Kişilik Psikolojisi

Kişiliğin tanımı: Kişilik kavramı Latince bir kavram olan “persona” kavramından gelmektedir. Latincede “persona”, tiyatro oyucularının yüzlerine taktıkları maskeler ile aldıkları rollere işaret etmektedir. Kişilik çok boyutlu bir kavramdır. Bu kavram, bireyin sahip olduğu sosyal becerilerini, kişinin kendisini bir resim olarak nasıl gördüğünü, bireyin kendine özgü özellikleri ile çevreyle etkileşime geçmesi sonucunda geliştirdiği davranışlarını içermektedir. Kişilik kavramı, pek çok ilişkili kavramla karıştırılarak günlük yaşamda kullanılmaktadır. Benlik, kişilik, kimlik, karakter ve mizaç gibi kavramlar anılan kavramlara örnektir. Bu nedenle kişilik ve ilişkili diğer kavramları tanımlamak gerekir.

Kişiliğin oluşumu ve gelişimi: Psikolojik bir yapı olan kişiliğin oluşumunu etkileyen iki önemli faktör bulunmaktadır. Bu faktörlerden ilki bireylerin doğuştan getirdikleri özellikleri içeren genetik yapıdır. İkincisi ise bireyin içerisinde bulunduğu çevredir. Kalıtsal olarak bireylerin sahip oldukları özellikler çevreyle etkileşime geçilmesiyle bireyin kişiliğinin oluşmasına aracılık eder. Kişiliğin oluşumunda hem çevresel faktörler hem de biyolojik faktörler etkili olmaktadır. Doğuştan getirilen özellikler, genotip özellikler olarak ele alınır. Çevresel faktörler ise fenotip özellikler olarak değerlendirilir. Bu noktada kişiliğin oluşumunu, genotip ve fenotip özelliklerin etkileşimi belirlemektedir.

Kişilik kuramları: Psikoanalitik kurama göre kişilik, psikoseksüel gelişim ismi verilen dönemlerden geçerek gelişir. Bu kurama göre beş önemli gelişim dönemi vardır. Bu dönemler; oral, anal, fallik, latent ve genital dönem şeklinde isimlendirilir. Oral dönemde ağız, anal dönemde rektal bölge gibi bölgeler enerji açısından uygun organlar olarak görülmektedir. İnsancıl kuram insanların algı, anlam, duygu ve benlik açılarından farklı özellikler sergilediklerini savunur. Bu kuramın en önemli temsilcisi Carl Rogers’tir. Bu kurama göre insanlar, kendilerini gerçekleştirmek adına çevrelerine tepkide bulunurlar. Bireylerin kendilerini gerçekleştirmelerinde onların ihtiyaçlarının doyurulması önemli bir etkendir. Kendilerini gerçekleştiren insanlar, ideal ve gerçek benlikleri arasında bir denge kurarlar. Bu kuram, insanların kişiliklerine benlik gelişimlerinin yön verdiğini savunur. Kişiliği açıklayan kuramlardan bir diğeri de Toplumsal Öğrenme kuramıdır. Bu kuramın en önemli temsilcisi Albert Bandura’dır. Bu kurama göre, kişilik bir toplumsal bağlam içerisinde edinilir ve gelişir. Toplumsal Öğrenme kuramında, kişiliği etkileyen faktörler üç önemli noktada incelenmektedir. Bunlardan ilki davranış, ikincisi çevre ve üçüncüsü ise bireyin sahip olduğu inançlardır. Bu üç faktör birbirlerini karşılıklı olarak etkileyerek kişiliğin oluşumunda rol oynamaktadırlar. Bu etkiyi Bandura, karşılıklı belirleyicilik kavramıyla ele almaktadır. Toplumsal Öğrenme kuramında bireylerin çeşitli kişilik özelliklerine sahip bireyleri gözledikleri belirtilmektedir. Gözlem yapan kişiye gözlemci, gözlemlenen kişiye de model denilmektedir. Modelin özellikleri, birey tarafından içselleştirilmekte ve kişiliklerinin bir parçası hâline gelmektedir. Faktör Yaklaşımı: İnsanlar arasındaki davranış ve düşünce farklılıkları açıklamaya çalışılınca sayısız özellikler karşımıza çıkmaktadır. İşte bu sayısız özelliklerden anlamlı yapılar oluşturarak kişiliği açıklayan yaklaşıma Faktör Yaklaşımı denir. Faktör yaklaşımı, birbiriyle yüksek ilişki veren özelliklerin bir araya gelerek daha geniş bir yapıda ele alınmasını temel alır.