Ekonomiye Giriş
Ekonomi, ekonomik karar birimlerinin karar verme süreçlerini ve kararların sonuçlarını inceleyen sosyal bir bilim olarak tanımlanabilir. Sonsuz olan istekler karşısında kaynakların kıt olması bir tercih yapma zorunluğu doğurur. İktisat bilimi, hem bu seçimin nasıl yapılacağı hem de bu seçimin sonuçları ile ilgilenir.
Ekonomide, ihtiyaçların kaynaklardan daha fazla olmasına “kıtlık” denir .Kıtlık tüm iktisadi problemlerin odak noktasıdır .Eğer bir mal, toplumun gereksinim duyduğu miktardan fazla olursa fiyatı olmayacaktır ve karşılığında bir bedel ödenmeyecektir .Bedeli ödenerek sahip olunan her mal “kıt” tır ve bu mallara “ekonomik mallar” denir .Ekmek, kitap, otomobil gibi elle tutulabilen mallar yanında eğitim, sağlık güvenlik gibi kullanıldığında insanlara fayda sağlayan hizmetlerdir .Kıt olmayan, diğer bir deyişle gereksinme duyulan miktardan fazla olan mallara ise “serbest mallar” denir .Serbest mallara havayı ve güneş ışığını örnek verebiliriz .Serbest malların fiyatları yoktur .
Sınırlı kaynaklarla sınırsız ihtiyaçları giderebilmek için bazı ihtiyaçlardan vazgeçmek gerekir .Alternatifler arasında bir seçim yapmak zorunda kaldığınızda, vazgeçmek zorunda kaldığınız diğer kazançlar sizin fırsat maliyetinizi oluşturur .Tüketim, üretim ve devletin harcama kararlarında fırsat maliyeti söz konusudur .Hangi malı tüketeceğine karar veren tüketiciler, hangi malı üreteceğine karar veren üreticiler ve harcamalarını nasıl bölüştüreceğine karar veren devlet içinde alınan her kararın mutlaka bir fırsat maliyeti vardır .
Toplumdaki mevcut üretim faktörlerinin tamamının kullanılması durumunda üretilebilecek mal ve hizmet miktarını gösteren eğriye “üretim olanakları eğrisi” denilmektedir .Her toplum hangi ekonomik sistemi benimsemiş olursa olsun kıt kaynakların idaresinde tam kullanım, etkin kullanım ve iktisadi büyüme ve kalkınma sorunu ile karşı karşıyadır .Bir ekonomide üretim faktörlerinin tamamının üretime katılması “tam istihdam”, bir kısmının üretime katılamaması hâli ise “eksik istihdam” olarak adlandırılır .Üretim olanakları eğrisi üzerindeki noktalardan birinde üretim yapılması tam istihdamı ifade ederken, üretim olanakları eğrisinin altındaki herhangi bir noktada üretim yapılması eksik istihdamı ifade eder .Eksik istihdam durumunda mevcut üretim faktörlerinin bir kısmı üretime girmediğinden toplam üretim azalmakta dolayısıyla toplum refahı düşmektedir .Kaynakların etkin kullanımının sağlanması için verilecek kararlarda, ne, ne kadar, nerede, nasıl ve kimin için üretilecek sorularının cevabı aranır .Bir ekonomide toplum refahının artması için üretilen mal ve hizmet miktarının artması gerekir . Zaman içerisinde üretim teknolojisinin değişmesi, üretim faktörlerinin miktarı ve veriminin artmasına bağlı olarak üretim olanakları eğrisi dışa doğru kayar . Bu kayma ekonomideki üretim artışını ifade eder .Ekonomik büyüme de üretim artışının yüzde ifadesidir .
Pozitif iktisat, olayların ne olduğuyla ilgilenirken ;normatif iktisat olayların ne olması gerektiğiyle ilgilenir .Pozitif iktisat, olaylar arasındaki neden -sonuç ilişkisini ortaya koyarken test edilebilir ve değer yargılarını içermez . Normatif iktisatta ise değer yargılarını içerir ve olaylar arasında neden - sonuç ilişkisi aramaz .Mikro iktisat, tüketicilerin ve firmaların davranışlarını incelerken ;makro iktisat ekonominin bütününü ele alarak enflasyon, büyüme işsizlik ve dış ekonomik denge gibi değişkenleri inceler .
İnsanların günlük yaşamında sıkça duyduğu ekonomik terimlerden fayda bireyin malın tüketiminden elde ettiği doyumken, değer ekonomik mal ve hizmetlere verilen nispi öneme denilmektedir .Fayda mutlak, değer nispi bir büyüklüktür .Değer kavramında bir karşılaştırma olgusu vardır .Bir değişkenin başka bir değişkendeki belirli değişmeye gösterdiği duyarlılık ölçüsü esneklik olarak adlandırılır .Ekonominin bütünüyle ilgilenen makro iktisat fiyatlar genel düzeyindeki sürekli yükseliş olan enflasyonu, fiyat istikrarını, ekonomide belirli bir dönemde dolaşımda bulunan para miktarını gösteren para arzını, ulusal paranın yabancı paralar karşısındaki değerini gösteren döviz kurunu, ekonomide üretilen mal ve hizmet kapasitesinde meydana gelen artışı ifade eden büyüme ve büyümenin yanında sosyal, kültürel ve siyasi alanda da gelişmeyi ifade eden niteliksel gelişme olarak adlandırdığımız kalkınma kavramlarını inceler .
Üretim faktörleri ;emek sermaye, doğal kaynaklar ve girişimcilikten oluşur . Piyasada alıcılar talep, satıcılar ise arz ile temsil edilirler .Belirli bir mal ve hizmet için tanımlandığında talep, bir tüketicinin bir fiyattan satın almak istediği mal miktarını ifade eder .Satın alma isteği gelir ile desteklendiği takdirde talep oluşur .Dolayısıyla satın alma gücü ile desteklenmiş talep aslında efektif taleptir .
Tüketicilerin talep fonksiyonlarının toplamına piyasa talebi demekteyiz. Piyasa talebi her bir fiyat seviyesinden tüm tüketicilerin satın almak istedikleri toplam mal ve hizmet miktarını gösterir .Bir malın talep edilen miktarını belirleyen temel etmenler; malın kendi fiyatı, tüketicinin geliri, zevk ve tercihleri, satın aldığı ikame ve tamamlayıcı malların fiyatları gelir dağılımı ile tüketici sayısı (nüfus) şeklinde özetlenebilir .
Belirli bir mal ve hizmet için arzı tanımladığımızda, üreticilerin satmak istediği mal miktarı şeklinde tanımlanabilir .Üreticilerin satmak istedikleri mal miktarını etkileyen temel faktörler ise şunlardır :Malın kendi fiyatı, üretim faktörlerinin fiyatları, teknolojik gelişmeler ve üreticinin üretebildiği diğer malların fiyatları, beklentiler ve üretici sayısıdır .Tüm üreticilerin bireysel arz eğrilerinin toplamı piyasa arzının oluşturur .
Talep vearzın dengeye gelmesi piyasa dengesi olarak adlandırılır .Piyasa dengesinde denge fiyatı vedenge miktarı oluşur