Sağlık Ekonomisi
Sağlık sektörüne ayrılan kaynakların etkin kullanımını sağlamaya çalışan ve bunun için önlemler almak için araştırmalar yapan iktisatçıların uğraş alanına sağlık ekonomisi denir
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) yaptığı araştırmaya göre, ABD’de toplam sağlık harcamalarının GSYH içerisindeki payının %17’nin, Almanya’da %11’in, Belçika’da %10’un, İsveç’te %11’in üzerinde olduğu anlaşılmaktadır. Türkiye’nin sınır komşusu Yunanistan’da ise bu oran yaklaşık %9’dur. OECD ülkeleri ortalaması ise %9,2’dir. Türkiye OECD ülkeleri içerisinde %5,4 ile en son sıradadır.
Dünya Sağlık Örgütü, sağlık harcamalarının Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) içinde alması gereken ideal oranın %5'in üzerinde olması gerektiğini belirtmektedir. Oysa Türkiye'de bu oran 2000 yılına kadar %3 -4'ü geçememiştir. 2000 yılından sonra da %5 ile %6 arasında değişmiştir.
Sağlık, sadece sağlık sektöründeki olumlu düzenlemeler ile değil, aynı zamanda diğer alanlarda da yaşanan pozitif gelişmelerle ulaşılabilecek bir iyilik hâlidir ki, ekonomi bu alanların en önemlilerinden birisidir.
İktisat, kıt kaynakların sınırsız insan isteklerini karşılamak için en rasyonel yol ve yöntemleri geliştirip uygulayan bilim dalıdır. Sağlık sektörüne ayrılan kaynakların etkin kullanımını sağlamaya çalışan ve bunun için önlemler almak için araştırmalar yapan iktisatçıların uğraş alanına da sağlık ekonomisi denir.
Hastalık ve iktisadi durum ilişkilerini araştırdığı için sağlık ekonomisinin başlangıcı olarak William Petty'nin alınabileceği öne sürülmektedir. Sağlık ekonomisiyle ilgili ilk Birleşik Devletler konferansı 1992'de, ilk uluslararası konferans ise 1973'te yapılmıştır. Sağlık ekonomisi hakkında genel kabul görmüş herhangi bir kitap 1979'a kadar piyasaya çıkmamıştır. Diğer taraftan, Mezopotamya'da M.Ö. 2.000 yılları civarında hüküm süren Hamburabi Kanunları'nda, hekimlik uygulaması yapan kişiye yönelik ödemeleri ya da hekimden alınacak tazminat miktarlarını düzenleyici maddelerin olduğu tespit edilmiştir.
Sağlık ekonomisiyle ilgili ilk Birleşik Devletler konferansı 1992'de, ilk uluslararası konferans ise 1973'te yapılmıştır. Sağlık ekonomisi hakkında genel kabul görmüş herhangi bir kitap 1979'a kadar piyasaya çıkmamıştır.
Ülkelerin az gelişmiş ya da gelişmiş ülke olduklarına kimi zaman toplam doğurganlık hızı, ölüm hızı, hastalanma hızı, nüfus artış hızı gibi çeşitli sağlık göstergelerine bakılarak karar verilebilmektedir.
Az gelişmiş ülkelerdeki ölüm oranlarının yüksek gözükmesinin başlıca sebebi, çocuklar arasındaki yüksek ölüm oranlarının devam etmesidir.
Bugün gelir artışının neticede kamu sağlığında ilerlemeye sebep olacağı hususunda bir endişe yoktur. Sosyo-ekonomik kalkınmasını tamamlamış ülkeler daha uygun sağlık şartları yaratabilmektedirler. Buna bağlı olarak, sağlıklı emek gücüyle de daha fazla üretim elde etmektedirler.
Sağlık hizmetlerinin ekonomik ve sosyal kalkınmayı geliştici etkilerinin diğer yatırım alanlarında olduğu gibi açık seçik görünür cinsten olmaması sağlık hizmetlerinin desteklenmesindeki en önemli güçlük olarak ortaya çıkmaktadır.
Ülkelerin ekonomik gelişmişlik düzeyi, kültürü, tarihi, politik yapısı vb. gibi birçok faktör uygulanan sağlık sistemini etkilemektedir.
Sağlık sistemlerini genel olarak; serbest piyasa tipi sağlık sistemi, refah yönelimli sağlık sistemi, kapsayıcı sağlık sistemi ve sosyalist tip sağlık sistemi şeklinde sınıflandırmak mümkündür.