz sağlık koşullarıyla da karşı karşıyadırlar. Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki bebek ölümleri, gelişmiş ülkelerdekinden iki -üç kat daha fazladır .

Kötü beslenme, ölüm oranları ve ortalama ömrün düşüklüğü, dikkatleri gelir seviyesi üzerine çekmektedir. Çünkü yapılan tartışmalar göstermiştir ki, gelir seviyesi yüksek olan ülkelerde bahsedilen durumların iyi, aksine gelir seviyesi düşük olan ülkelerde de kötüdür .

Sağlık ve eğitim iki önemli refah unsurudur. Hükûmetin bu alanlara yatırım yapması yaşam standartlarındaki eşitsizliklerin azaltılmasına yardım edebilir. Sağlık hizmetleri, beslenme programları ve eğitime yapılan yatırımlar, emek gücünün verimliliğini arttırarak ekonomik büyüme üzerinde pozitif bir etkiye de sahip olur .

Sağlık hizmetlerinin iyi olduğu ve dolayısıyla sağlıklı bireylerden oluşan ülkelerin de daha çok ve etkin üretim yapabilmesinden dolayı ekonomik kalkınması kolay olmaktadır. Böylece ekonomik kalkınma sağlığı, sağlık da ekonomik kalkınmayı beslemektedir.

Sağlık sektöründe ortaya çıkan problemler, genellikle iki başlık altında incelemektedir. Bunlar; makro kaynak dağılımı sorunu ve stratejik ve operasyonel etkinlik sorunudur.

Türkiye’de de hemen hemen her siyasi iktidar döneminde sağlık sektöründe çeşitli düzenlemeler veya reformlar yapılmasına rağmen tam bir etkinlilik sağlanamamaktadır. İşte bunun temel sebebi, personel ve hizmetin maliyeti ve hizmetin doğrudan insan yaşamına yönelik olmasıdır.

ilaç sektöründe hem serbest piyasa koşullarının işletilmesi zordur hem de sosyal devletin de bir gereği olarak devletin gözetim ve denetiminin olması gereken bir sektördür.

Sağlık sektöründeki zayıf ulaşım ve haberleşme sistemleri (özellikle kırsal alanlarda), tedavi hizmetleri için bir sağlık güvencesi olan sigortanın etki alanını sınırlamaktadır .

Türkiye’nin 2023 yılında dünyanın en büyük 10’uncu ilaç tüketim pazarı olacağı tahmin edilmektedir. İlaç ihtiyacının büyük bir kısmının ithalatla karşılanması, önemli bir mali yüktür. Bu nedenle, ilaç üretimini destekleyici yeni politikalar ve Ar -Ge’ye ihtiyaç olduğu ifade edilebilir.

Üretim, tüketim, verimlilik ve etkinlikte artış sağlanması gibi sonuçlar, sağlığın ekonomik yararları olarak adlandırılır.

Yapılan çalışmaların hemen hemen hepsi daha iyi sağlığın daha iyi refah olduğunu ortaya koymaktadır.

Fertlerin birtakım şüphe, korku, acı ve ızdıraplardan kurtulmak için yararlandıkları sağlık hizmetleri için yaptıkları ödemeler tüketim, buna karşılık bedensel bir rahatsızlığı ya da ileride meydana çıkması muhtemel olan hastalıkları en az seviyede tutmak için yapılan harcamalar da yatırım harcamalarıdır. Örneğin; bir kişinin güzelleşmek (estetik) vb. gibi durumlara yaptığı tıbbi harcamalar tüketim harcaması, yirmi yaşındaki birinin fıtık ameliyatı için yaptığı giderler ise yatırıma yönelik harcamalardır.

Sonuç olarak, sağlık hizmetleri, sıtma konusundaki gelişme gibi, doğrudan doğruya bir maddi mal üretimi değildir. Ancak ehliyetli sağlık çalışanları tarafından sunulan bir hizmet üretimidir ve maddi malların üretimi sürecinde bir ara basamaktır.