Genel Olarak Sağlık
Sağlık genel olarak; toplumdaki bireylerin hastalık, rahatsızlık ve sakatlıklarının olmamasıyla birlikte, o toplumdaki bireylerin akli, fiziksel, ekonomik ve sosyal açıdan da tam bir huzur ve uyum içinde bulunmaları durumudur. Hastalık ise, organizmada bir takım değişikliklerin ortaya çıkmasıyla fizyoloji görevlerinin bozulması durumu olarak tanımlanabilir. Sağlık, hastalıklardan uzak olma ve sağlıksız olmama durumunu ifade eder. Bu, hem ruhi hem de bedeni açıdan gereklidir. Sağlığı kısaca, hastalıklardan uzak olma ve sağlıksız olmama durumu olarak da ifade etmek mümkündür.
Sınırlı ekonomik imkânlara rağmen, 1923 -1950 döneminde, gerek tedavi edici gerekse koruyucu hekimlik alanında küçümsenemeyecek işler başarılmıştır. Birçok il ve ilçe merkezinde "numune hastaneleri", "doğum ve çocuk bakım evleri" ve dispanserler açılmıştır. Kuduz, frengi, lepra, sıtma, verem, çiçek vb. bulaşıcı hastalıklarla zamanın koşulları oranında etkili bir mücadele yürütülmüştür.
Türklerde tıp ilmi yüzyıllar boyunca çeşitli kaynaklardan ve medeniyetlerden etkilenmiştir. Bunların arasında en önemli yeri Arap, İran ve Yunan tababetleri tutar. Ancak Türk tababetinin önemli bir özelliği bu medeniyetlerin bazılarında tedavi yöntemi olarak uygulanan bazı batıl inançlardan (büyü, sihir vb.) kendisini koruyup, bağımsız bir tıp ekolü olarak ortaya çıkabilmesidir.
Türkler tarihi süreç içerisinde tıp alanında önemli çalışmalar yapmışlardır. Osmanlı Türklerinin ilk tıp kitabı olarak İshâk bin Murâd tarafından Hicri 792 senesinde (M. 1389) "Havassu'l Edviye" adıyla yazılan kitap kabul edilmektedir. Fatih devri tabiplerinden Altuncuzâde, "İhtibâs -ı Bevl (idrar tutulması)" tedavisinde kullanılan bir sonda imal edip, bunu ilk olarak kullanmak suretiyle Türk tıp tarihine önemli bir katkı sağlamıştır.
Anadolu'da ilk tıp kuruluşlarından en önemlisi, Artuklular devrinde inşa edilen ve bugün bir mimari şaheseri olarak kabul edilen Mesudiye Medresesi’dir. Selçuklular ve Osmanlılar Dönemi’ndeki tüm sağlık kuruluşları, padişahların kurdukları vakıflar aracılığı ile yönetilmekteydi. Hekimbaşılar aynı zamanda, Osmanlı sarayının da özel doktorluğunu yapmışlardır.
Ankara'daki ilk "Millî Hükûmet" bünyesinde 2 Mayıs 1920 tarih ve 3 numaralı yasa ile "Sıhhiye ve Muavenet -i İçtimaiye Vekâleti (Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı)" kurulmuştur.
Türklerin dışında hastalıklara ilaç bulmakla uğraşan ve tıp alanında büyük söz sahibi olan Nasturiler, bugünkü Urfa ve Harran yörelerinde üniversiteler açmışlardır. İran padişahlarından Nuşûrevan, Nasturiler'i İran'ın güneybatısında olan Cundûşapur'da iskân etmiş ve buradaki ilk tıp fakültesi ve hastanesi anlamında olan Maristan, Nasturiler tarafından kurulmuştur.
Cumhuriyet döneminde, Sağlık Bakanı Dr. Refik Saydam döneminde hazırlanan ilk çalışma programında (1925), devlet sağlık örgütünün genişletilmesi, sağlık elamanı yetiştirilmesi, "Numune Hastaneleri", doğumevi ve çocuk bakım evi açılması gibi görevlerin yanı sıra sıtma, verem, trohom vb. salgın hastalıklara karşı mücadele konularının ağırlık kazandığı görülmektedir. Yine 1930'da çıkarılan "Umumi Hıfzıssıhha Kanunu" ve 1936'da çıkarılan "Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Teşkilat ve Memurin Kanunu" da Dr. Refik Saydam dönemine aittir.
1950 yılından sonra değişik kamu kurum ve kuruluşları ile çeşitli bakanlıklar sadece kendi personellerine sağlık hizmeti sunmak üzere yeni hastaneler kurmuşlardır .Böylece tek elden sunulan kamuya ait tedavi edici sağlık hizmetleri uygulaması da son bulmuştur. 1980 'den sonra da sağlık sektöründe çeşitli ve önemli gelişmeler olmuştur .Bunların en önemlisi de başlatılan aşı kampanyalarıdır .
1990'dan sonra ise, sağlık konusuna olan ilgi devam etmiş, yeşil kart uygulaması gibi yöntemlerle tüm vatandaşların sağlık hizmetlerinden faydalanması sağlanmaya çalışılmıştır. 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren ise genel sağlık sigortası sistemine geçilerek yeşil kart uygulaması kaldırılmıştır.
Sağlığı etkileyen faktörler, çevresel ve bünyesel etmenler şeklinde iki başlıkta incelenmektedir.
Bir toplumdaki sağlık düzeyini yansıtan en önemli sağlık ölçütleri; o toplumdaki bebek ölüm hızı, anne ölüm hızı, genel ölüm hızı, ortalama yaşam süresi, beklenilen yaşam süresi, hastalık oranları, sağlık sektöründeki insan gücü (doktor, hemşire, laborant vb.) sayısı, doktor başına düşen nüfus, sağlık kuruluşlarının sayısı, temel sağlık hizmetlerinden yararlanabilme, sağlık bakımı, hastalıkları tedavi etme usulleri, sağlık sigortaları, sağlık harcamaları ve sağlık politikalarıdır.