Duygu ve Davranış Bozukluğu Olan Öğrenciler

Duygu ve Davranış Bozukluğunun Tanımı

Duygu ve davranış bozukluğu, bireyin ve yakın çevresindekilerin yaşantısını doğrudan, toplumun ise dolaylı olarak olumsuz yönde etkilemektedir. Duygu ve davranış bozukluğu olan çocuklar özellikle sergiledikleri sosyal beceriler ve davranışlar açısında akranlarından oldukça farklıdırlar. Bu çocuklar toplumsal normlara uyum sağlayamamakta, uygun sosyal etkileşim ve iletişim kurmamaktadırlar. Çoğunlukla toplum tarafından dışlanmış, suça itilmiş, aile içi çatışmaların olduğu ortamda yetişmiş çocuklardır. Toplumdan kendilerini dışlama, kendilerine ve çevresindekilere zarar verme ve suça buluşma gibi çok farklı türde ve boyutta problem davranışlar göstermektedirler.

Sınıflandırması

Duygu ve davranış bozukluğu olan bireyler, psikiyatrik sınıflandırma ve ampirik sınıflandırma olarak iki temel başlık altında incelemektedir. Duygu ve davranış bozukluğu aslında şemsiye bir terim olup, farklı problem davranışlar bu terim altında kategorize edilmektedir.

Duygu ve Davranış Bozukluğunun Yaygınlığı

MEB’in istatistik verilerine göre, 2004- 2005 yıllarında ilköğretim kaynaştırma sınıflarında 40,050 özel eğitim gereksinimi olan öğrenci bulunmaktadır. MEB’in 2010- 2016 yıllarına ait istatistiki bilgileri incelendiğinde, ilköğretim ve ortaöğretimde toplam 92,355 özel gereksinimi olan öğrencinin kaynaştırma sınıflarında eğitim aldığı görülmektedir. Bu istatistik verilerine göre uyum güçlüğü gösteren öğrencilerin sayısı 40- 50 arasındadır.

Duygu ve Davranış Bozukluğunu Tetikleyen Etmenler

Alan yazını incelendiğinde, duygu ve davranış bozukluğunu tetikleyen etmelerin neler olduğu konusunda da ortak bir görüşün olmadığı görülmektedir. Duygu ve davranış bozukluğuna neden olan etmenlerin neler olduğu konusunda toplumlar ve kültürler arasında büyük görüş ayrığı olduğu görülmektedir. Ancak genel olarak biyolijik ve çevresel etmenler üzerinde durulmaktadır.

Duygu ve Davranış Bozukluğunun Tanılanması ve Değerlendirmesi

Duygu ve davranış bozukluğu olan çocukların diğer yetersiz türlerinde olduğu gibi tıbbi ve eğitsel tanılamaları yapılmaktadır. Duygu ve davranış bozukluğu olan çocuklar cinsiyetleri açısından incelendiğinde erkek çocukları kızlara oranla daha fazla duygu ve davranış bozukluğu davranışları sergilemektedir.

Duygu ve Davranış Bozukluğu Olan Çocukların Eğitimleri

Duygu ve davranış bozukluğu olan çocukların eğitiminin ve uygun olmayan davranışlarına müdahale sürecinin çok iyi planlanması ve bilimsel dayanaklı müdahalelerden yararlanılması, uzmanların aile ve çocukla işbirliği içerisinde çalışması oldukça önemlidir. En önemlisi ise erken müdahale ve önlemedir.

Bilimsel Dayanaklı Müdahale Yaklaşımları

Duygu ve davranış bozukluğu olan çocukların problem davranışlarına müdahale sürecinde başvurulan yaklaşımlar; psikoeğitsel yaklaşım, davranışçı yaklaşım, çevreci (ekolojik) yaklaşım, psikoanalitik yaklaşım ve insancıl yaklaşımdır.

Sonuç olarak aileler, çocuklarını önemsemeli ve onlara değer vermelidir. Hayatın oldukça anlamlı olduğu ve bu hayatta onların da çok önemli bir yere sahip olduğu algısı oluşturulmalıdır.