Bankalar İçin Faiz Riski ve Aktif Pasif Yönetimi
Ticari bankacılık alanında faiz oranlarının hayati rollerinden ötürü faiz oranı riski bankaların performanslarını düşüren ve faaliyet zararlarına yol açan önemli bir sorun teşkil etmektedir. Çeşitli nedenlerle meydana gelen ani ve şiddetli faiz oranı dalgalanmaları, bankaların pasiflere ödedikleri oranlarlar (fon maliyeti) ile aktiflerinden alacakları oranlar (kredi veya plasman fiyatları) arasındaki dengeyi çoğu zaman banka aleyhine bozabilmektedir.
Faiz oranı riski (interest rate risk) faiz oranlarındaki beklenmeyen değişmelerden kaynaklanması olası potansiyel zararlardır. Faiz oranı dalgalanmaları bankaların karlılıklarını ve dolayısıyla piyasa değerlerini etkileyen temel bir risk unsurudur. Aktif-pasif yönetimi (asset and liability management) ise, faiz oranlarındaki veya likidite durumundaki değişimler yüzünden bankaların karşı karşıya kaldıkları bilânço aktifleri ile pasifleri arasındaki eşleşmeme durumların doğan risklerin yönetimidir. Ayrıntılı bir aktif pasif yönetimi politikası, bilânço koşulları bakımından net faiz marjı (net interest margin), net ekonomik değer (net economic value) gibi hedefler çerçevesinde banka karlılığı ve karlılığın uzun dönemli sürdürülebilirliği konularına odaklanır.
Faiz oranı riski öngörülemese bile çeşitli finansal tekniklerle yönetilebilir ve bankaya olan olumsuz tesirleri önemli oranda azaltılabilir. Bu tür tekniklerin odağı banka bilançosu olduğundan, aktif – pasif yönetimi olarak adlandırılmakta çeşitli türde ve etkinlikteki teknik ve yönetim stratejilerini kapsamaktadır. Aktif pasif yönetimi teknikleri ve stratejilerinin farklı yapıları ve bu nedenle faiz riski karşısında farklı etkinlikleri vardır. Bunlar çağdaş banka yönetiminde koşullara göre tek tek veya çeşitli düzeylerde bir arada kullanılabilirler. Doğru ve yerinde kullanıldıklarında etkili araçlar olduklarından, faiz riskini önleyemeseler bile bankaya olan etkilerini engelleyebilirler.
Son yıllarda faiz riskinin yönetiminde benzeşim (simülasyon) gibi istatistik temelli ve yapay olarak nitelendirilen türev ürün piyasası araçlarına dayalı çok çeşitli ve geniş bir yelpazede birçok yöntem kullanılmaktadır. Faiz oranlarının yönetilmesi yüksek ölçüde uzmanlık gerektiren ciddi bir bilim dalı haline gelmiştir.
Aktif pasif yönetimi, banka aktifleri ile pasifleri ayrı birer portföy olarak değerlendirildiğinde portföy yönetimi tekniklerine dayanan bir yönetim anlayışıdır. Bu anlayışın fiyatlama kararlarında en temel bileşeni “fiyat farkı” (spread) ve fiyat farkının yönetilmesidir. Özelde banka aktifleri ve pasifleri ana unsurları itibariyle bağımsız portföyler olarak değerlendirilmekle birlikte, temel felsefe banka bilançosunun bir bütün olarak idare edilmesidir. Aktif yönetimi, banka aktiflerinin kazanç getirecek şekilde işletilmesi esasına dayanan bir yönetim anlayışıdır ve bankacılık tarihi kadar eski bir konudur. Bununla birlikte, pasif yönetimi gelişmiş ülkelerin bankacılık uygulamalarında 1960’lardan sonra ve ülkemiz uygulamasında ise 1980’lerden sonra önem kazanmıştır. Bunun en önemli nedeni, sözü edilen dönemler öncesi banka kaynak maliyetlerinin nispeten düşük ve fazla değişkenlik göstermeyen bir karakteri olmasıdır. Faiz oranı riskinin önem kazanmasının ardından faiz oranının ölçümü ve yönetimine verilen önem de artmıştır. Bu bağlamda doğrudan ve yapay risk yönetimi teknikleri geliştirilmiştir.