Öğrenme Psikolojisi I
Öğrenmenin tanımlanması: İnsanların en önemli özelliği öğrenebilen varlıklar olmalarıdır. Dış dünyaya uyum sağlamak için bireyler, sürekli bir şekilde davranışlarını düzenlerler. Bu uyum sağlama sürecinde öğrenme, aracılık eden en önemli etkendir. Günlük yaşam içerisinde insanlar hemen her gün yeni şeyler öğrenmektedir. Öğrenme, yaşantı ya da tekrar yoluyla kalıcı davranış değişikliği sürecidir Herhangi bir davranışın öğrenme olabilmesi için birtakım özelliklere sahip olması gerekmektedir. Bu özelliklerden ilki, bireylerin davranışlarında gözlenebilir bir değişme olması gerçeğidir. İkincisi, bireylerin gösterdikleri davranışlardaki değişimin sürekli olması gerekmektedir. Üçüncü olarak, davranıştaki değişimin deneyim sonucunda meydana gelmesi gerekmektedir. Son olarak da davranıştaki değişimin büyüme sonucunda gerçekleşmemesi gerekir. Öğrenmeyi etkileyen, pek çok faktör vardır. Bu faktörleri bireyden, öğrenme malzemesinden, öğrenme ortamından ve öğretenden kaynaklanan faktörler olmak üzere dörde ayırmak mümkündür.
Klasik koşullanma kuramı: Pavlov’a göre, organizmada her zaman aynı tepkiye neden olan uyarıcıya, koşulsuz uyarıcı denir. Deneysel koşulda yer alan et, köpekte sürekli salya tepkisinin ortaya çıkmasına neden olur. O halde et koşulsuz uyarıcıdır. İkinci önemli kavram koşulsuz tepkidir. Organizmanın koşulsuz uyarana karşı verdiği tepkiler koşulsuz tepki olarak isimlendirilmektedir. Deneysel koşulda yer alan salya tepkisi koşulsuz tepkiye örnektir. Üçüncü önemli kavram nötr uyarıcıdır. Pavlov’a göre, organizmada herhangi bir tepkiye neden olmayan uyarıcıya nötr uyarıcı denir. Deneysel koşulda yer alan köpeğin zil sesine karşı hiçbir tepki vermemesi durumunda zil nötr uyarıcıdır. Dördüncü önemli kavram koşullu uyarıcıdır. Pavlov’a göre, başlangıçta nötr bir uyarıcı iken; koşulsuz uyaranla birlikte organizmaya sunulmasından sonra organizmada koşulsuz uyarının neden olduğu tepki gibi bir tepkiye neden olan uyarıcıya koşullu uyarıcı denilmektedir. Beşinci önemli kavram koşullu tepkidir. Pavlov’a göre, koşullu uyarıcı tarafından ortaya konan tepkiye koşullu tepki denilmektedir. Klasik Koşullanma kuramının temsilcisi Pavlov, Klasik Koşullanma temelinde öğrenmenin birtakım ilkeleri olduğunu belirtmiştir.
Edimsel koşullanma kuramı: Öğrenme psikolojisi alanında ikinci önemli davranışçı kuram Edimsel Koşullanmadır. Edimsel Koşullanma, Skinner tarafından kavramsallaştırılmış ve kuram haline getirilmiştir. Klasik Koşullanma kuramı, davranışın şekillenmesinde çevrenin etkisinin önemli olduğunu belirtmiştir. Edimsel Koşullanma da çevrenin öğrenme üzerinde önemli etkisinin olmasının yanında bireylerin deneyimlerinin de onların öğrenmeleri üzerinde etkili olduğunu belirtmiştir. Bu noktada Edimsel Koşullanma davranışın, davranışın sonucundan etkilendiği görüşünü kuramın merkezine koymuştur. Bir başka deyişle birey, davranışının sonucunu ödüllendirici olarak görürse bu durumda istenilen davranışı gösterme ve devam ettirme eğiliminde davranışlar sergiler. Aksi durumda, davranışın sonucu cezalandırıcı olduğunda, birey davranışını devam ettirmemektedir. Edimsel Koşullanma, davranışı ortaya çıkaran değişkenleri bağımsız değişkenler olarak kabul etmektedir. Bu kuram, bağımsız değişkenleri bulma noktasında “İşlevsel Davranış Analizi” kavramını ortaya atmıştır. İşlevsel davranış analizi kavramı, bireyin davranışlarının devam etmesinde işe yararlık ilkesinin yattığını belirtmektedir. Hangi uyarandan sonra hangi davranışın geldiğinin belirlenmesi işlevsel davranış analizi kavramını ifade etmektedir. Skinner, işlevsel davranış analizi kavramından yola çıkarak psikoloji biliminin amacının davranışı ortaya çıkaran bağımsız değişkenleri bulmak olduğunu belirtmiştir.