Zihin Yetersizliği Olan Öğrenciler
Zihin yetersizliğine ilişkin farklı tanımlar olduğu görülmektedir. Tarihsel süreç içinde zihinsel yetersizliğe ilişkin farklı disiplin alanlarının (tıp, psikoloji, eğitim vb.) kendi bakış açısıyla tanımlamaları ve tartışmaları olmuştur.
AZGYB 2002 yönergesine göre zihinsel yetersizlik, zihinsel işlevde bulunma ve kavramsal, sosyal ve pratik uyumsal becerilerde kendini gösteren uyumsal davranışların her ikisinde anlamlı sınırlılıklar olarak karakterize edilen bir yetersizliktir. Bu yetersizlik 18 yaşından önce başlar.
Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği'ne göre zihinsel yetersizliği olan birey; zihinsel işlevler bakımından ortalamanın iki standart sapma altında farklılık gösteren, buna bağlı olarak kavramsal, sosyal ve pratik uyum becerilerinde eksiklikleri ya da sınırlılıkları olan bu özellikleri 18 yaşından önceki gelişim döneminde ortaya çıkan ve özel eğitim ile destek hizmetlerine ihtiyaç duyan birey biçimde tanımlanmıştır.
Zihin yetersizliği olan bireyler Aralıklı (Intermitten) desteğe ihtiyaç duyan, Sınırlı (Limited) desteğe ihtiyaç duyan, Kapsamlı (Extensive) desteğe ihtiyaç duyan ve Yaygın (Pervasive) desteğe ihtiyaç duyan bireyler olarak sınıflandırılmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve AZGYB’ye göre zihinsel yetersizliğin nedenleri meydana gelme zamanına (doğum öncesi, doğum sırası ve doğum sonrası) ve meydana gelme şekline (tıbbi, sosyal, davranışsal ve eğitsel) göre sınıflandırılmaktadır.
Türkiye’de ise Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde (2012) zihinsel yetersizliği olan bireyler “çok ağır düzeyde zihin yetersizliği olan birey, ağır düzeyde zihin yetersizliği olan birey, orta düzeyde zihin yetersizliği olan birey ve hafif düzeyde zihin yetersizliği olan birey” şeklinde sınıflandırılmıştır. Bu mevzuata göre hafif düzeyde zihinsel yetersizliği olan birey, zihinsel işlevler ile kavramsal, sosyal ve pratik uyum becerilerinde hafif düzeydeki yetersizliği nedeniyle özel eğitim ile destek eğitim hizmetlerine sınırlı düzeyde ihtiyaç duyan birey olarak tanımlanmıştır.
Orta düzeyde zihin yetersizliği olan birey, zihinsel işlevler ile kavramsal, sosyal ve pratik uyum becerilerindeki sınırlılık nedeniyle temel akademik, günlük yaşam ve iş becerilerinin kazanılmasında özel eğitim ile destek eğitim hizmetlerine yoğun şekilde ihtiyaç duyan birey olarak tanımlanmıştır.
Ağır düzeyde zihin yetersizliği olan birey ise zihinsel işlevler ile kavramsal, sosyal ve pratik uyum becerilerindeki eksiklikleri nedeniyle öz bakım becerilerinin öğretimi de dahil olmak üzere yaşam boyu süren, yaşamın her alanında tutarlı ve yoğun özel eğitim ve destek eğitim hizmetine ihtiyacı olan bireyi şeklinde tanımlanmıştır.
Çok ağır düzeyde zihin yetersizliği olan birey ise bireyin zihinsel yetersizliği yanında başka yetersizlikleri bulunması nedeniyle öz bakım, günlük yaşam ve temel akademik becerileri kazanamaması nedeniyle yaşam boyu bakım ve gözetime ihtiyacı olan bireyi tanımlamaktadır.
Zihin yetersizliği olan bireylerin yaygınlığının belirlenmesinde genellikle zeka testleri kullanılmaktadır. Buna göre nüfusun %3’ünün zihin yetersizliği gösterdiği kabul edilmektedir. Son yıllarda zihin yetersizliğinin tanımlanmasında uyumsal davranışlarında değerlendirilmesi dikkate alınmaktadır. Bu durumda oran %1’lere kadar düşmektedir.
Zihin yetersizliği olan öğrencilerin hiç öğrenemeyeceklerine ilişkin genel yanılgı söz konusudur. Oysaki öğrencinin performansına uygun eğitim programları ve etkili yöntemler ile öğrenebilirler.
Öğretim sürecinde öğretmen tarafından uygun ipucu, dönüt ve düzeltmeler verilerek olumlu öğrenme yaşantıları oluşturulmalıdır. Bu yaşantılar öğrenci motivasyonunun artmasını sağlayacaktır.