İşitme Yetersizliği Olan Öğrenciler
Ses ve Sesin Özellikleri
Çevremize baktığımızda çeşitli ses kaynaklarıyla karşılarız. Bunlar arasında piyano, gitar gibi müzik aletleri hatta ses tellerimiz dahi birer ses kaynağı olarak gösterilebilir.
Ses, kısaca çevremizdeki işitsel uyaranlar olarak adlandırılmaktadır. Ses boşlukta yayılmaz. Sesin iletilebilmesi için bir ortama ihtiyaç vardır.
Ses dalgaları havada dağınık halde bulunurlar ve ses kaynağında meydana gelen değişimler havadaki moleküllerin birbirine yaklaşmasını sağlar. Bu sesin kütle ve esneklik özelliğiyle ilgilidir.
Nasıl İşitiyoruz?
Çevremizden gelen ses kaynaklarını algılayabilmek için gerekli olan organ kulaktır. Kulak her bir bölümü farklı göreve sahip 3 bölümden oluşur. Bunlar; dış kulak, orta kulak ve iç kulaktır.
Dış kulak, çevreden gelen sesleri alıp toplar ve kulak zarında bir titreşim meydana getirir. Kulak zarındaki titreşim, orta kulaktaki kemikçik yapılarını harekete geçirir ve sesin iç kulağa aktarımını sağlar. İç kulağa iletilen sesler, sinir uçlarında birleşir ve bu sinyaller beyne iletilir. Böylece ses anlamlandırılmış olur.
İşitmenin gerçekleşebilmesi için sağlıklı bir kulağa sahip olmak gerekir. Ancak kulağın bu üç bölümünde herhangi bir bozukluk olduğunda işitmenin gerçekleştiği söylenemez.
İşitme Yetersizliğinin Sınıflandırılması ve Çeşitleri
İşitme kaybı çok hafif dereceden başlamak üzere, hafif, orta, ileri ve çok ileri düzey işitme kaybı şeklinde sınıflandırılır.
Bu bağlamda, işitme yetersizliği oluştuğu zamana göre doğum anı, doğum sırası ve doğum sonrası; oluştuğu yere göre dış kulak, orta kulak, iç kulak ya da işitme sinirinde meydana gelebilmektedir. Dil kazanım dönemine göre, dil öncesi, dil sırası ya da dil sonrası oluşabilmektedir.
Oluştuğu yere göre işitme kaybı, iletim tipi, sensörinöral, mikst tip ve merkezi işitme kaybı şeklinde isimlendirilir.
İşitme Yetersizliğinin Tanılanması ve Değerlendirilmesi
İşitme yetersizliği ilk olarak hastane ya da doğumevlerinde yapılan taramalar yoluyla belirlenir.
İşitme yetersizliği tanısını ise odyolojik değerlendirmeler sonucunda odyologlar koyar.
Odyoloğun görevleri; işitme tanısını koymak amacıyla tanısal testler yapmak, işitme organının sağlığının korunması ve işitme kaybının önlenmesi ile ilgili çalışmalar yapmak, işitme cihazı ayarlarını yapmak ve işitme ile ilgili eğitim programlarını ayarlamaktır.
Odyologlar iştme yetersizliği tanısı koymak için objektif ve subjektif değerlendirme yöntmelerini kullanırlar.
İşitme Yetersizliğinin Nedenleri
İşitme yetersizliği, doğum öncesi, doğum anı ya da doğum sonrası nedenlerle ortaya çıkabilir.
Doğum öncesinde; genetik, akraba evlilikleri, annenin hamileleği sırasında şeker hastalığı, kızamık ve ateşli hastalıklar geçirmesi, RRH uyuşmazlığı işitme kaybına neden olabilir.
Doğum sırasında; bebek düşük bir kilo ile doğabilir, oksijensiz kalabilir ya da kordon dolanması işitme kaybına neden olabilir.
Doğum sonrasında; çocuğun geçirdiği ateşli hastalıklar, havale, orta kulak iltihabı ve yüksek şiddette gürültüye maruz kalma işitme kaybına neden olabilir.
İşitme Yetersizliğinde Kullanılan İletişim Yöntemleri
İşitme yetersizliği olan öğrenciler doğal işitsel sözel yaklaşım başta olmak üzere, işaret dili, total iletişim ya da ikili dil yaklaşımıyla iletişim kurabilirler.