Bankalarda Mali Yeterlilik Ve Basel II Süreci

Bir ekonomide tasarruf fazlası ve açığı olan birimler arasında fon transferinin ne kadar önemli olduğu ve bankaların bu yapı içindeki başat rolü tartışmasızdır.

Sağlıklı bir finansal sistem için makroekonomik istikrar, güvenli ve güçlü finansal piyasalar ve kurumlar ile sorunsuz bir ödemeler sistemi şarttır.

Finansal piyasaların ve ödemeler sisteminin de önemli bir aktörü olarak, en önemli finansal kurumların başında gelen bankaların mali açıdan yeterliliği büyük önem taşımaktadır.

Sağlıklı bir bankacılık sistemi sadece bankaların icra ettiği fonksiyonlar itibarıyla önemli değildir. Ayrıca, bankaların olası iflasları ve benzeri finansal şoklara maruz kalmaları da, genel ekonomi için ciddi maliyetler getirebilmektedir. Bu nedenle bankaların mali yeterliliklerinin, başta kamu otoritelerince olmak üzere, izlenip değerlendirmesi büyük bir gereklilik arz etmektedir.

Bankaların mali yeterliliklerinin değerlendirilmesinde "CAMELS Yöntemi" tüm dünyada kullanılan bir mali derecelendirme metodudur.

CAMELS metoduyla her bir finansal kuruluşa bu 6 bileşenin değerlendirmesine ve derecesine dayalı nihai bir bileşik derece verilmektedir. Bu bileşenler; sermaye yeterliliği (C), aktif kalitesi (A), yönetim kabiliyeti (M), kârlılık düzeyi (E), likidite yeterliliği (L) ve piyasa riskine duyarlılık (S) konu başlıklarından oluşmaktadır.

CAMELS’da temsil edilen her bir harf mali yeterlilikte dikkate alınması gereken asgari ve esas noktaları açık bir şekilde vurgulamaktadır. Dolayısıyla bir bankanın mali yeterliliğinin CAMELS’ın bileşenleri bağlamında değerlendirmek yöntem ve içerik olarak çok faydalı ve önemlidir.

CAMELS bileşenlerinin değerlendirilmesinde bankanın büyüklüğü, faaliyetlerinin karmaşıklığı, niteliği ve risk profili dikkate alınmaktadır. özünde bir derecelendirme yöntemi olmakla birlikte, bir bankanın mali yeterliliğinin ve ilgili risklerin değerlendirilmesi bakımından da çok önemli bir kılavuz niteliğindedir. Hatta günümüzde kredi, likidite ve piyasa riski ile operasyonel risk değerlendirmelerinin CAMELS bileşenlerinin önüne bile geçtiği kabul edilmektedir.

Günümüzde bankaların mali yapılarına etki edebilecek çok sayıda içsel ve dışsal riskler olmakla birlikte, temel olarak; kredi, likidite, piyasa ve yapısal faiz oranı riski ile operasyonel riskin bankaların faaliyetleri bakımından önemli olduğu kabul edilmektedir. Hatta söz konusu risklerin düzeyi ve yönetim kalitesinin kimi zaman CAMELS bileşenlerinin dahi önüne geçtiği görülmektedir. Dolayısıyla bir bankanın mali yeterliliği değerlendirilirken genel olarak yukarıda ifade edilen risklerin bankadaki düzeyi, olası etkileri ve bu risklerin banka yönetimi tarafından nasıl yönetildiği kesinlikle göz önünde bulundurulmalıdır. Bu risklerin banka mali yapısı üzerindeki olası etkileri konusunda, olumsuz durumları ve kriz koşullarını içeren muhtelif stres testlerinin ve senaryo analizlerinin yapılması da çok önemlidir. Sermaye dolaşımının serbestleşmesi ve teknolojik gelişmelerle birlikte, uluslararası bankacılık faaliyetlerinin önem kazanması, 1970'li yıllardan itibaren uluslararası bankacılık düzenlemelerinin geliştirilmesi ve yeknesaklaştırılması çalışmalarının hız kazanmasına neden olmuştur. Bu amaçla Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS) bünyesinde Basel Bankacılık Denetim Komites kurulmuştur.

Basel Komitesi, tüm dünyada büyük bir popülerlik kazanan Sermaye Yeterliliği Standart Oranı gibi temel bankacılık düzenleme ilkelerini belirlemiştir. Bu bağlamda, 1988 yılında Basel I, 1997 yılında Etkin Bankacılık Denetimi İçin Temel Prensipler, 2004 yılında Basel II ve 2009 yılında ilk kez duyurulan Basel III Kuralları Basel Komitesi tarafından çıkarılmıştır.

Netice olarak Basel Kuralları'nın özü, bankaların daha güçlü sermaye ve likidite yapılarına sahip olmalarının sağlanması, finansal kriz ve çalkantılara karşı bankaların dayanıklıklarının artırılarak finansal istikrarı ve ekonomik büyümeyi desteklemektir.