Kadın Ruh Sağlığı ve Sosyal Hizmet

Kadınlarda Ruhsal Hastalık Yaygınlığı

Kadınlarda majör depresyon görülme sıklığı erkeklere oranla 2 kat, somatoform bozuklukluk 5 kat fazladır. Ayrıca; kadınlarda konversiyon bozukluk, distimik bozukluk, panik bozukluk, sosyal fobi, özgül fobi, yaygın anksiyete bozukluğu, cinsel bozukluklar, yeme bozulukları daha sık rastlanmaktadır. Kadınlarda depresyonun fazla görülmesinin nedenleri arasında da erkekler gibi farklı davranış biçimleri geliştirememeleri, hormonal nedenler ve geleneksel kadın rolleri olarak sıralanabilir. Depresyon için riskler incelendiğinde “kadın olmak” başlı başına risk faktörünü oluşturmaktadır.

Kadın Ruh Sağlığını Etkileyen Faktörler

Cinsiyet ve Toplumsal Cinsiyet

Cinsiyet bireyin kadın ya da erkek olarak sahip olduğu genetik, fizyolojik ve biyolojik özellikleri ile ilgilidir. Toplumsal cinsiyet ise bireyin kültürel, toplumsal rolü, ruhsal içsel tanımlaması ve onları yerine getirebilmesi olarak tanımlanmaktadır.

Örneğin; toplumsal cinsiyet rolleri bağlamında kadın erkeğe göre pasif, bağımlı, sakin, duygusal, uyumlu, titiz ve verici olarak tanımlanmaktadır. Tanımlanan bu roller de kadınların depresyona yatkınlığını kaçınılmaz hale getirir. Duygusallık, depresyon, somatizasyon bozukluğu örnek verilebilir. Ayrıca erkeklik rolüne göre daha korkak ve pasif olarak rol biçilen kadınlık için anksiyete bozukluğuna ve fobilere sahip olmaya daha yatkındır. İdeal kadınlık olgusu, evlilik, beden imgesi önemli konu alanları içerisindedir.

Sosyo-Ekonomik Durum

Sosyo -ekonomik durum ile bazı ruhsal hastalıklar arasında ilişki bulunmaktadır. Bazı psikiyatrik hastalıklar düşük sosyo- ekonomik düzeyde görüldüğü, yoksullukla birlikte aile içi şiddetin arttığı ve kadınlarda depresif belirtilerin artmasına neden olduğu bilinmektedir. Düşük sosyo -ekonomik durumda olan kadınların duygudurum bozukluğu yaşadıkları, ayrıca yüksek sosyo -ekonomik düzeyinde kadınları duygudurum bozukluğu yaşamalarından koruyamamaktadır.

Şiddet

Kadına yönelik şiddet; cinsiyet ayrımına dayanan, kadına fiziksel, ruhsal, cinsel olarak zarar veren, özgürlüğünü kısıtlayan ve baskıya maruz kalmasına neden olan her türlü davranıştır.

Şiddet türleri sıklıkla;

  • Duygusal şiddet,
  • Sözel şiddet,
  • Ekonomik şiddet,
  • Cinsel şiddet,
  • Fiziksel şiddet şeklindedir.

Şiddete maruz kalan kadınlarda; travma sonrası stres bozukluğu, depresyon, uyum bozuklukları, anksiyeteye duyarlı olma, özkıyım girişimi, travmaya bağlı suçluluk gibi birçok ruhsal belirti görülmektedir.

Biyolojik Faktörler

Hormonal dönemle ilişkili olan adet dönemi sırasında birçok ruhsal bozukluk alevlenebilmektedir. Ayrıca menopoz öncesi, menopoz sonrası, gebelik dönemi, doğum sonrası dönemlerde ortaya çıkan hormanal değişimler kadınlarda duygudurum bozuklukları ile ilişkilendirilmektedir.

Kadınlara Özgü Ruhsal Bozukluklar

Yeme Bozuklukları

Yeme davranışının bozulması, kiloyu kontrol etmeye yönelik ısrarlı davranış nedeniyle fiziksel ve psikososyal işlevselliğin bozulmasıdır. Bu kapsamda başlıca yeme bozuklukları; Anoreksiya Nervoza (AN) ve Bulimiya Nervozadır (BN).

Premenstrüel Disforik Bozukluk

Prementrüel disrofi daha çok duygudurum bozukluğunu ifade etmektedir. Bu belirtiler arasında irritabilite, depresif duygudurum, duygulanımda dalgalanma yer almaktadır.

Doğum Sonrası Ruhsal Bozukluklar

Doğum sonrası duygudurum bozuklukları;

  • Annelik hüznü (lohusalık hüznü),
  • Doğum sonrası depresyon
  • Doğum sonrası psikozudur.

Menopoz Döneminde Görülen Ruhsal Hastalıklar

Kadınlar üzerinde baskı unsuru olmakta ve kadının kendisini güçsüz hissederek depresyon, anksiyete vb. gibi ruhsal bozukluk yaşamasına neden olmaktadır.

Kadın İntiharları

Özkıyımlar ölümle sonuçlanırken; özkıyım girişimleri, ölümle sonuçlanmamış; fakat kendini öldürme girişimleridir. Özkıyım ile depresyon arasında güçlü ilişki bulunmaktadır. Ölümcül öz kıyım için girişimde bulunmak da risk faktörü oluşturmaktadır.

Ülkemizde de özkıyım girişim oranı artmaktadır. Bu sayı yüzbinde 3 ile yüzbinde 4.3 arasında değiştiği belirtilmektedir. Kadınların erkeklere oranla özkıyım sayısı az gibi görünse de bu sayı giderek artmaktadır.

Kadınların Ruhsal Sorunlarına Psikiyatrik Sosyal Hizmet Yaklaşımı

Bilindiği gibi ruhsal hastalıklara yönelik müdahaleler koruyucu önleyici, iyileştirici tedavi edici ve geliştirici nitelikte olmalıdır. Bunun olabilmesi için de multidisipliner çalışma gereklidir.

Hem bireyin kendisi hem ailesi ve çevresi hem de toplum düzeyinde çalışmak gerekli olmaktadır.

Mikro Düzey Uygulama

Mikro düzey uygulamada amaç hastanın ya da aile üyesinin bireysel düzeyde güçlenmesi, hastalığa uyum sağlaması ve gelişim göstermesidir. Bunun için hasta bireyle, güçlenme odaklı uygulamalar gerçekleştirilebilir.

Mezzo Düzey Uygulama

Amaç, hastalık tanısı almış kadın gruplarının ve ailelerin güçlenmesi, hastalığa uyum sağlaması ve gelişim göstermesidir.

Makro Düzey Uygulama

Amaç, kadınların güçlenmesini sağlamak, benzer sorunların başkaları tarafından da yaşandığının ve yalnız olmadıklarının farkedilmesini sağlamak, problemlerle başedebilme becerisini geliştirmektir.