Sigorta Şirketlerinde Mali Yeterlilik ve Solvency II Süreci
Mali yeterlilik kavramı, bir şirketin bütün yükümlülüklerini karşılayabilecek seviyede varlığa sahip olmasıdır. Sigorta şirketleri için bu tanım, meydana gelen hasarlar için tüm ödemelerin zamanında yapılabilmesi anlamına gelir.
Mali yeterlilik konusunda düzenlemelerin amacı poliçe sahiplerini korumak olsa da; şirket çalışanları, yatırımcılar, yöneticiler, reasürans şirketleri, piyasadaki rakip şirketler, düzenleyici otoriteler ve derecelendirme kuruluşları mali yeterlilik konusu ile ilgilenen ve etkilenen taraflardır. Dolayısıyla bu tarafların haklarının korunması için sigorta şirketlerinin yeterli sermayeye sahip olmaları gerekir.
Denetleyici yetkililer tarafından kullanılan dört temel mali yeterlilik metodolojisi vardır: sabit oran, Risk bazlı sermaye (RBS), Senaryo bazlı yaklaşım, Olasılık (Probalistik) yaklaşım
Sigortacılık düzenlemelerinin ve denetiminin ana amacı; poliçe sahiplerinin ve lehdarların yeterli şekilde korunmasıdır. Finansal istikrarın sağlanması da sigorta ve reasürans düzenlemeleri ve denetiminde dikkate alınması gereken ancak asıl amaca zarar vermemesi gereken diğer bir hedeftir.
Sigorta şirketlerinin finansal durumuna yönelik değerlendirmeler sağlam ekonomik ilkelere dayanmalı ve finansal piyasaların sağladığı bilgileri ve teknik risklere ilişkin genel olarak mevcut verileri en uygun şekilde kullanmalıdır. Özellikle, mali yeterlilik yükümlülükleri tüm bilançonun bir ekonomik değerlemesine dayanmalıdır.
Avrupa Birliği tarafından çalışmaları devam eden Solvency II’nin poliçe sahipleri için daha iyi bir koruma sağlaması beklenmektedir. Bu amacın gerçekleşmesi için kaynak temin edilmesi gerekecektir. Finansal ve beşeri kaynaklar dahil olmak üzere köklü ve kapsamlı yeniliklerin yapılması gerekecektir.
Solvency II “Üç Sütun” üzerine inşa edilmiş bir yapıdır. Sütunlar arasında birbirine bağlı sıkı bir etkileşim vardır. Bu nedenle hiçbir sütun tek başına değerlendirilmemelidir. İlk sütun ile sermeye gerekliliklerinin nasıl hesaplanacağı, ikinci sütunda denetim ve risk yönetiminin nasıl yapılacağı ve son sütunda piyasa disiplinini oluşturarak, bütün bilgilerin kamuya, denetim kurumlarına nasıl açıklanacağı konuları ele alınmaktadır.
Türkiye’de faaliyet gösteren sigorta ve reasürans şirketleri ile emeklilik şirketlerinin mevcut yükümlülükleri ile potansiyel riskleri nedeniyle oluşabilecek zararlarına karşı yeterli miktarda özsermaye bulundurmalarının sağlanması amacı ile 26761 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Sigorta ve Reasürans ile Emeklilik Şirketlerinin Sermaye Yeterliliklerinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik” 19.01.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Söz konusu yönetmelikte mali yeterlilik (yükümlülük karşılama yeterliliği) gerekli özsermaye kavramı ile ifade edilmiştir. Türkiye’de faaliyet gösteren sigorta şirketleri gerekli özsermaye (Solvency) miktarlarını hesaplarken Birinci ve İkinci yöntemlerini kullanır. Gerekli özsermaye, birinci yöntem ile ikinci yöntemlerden elde edilen sonuçların yüksek olanıdır.
sigorta şirketleri ve reasürans şirketleri sigorta sözleşmelerinden doğan yükümlülükleri için, kanunda belirtilen esaslara göre yeterli miktarda karşılık ayırmak zorundadır. Sigorta ve reasürans şirketlerinin sigorta sözleşmelerinden doğan yükümlülükleri için ayırmak zorunda oldukları karşılıklar:Kazanılmamış primler karşılığ, Devam eden riskler karşılığı, Matematik karşılığı, Dengeleme karşılığ, Muallâk tazminat karşılığı ve İkramiyeler ve indirimler karşılığı