Öğrenme Güçlüğü Olan Öğrenciler
Özel Öğrenme Güçlüğünün Tanımı
Özel eğitim gereksinimi olan öğrencilerin görülme sıklığına göre yapılan sınıflandırmasında özel öğrenme güçlüğü olan öğrenciler sık rastlanılan yetersizlikler kategorisinde yer almaktadır. Özel öğrenme güçlüğü terimi ilk defa Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) 1960’lı yıllarda bir psikolog olan Samuel Kirk tarafından ortaya atılmıştır.
Özel öğrenme güçlüğü MEB Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde "Özel öğrenme güçlüğü olan birey, dili yazılı ya da sözlü anlamak ve kullanabilmek için gerekli olan bilgi alma süreçlerinin birinde veya birkaçında ortaya çıkan ve dinleme, konuşma, okuma, yazma, heceleme, dikkat yoğunlaştırma ya da matematiksel işlemleri yapma güçlüğü nedeniyle özel eğitim ve destek eğitim hizmetine ihtiyacı olan bireydir.” şeklinde tanımlanmaktadır.
Özel Öğrenme Güçlüğünün Yaygınlığı
ABD’de özel öğrenme güçlüğü olan öğrencilerin özel eğitim gereksinimi olan tüm öğrenciler arasındaki oranı %38,8’dir. ABD özel eğitim sisteminde özel öğrenme güçlüğü en büyük grubu oluşturmaktadır.
Ülkemizde 2016 -2017 öğretim yılında örgün eğitimde özel öğrenme güçlüğü tanılı öğrenci sayısı toplam 9253’tür. Özel öğrenme güçlüğü olan öğrencilerin kaynaştırma uygulamalarının gerçekleştiği sınıflarda eğitimlerine devam eden öğrenciler içindeki oranı %4, tüm özel eğitim gereksinimi olan öğrenciler içindeki oranı ise %3’tür.
Özel Öğrenme Güçlüğünün Nedenleri
Özel öğrenme güçlüğünün kesin bir nedeni henüz belirlenmemiştir. Bazı öğrencilerde genetik unsurlar veya beyin yapısı ile işleyişine bağlı farklılıklar özel öğrenme güçlüğünü nedeni olarak ortaya çıkabilmektedir. Ayrıca doğum öncesi veya doğum sonrası farklı nedenlere bağlı olarak da özel öğrenme güçlüğü oluşabilmektedir. Özel öğrenme güçlüğünün oluşmasında birçok farklı unsur ortaya çıkabildiği için her öğrenci için kabul edilebilecek kesin tek bir neden belirtmek mümkün görülmemektedir.
Özel öğrenme güçlüğünün biyolojik ve psikolojik nedenleri olabilmektedir. Fakat öğrencinin öğrenme güçlüğünden etkilenmesinde en önemli unsur olarak çevresel etmenler gösterilmektedir.
Özel Öğrenme Güçlüğünün Değerlendirilmesi
Özel öğrenme güçlüğü olan öğrenciler okul öncesi dönemde bazı erken belirtiler sergileyebilmektedir; fakat öğrenciye tanı konulabilmesi için akademik öğretime maruz kalmış olması gerekmektedir. Özel öğrenme güçlüğü olduğundan şüphelenilen bir öğrenci değerlendirmeye yönlendirilmeden önce bazı müdahalelere maruz bırakılmalıdır.
Bu amaçla sistematik bir erken müdahale ve değerlendirme süreci olarak planlanan Müdahaleye Tepki Modeli (MTM) geliştirilmiştir.
Özel öğrenme güçlüğü özel eğitim kategorileri arasında değerlendirilmesi ve tanılanması en güç alanlardan biridir. Özel öğrenme güçlüğü olduğundan şüphelenilen öğrenciler değerlendirme ve tanılama aşamasına geldiklerinde mutlaka kapsamlı bir değerlendirmeden geçmelidirler.
Öğrenciler hem akademik beceriler hem de motor beceriler, el- göz koordinasyonu, bellek ve dikkat becerileri gibi birçok farklı akademik olmayan beceri açısından da değerlendirilmelidir. Değerlendirmeler gerçekleştirilirken formal değerlendirme araçlarının (standart testler, bataryalar vb.) yanı sıra informal değerlendirme yöntemleri (müfredat temelli değerlendirme, görüşme, portfolyo vb.) de kullanılmalıdır.
Özel Öğrenme Güçlüğü Olan Öğrencilerin Özellikleri
Özel öğrenme güçlüğü birçok farklı alanda yaşanan güçlüğü kapsadığı için özel öğrenme güçlüğü olan öğrenciler oldukça heterojen bir grup oluşturmaktadırlar. Dolayısıyla tüm özel öğrenme güçlüğü olan öğrenciler için ortak özellikler belirtmek oldukça güçleşmektedir.
Özel öğrenme güçlüğü olan öğrencilerin en çok güçlük yaşadıkları akademik alan okumadır. Okumada ses bilgisel farkındalık, ses sembol eşleme, kelime bilgisi, akıcı okuma ve okuduğunu anlama boyutlarının çoğunluğunda güçlükler yaşayabilmektedirler.
Özel Öğrenme Güçlüğü Olan Öğrencilerin Eğitimleri
Ülkemizde özel öğrenme güçlüğü olan öğrenciler kaynaştırma uygulamalarının gerçekleştirildiği okullarda eğitimlerine devam etmektedirler. Ayrıca bu öğrenciler okullarındaki destek eğitim sınıflarında birebir eğitim desteği alabilmekte ve özel özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinden destek eğitim hizmeti alabilmektedir.
Özel öğrenme güçlüğü temelde tıbbi bir tanı olmasına rağmen henüz tıbbi bir müdahalenin mümkün olmadığı ve en yaygın müdahale yönteminin özel eğitim olduğu bir özel gereksinim alanıdır. Özel öğrenme güçlüğü olan öğrencilerin eğitiminde öncelikli yaklaşım, öğrencilerin hâlihazırdaki yeteneklerinin ve güçlü yanlarının temel alınmasıyla öğrenme becerilerinin kazandırılması ve güçlük yaşadıkları alanlarının ve zayıf yönlerinin desteklenmesidir. Bunun yanı sıra özel öğrenme güçlüğü olan öğrenciler dil ve konuşma terapisi, ergoterapi veya psikoterapi gibi hizmetlerden yararlanabilmektedir.